Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün büyük şeyler küçük başlangıçlarla gelir. Her alışkanlığın tohumu küçük, tek bir karardır. Ancak o karar tekrarlanırken bir alışkanlık filizlenir ve büyür. Kökler toprağa yayılır, dallar uzar. Kötü bir alışkanlığı yenme görevi içimizdeki güçlü bir meşeyi kökünden sökmek gibidir. İyi bir alışkanlığı inşa etme görevi ise narin bir çiçeği günbegün büyütmekten farksızdır.
İyi bir tezgâh ve doğru miktarda sermayeyle her eğitimli insan bir kitapçı sayesinde küçük ve güvenli bir gelir elde edebilir. "Nadir" kitap ticaretine girişmezseniz öğrenmesi zor bir ticaret değildir ve kitapların içindekiler hakkında bir şeyler biliyorsanız işe avantajlı bir başlangıç yapmış olursunuz.
Sayfa 21 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ey gümüş tenli, siyah saçlı, düşüncenden saçlarım ağardı."
Yapılabilecek bir şey kalmamış gibi göründüğünde, yine de yapılabilecek bir şeyler vardır. Yaşamın ayağınıza, sırtınıza vurduğu yükü; bazen düşüncelerinizle, duygularınızla hafifletebilirsiniz.
7.cilt
1661.Ömer İbni'l-Hattâb radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Arkasından koparılan feryat (ve yakılan ağıt) sebebiyle ölüye kabrinde azâb olunur." Bir rivâyette (Tirmizî, Cenâiz 23) "ölüye ağlandığı sürece" denilmektedir. Buhârî, Cenâiz 34; Müslim, Cenâiz 28. Ayrıca bk. Tirmizî, Cenâiz 23. ... Arkasından kendisi için ağlanmasını vasiyet etmek câhiliye dönemi Araplarının âdetlerindendi. Bugün de ne yazık ki, görenek adına câhil insanlar böyle vasiyetlerde bulunabilmektedirler. Özellikle küçük yerleşim birimlerinde çoğu yaşlı kadınlar cenâze evine giderler, dönüşlerinde de "Analarına (veya babalarına) falancanın çocukları , gelini nasıl ağladı nasıl ağladı, bir görseydiniz" diye bu kötü, anlamsız âdeti takdirle anarlar. Dindar insanlar arasında bile gözlemlenen bu durum, hadislerdeki "azâb" tehdidini, ağlamayı vasiyet edenlere yönelik olarak yorumlamanın son derece isabetli olduğunu göstermektedir. ... Bazı âlimler ise, ölenin arkasından iyiliklerini sayıp dökmenin eski Arap âdetlerinden olduğuna dikkat çekmişlerdir. Ancak onların iyilik diye sayıp döktüğü öyle şeyler vardır ki, İslâm onları yasaklamıştır. Bu tür sözleri söyleyenle beraber, arkasından söylenen kimse de azâb olunur. Bugün de ölülere yakılan ağıtlarda öyle sözler söyleniyor ki, -Allah korusun- insanı dinden imandan eder. Bir kötülüğü veya haramı övenler, şecaat arzederken sirkatini söyleyenler hiç de az değildir.
Yoktu
Fakat insan ruhuna ait daha büyük gerçekler vardı. İnsan yalnız kaldığı zaman öyle şeyler düşünüyordu ki aşk bunların yanında küçük bir yer tutuyordu. Sevdaya zaman yoktu.
Reklam
Dün akşamdan beri ne Hamdi ne de ben hakikatte değişmiş değildik; neysek gene oyduk; buna rağmen onun bana dair, benim ona dair öğrendiğimiz bazı şeyler, bazı küçük ve teferruata ait şeyler bizi ayrı istikametlere alıp götürmuşlerdi...
bizler de mutlu olduğumuz anları gözden geçirsek, bütün kâinatın karşısında titrediği şu kelimeye ulaşmaz mıyız? hiç.
şu gerçeği itiraf etmeliyiz ki bizler çoğunlukla en uzak bir yerde bulunan bir ailenin özel hayatını bildiğimiz halde oturduğumuz yerin bir saat ötesini bilmeyiz.
Dış dünyaya bakarken onun sadece ilgimizi çeken küçük bir kısmına bakıyoruz. Gördüğümüz dünya evrenin tamamı değil, sadece zihnin önemsediği sınırlı bir parçası. Ancak zihinlerimiz için o küçük dünya, evrenin tamamı demek.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.