Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Aklı Başında Her İnsan Biraz "Deli"dir
Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır. Yazım uzun olduğu için ve anlaşılma kolaylığı sağlamak adına sekiz bölüme ayırdım ve böylece daha ilgi çekici olduğunu düşündüğünüz yerlere gidip okuyabilirsiniz: – Giriş – Kitapla İlgili Düşüncelerim – Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi – Nietzsche'nin Sağlık Geçmişi – Turin
Nietzsche Neden Delirdi?
Nietzsche Neden Delirdi?Ayşe Şirin Çakmakçı · Scala Yayıncılık · 20242 okunma
Halk hâlâ 'organik ürün' dendiğinde tabiî olduğunu zannetse de işin gerçeği hiç de öyle değil. En mâsum ifadeyle; diğer ürüne nispetle biraz ihtimam gösterilmiş olan yine bir konvansiyonel üründen söz etmek zorundayız. Organikçilerin alınmasına gerek yok, ne yazık ki gerçek bu! 'Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik've ekleri incelendiğinde 'Endüstriyel Organik Gübre'lerde sadece 90 mg/ kg kadmiyum sınırı getirilip, diğerlerinde ise Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmeliğin ölçülerini esas aldığı belirtiliyor. Kompost edilmiş veya fermente ev çöplerinde 0,7 mg/kg kadmiyum, 70 mg/kg bakır, 25mg/kg nikel, 45 mg/kg kurşun, 200 mg/kg çinko, 0,4 mg/kg cıva ve 70 mg/ kg kroma izin verildiği ifade ediliyor.
Reklam
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ece Apaydın’ın “Ben Salome”si üzerine…
Ece Apaydın postmodern bir şair. Sözcüğü gerçeği anlatmak için kullanmıyor, bir gerçek yaratmak için kullanıyor. Dilin olanaklarını sınırsızlaştırıp bu sınırsızlıkta şiirini büyütmüştür. Bir şiirin inine hemen ulaşmak şiiri cazibeli kılmıyor. Şiir kendisini hemen okura teslim etmemesi gerekir. Şair okura zorluk çıkarmalı, kuru ve açık bir
Ben Salome
Ben SalomeEce Apaydın · Artshop Yayıncılık · 20171 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
Gülme
Aristoteles’in Poetika’sında komedya türünden ne kadar az söz edildiğini, birçok kuramcı ve eleştirmenin de daha çok tragedya türü üzerinde durduklarını göz önünde bulundurursak; Henri Bergson’un bu çalışması önemli bir yerde. Başlangıç olarak Henri Bergson’dan bahsetmemiz önemli. Çünkü onun ‘gülme’ ve ‘komik’ çözümlemesi felsefi yaklaşımıyla
Gülme
GülmeHenri Bergson · Ayrıntı Yayınları · 2012787 okunma
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
“Sigara ve alkol kullanma yaşının iyice düştüğü, mevcut eğitim sisteminin organik beyinli gençlerimizi yapay zekaya dönüştürdüğü, yıllardır çocuklarımızı yürüttüğümüz bu yolun onları mutsuz ve acımasız bir yetişkine dönüştürdüğü gerçeği ile baş başa kalmak”
Reklam
TÜRK ROMANINDA AYDIN PROBLEMİ ( 1908-1950) / Yunus Balcı
1.Bölüm AYDIN: Kelime-Kavram-Tip-Fonksiyon TANZİMAT DEVRİ TÜRK AYDINLARI Tanzimat aydınlarının çoğunda batı medeniyeti taraftarlı ağır basarken, Cevdet Paşa, Tanzimat devri insanının ikili dünya görüşünün tam bir örneğini verir. Medrese tahsilinin yanı sıra, batı dillerine ve bilimlerine de meyl eder. Diğer Tanzimat aydınları gibi Avrupa'ya hayran ve medeniyetçidir. Fakat inandığı ilerlemenin din ve şeriat dahilinde gerçekleştirilmesine taraftardır.188 Bu münasebetle Ahmet Cevdet Paşa, mensubu olduğu ulema ile Tanzimat'ın batı tipi aydını arasında bir organik bağ gibidir. Ancak o, batılılaşma adına yapılan yeniliklerden pek memnun degildir. Bu tür degişiklikleri, bir binanın temeline bakmaksızın tavanını süslemeye benzetir. Avrupa fenninin ve sanatlarının yayılmasını sağlamak yerine, medeniyet nehrinin getirdiği çamurlara aldanılmaktadır. Halk da yüksek tabakanın bu gidişinden nefret ederek her türlü yenilikten ürkmekte ve yeni olan her şeyi kötü görmektedir. Cevdet Tarihi-I, s.67'den naklen, Orhan Türkdoğan, Sosyal Şiddet ve Türkiye Gerçeği, İstanbul-1996, s.64-65.
318 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
38 günde okudu
yok, poyraz musa değil, ben vasili’yim. kendi adasında sürgün, kendi hayatına yaban olan vasili. devlete, hükümete, topluma, yasaya, ada halkına, velhasıl hayatın cümlesine inat adasını bırakmayan, bırakmayıp da varlığını gölgeye, bedenini ışıkta bile karartıya çeviren karınca adalı balıkçı vasili. poyraz musa değil, vasili’yim çünkü kendi yerime
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,5bin okunma
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
·
Puan vermedi
Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?
Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?
Philip K. Dick
Philip K. Dick
Kitap, gelecekte geçen ve ortaya çıkan androidlerin, insanlar gibi davranıp insanlar gibi korku veya ürperti duyabilme konusuna büyük önem vermektedir. Bu durum, bilinç kazanan her canlının insan gibi davranabilir mi düşüncesini akla getirmektedir. Bu süreçte, robotların yaşama arzularının onları nasıl insansı yaratıklara
Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?
Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?Philip K. Dick · Alfa Yayıncılık · 20211,889 okunma
Reklam
Ah nerede o eskiler!
Ergenlik döneminde hem reseptörlerin fazla oluşu hem de ödül merkezinin aşırı duyarlı olması sayesinde, duyularımızı ve aldığımız hazzı en üst düzeyde hissederiz. İşte tüm yetişkinlerin özlemini duyduğu, bu müthiş hissiyattır. Bizler yaşlandıkça reseptör sayılarımız azalır ve algıladığımız hisler zayıflamaya başlar. Aslına bakarsan bunun en güzel örneği tat reseptörleridir. Eminim yakınlarında şöyle cümle kuran yaşlı bir yetişkine rastlamışsındır: “ ah nerede o eski domatesler. Mis gibi kokarlardı ve tatlarına doyum olmazdı. Şimdikilerin tadı çok yavan.” Yetişkinlerde genelde bu durumu organik tarıma ve eskiden her şeyin daha temiz olmasına bağlarlar. Evet bu yaklaşım kısmen doğrudur ama asıl gerçeği görmemize engel olmamalıdır. Yaşlandıkça dilimizin üzerindeki reseptör sayısında ciddi azalma meydana gelir. Bu da yiyeceklerden alınan tat algısını önemli derecede azaltır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Bir yüzyıl öncesine kadar psikiyatrik hastalara uygulanan baskın yöntem , onları yoksun bırakıp yalvartarak ya da işkenceyle “güçlendirmekten” geçiyordu.. Aynı yaklaşım, birçok başka bozukluk için dc geçeriiydi. Sözgelimi, bundan birkaç yüzyıl önce sara hastaları sıklıkla aşağılanırdı, çünkü geçirdikleri nöbetlere şeytanın işi, belki de daha önceki davranışları için aldıkları dolaysız bir ceza gözüyle bakılırdı. Bu yaklaşımın başarısızlığının ortaya çıkması, elbette şaşırtıcı değildir. Çünkü ne dc olsa, psikiyatrik bozukluklar, beyin patolojisinin daha kurnaz ve incelikli birer ürünü olmakla birlikte, sonuçta beynin biyolojik ayrıntıları üzerine kuruludurlar. Tıp camiası, bu gerçeği terminoloji değişimiyle doğrulamakta ve zihinsel bozuklukları, artık organik bozukluklar etiketi altında ele almaktadır. Bu terim, söz konusu zihinsel sorunun gerçekten de salt “ruhsal” bir temelden çok, fiziksel (organik) bir temele oturduğuna işareteder.
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
·
Puan vermedi
Suyun Gizli Mesajı
Bu kitapta; su ile ilgili yapılmış deneyler görseller ile anlatılmış. Bu kez kitabı ; kendi cümlelerim ile değil ,altını çizdiğim cümleler ile anlatmak istiyorum. * Ortalama bir insan vücudunun %70 sudur. *Ceninken %99 * Doğduğumuzda %90
Suyun Gizli Mesajı
Suyun Gizli MesajıMasaru Emoto · Kuraldışı Yayıncılık · 2017459 okunma
180 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.