Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kalender’de Bir Gece - Μια νυξ στο Καλεντέρι[*]
Sıcak dalgasının evde durmayı olanaksızlaştırdığı kavurucu ağustos gecelerinden birinde, temiz hava almak ve açık bulursam Andoni'nin kahvesinde bir kahve içmek için Kalender'e gitmeye karar verdim. Kalender, Boğaziçi'nin en güzel iki köyü olan -nedendir bilmem, çok beğenilen Büyükdere ya da bizim bildiğimiz adıyla Vathyrriaks bana
Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kalbinin köşesinde bir hüzün taşımayan insan kendini yeniden gözden geçirmelidir bence. Çünkü dünyada bunca açlık, bunca keder, bunca zulüm, bunca gözyaşı varken içimizde bunlara dair bir hüzün bile yoksa kalbimizde bir sorun var demektir. Bunun için aynanın karşısına geçip gözlerinizin içine bakın. Orada önce kalbinizi sonra da gözlerinizde kaybolan huzuru göreceksiniz. Çünkü hüzünlü kalple bakan gözler daima fersizdir.
Turkuvaz Yayınları
bir dil ki sanki tamamıyla bir insan olsun
- Bilseniz, şiirin nasıl bir dile muhtaç olduğunu bilseniz! Öyle bir dil ki... Neye benzeteyim bilmem? Konuşan bir ruh gibi güzel söz söylesin, bütün kederlerimize, sevinçlerimize, düşüncelerimize, o kalbin bin türlü inceliklerine, fikrin bin çeşit derinliklerine, heyecanlara, öfkelere tercüman olsun, bir dil ki bizimle birlikte gurubun hüzünlü renklerine dalsın düşünsün, bir dil ki ruhumuzla beraber bir matemin kederiyle ağlasın. Bir dil ki asabırnızın heyecanına eşlik ederek çırpınsın... Hani ya bir kemanın telinde yakalanamaz, anlaşılamaz, bir kurala bağlanamaz nağmeler olur ki ruhu titretir... Hani ya, tan yeri ağarmadan ufuklara hafif bir renk uyuşmasıyla dağılmış sisler olur ki üzerlerinde resmi yapılamaz, belirlenemez yansımalar uçar, bakışiara buseler serper ... Hani ya, bazı gözler olur ki sonsuz karanlıklada dolu bir ufka açılmış kadar ölçülemez, nerede biteceğini anlamak mümkün olamaz derinlikleri vardır, duyguları yutar ... İşte bir dil istiyoruz ki onda o nağmeler, o renkler, o derinlikler olsun. Fırtınalada gürlesin, dalgalarla yuvarlansın, rüzgarlada sarsılsın, sonra veremli bir kızın yatağı kenarına düşsün ağlasın, bir çocuğun beşiğine eğilsin gülsün, bir gencin ümitle parlayan bakışına saklansın. Bir dil... Oh! Saçma söylüyorum, zannedeceksiniz, bir dil ki sanki tamamıyla bir insan olsun.
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Annemin beni hastaneden eve getirişi; yüzünde hüzünlü bir gülümseme, endişeyle kısılmış gözler...
Ya gözler? Kam gözler, ala gözler, gülen gözler, hüzünlü gözler, yaşlı gözler, masum gözler, çocuk gözler. Derin gözler ... Gözlerde okunanlar, kaderleri sanki ...
Reklam
Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Duymak yitirdiğimi, ah daha neler neler...
Hüzünlü kalple bakan gözler daima fersizdir.
Sayfa 191Kitabı okudu
Bilseniz, şiirin nasıl bir dile muhtaç olduğunu bilseniz! Öyle bir dil ki... Neye benzeteyim, bilmem?... Konuşan bir ruh kadar temiz, sağlam ve iyi anlatıcı olsun. Bütün kederlerimize, sevinçlerimize, düşüncelerimize, o yüreğin bin türlü inceliklerine, düşüncenin bin çeşit derinliklerine, heyecanlanmak, öfkelenmelere tercüman olsun!... Bir dil ki, bizimle birlikte güneşin barışının hüzünlü renklerine daldım düşünsün; bir dil ki ruhumuzla birlikte bir matemin acısı ve umutsuzluğuyla ağlasın. Bir dil ki, sinirlerinin heyecanına eşlik ederek çırpınsın... Hani ya bir kemanın telinde önüne geçilip tutulamaz, anlaşılamaz, bir kural altına alınamaz ezgiler olur ki ruhu titretir... Hani ya tan ağarmasından önce ufuklara hafif bir renk karışımıyla dağılmış sisler olur ki üzerlerinde belirgin hale getirilemez ve ne olduğu anlaşılamaz yankılar uçar; gözlere öpücükler serper... Hani ya kimi gözler olur ki sonsuz karanlıklarla dolu bir ufka açılmış ölçülemez, nerede biteceğini bilmenin mümkün olmadığı derinlikleri vardır, duyguları yutar... İşte bir dil istiyoruz ki onda o ezgiler, o renkler, o derinlikler olsun. Fırtınalarla gürlesin, dalgalarla yuvarlandı, rüzgârlarla sarsılsın; sonra veremli bir kızın yatağının kenarına düşsün ağlasın; bir çocuğun beşiğine eğilsin gülsün; bir gencin umutla parlayan bakışına saklansın... Bir dil... Oh! Saçma söylüyorum sanacaksınız; bir dil ki sanki bütünüyle bir insan olsun.
Gözler vardır, bilirim, hüzünlü bakışları Hiçbir anlam taşımaz, hiçbir şey söylemezler; Dışı süslü, içi boş mücevher kutuları, Ey;Gök, senden daha boş ve daha derin gözler!
522 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.