Çok yorgundum. Yirmi altı yaşındaydım. Etrafımdaki tebeşirden mesajların hepsi yağmurun içinde gözyaşları gibi akıp gidiyordu. Tılsımların, sigaraların ve gitar penalarının dibinde ufak ırmaklar oluşuyordu. Jim Morrison'ın üzerini örten toprak parçasını kaplayan çiçek yaprakları, Ofelya'nın şölenindeki küçük parçalar misali suda yüzüyordu.