Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk ordusu zamanla yarışıyordu. ... Bir tepe, bir saat içinde (Yunan ve Türk birlikleri arasında) on bir kez el değiştirdi.
1.Dünya Savaşı'nda düşman Çanakkale Boğazını zorlarken hükümetin Anadolu'ya taşınması düşünülmüş ve bu konu ak sultan 2.Abdülhamit'e iletilmiştir. Abdülhamit'in cevabı; Ceddin Fatih Hazretleri İstanbul'u alırken son Bizans İmparatoru şehirden kaçmayı düşünmemiş, ordusu başında ölmüştür. Biz, Bizans İmparatorları kadar da mı olamıyoruz ki bu şehri bırakmayı düşünüyoruz? Osmanlı Hanedanı İstanbul'u terk ederse bir daha oraya dönemez. Muhterem biraderime söyleyin: İstanbul'dan bir adım bile dışarı atamam!
Sayfa 129
Reklam
Üç buçuk senede işgal edebildikleri Anadolu topraklarından Türk ordusu tarafından iki hafta içinde sökülüp atılmışlardır.
Osmanlı Türk Ordusu Filistinden çekilirken
Yedinci Ordu'yla Sekizinci Ordu da sola kaydıkları için, Yıldırım Orduları Grubu birbirine karışmıştı. Binlerce insan, hayvan, taşıt Şam'a doğru sendeleye düşe çekiliyordu. Sağ yanımızda bizi kollayarak ilerleyen düşman atlı birlikleri, solumuzda her çalı dibinden üstümüze kurşun sıkan İngiliz Lavrens'le Peygamber torunu Emir Faysal'ın çeteleri önümüzde on binlerce silahlı çapulcu, ardımızda General Allenbi'nin bire kırk sayı, bire bin silah üstünlüğünde taze, çevik, yendikleri düşmanı kovaladıkları için keyifli Filistin Ordusu, tepemizde öldürücü güneşle uçak filoları vardı.
Sayfa 488 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Askerlik ne değildir, sorusuna pratik bir örnek!
Kemalettin Sami Paşa ertesi sabah bir haftadır dövüştüğü ve şimdi esiri olan General Trikopis'i yani düşmanını huzura kabul edecektir. Ama paşa acı bir kahve içirmeden önce, Yunan Küçük Asya Ordusu'nun mağlup kumandanına yanmış yıkılmış Uşak sokaklarında, ordusunun katlettiği kadın ve çocukların cansız bedenleri arasında ufak bir gezinti yaptıracaktır. Çünkü Yunan ordusu artık kendi yarattığı cehennemin esiridir. *** İki Türk paşası Yunan komuta kademesini yanmış ve süngülenmiş sivil Türk şehitlerinin arasında dolaştırıp Mustafa Kemal Paşa'nın huzuruna götürürken Yunan generallerinin duydukları tek cümle vardır: "Siz asker değil, üniforma giymiş eşkıyasınız."
Türk Askeri Geleneğine Pratik Bir Örnek
Yzb. Kemal Efendi, teslim olmak isteyen General Trikopis'i karşısında bulur. Yüzbaşının askerce selamladığı mağlup general, bitik bir sesle, "Teslim olmak tek çıkar yoldu. Kabul ediyorum" diyebilir. Tugay komutanı da bu önemli esirleri fazla bekletmez, karargâhı ile birlikte Kosur Boğazı'na gelir. General Trikopis'i selamlayarak elini uzatan Ali Rıza (Benli) Bey'in sözleri yüzlerce yıllık askeri kültürün galibiyete kattığı asaletin ta kendisidir: "Üzülmeyin General. Harp talihi her asker için yenmek kadar yenilmektir de. Esasen Yunan ordusu için memleketimizde yapılacak bir iş de yoktu. Netice Hakk'ın tezahürüdür. Öyle değil mi?"
Reklam
Atatürk, Rum ve Ermenilere kötü davranıldığına inanan Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit’ın kendisini ziyareti esnasında, Ermenilerin zorunlu göçe tabi tutulmasının gerekçelerini sorması üzerine yine sinirlenerek şu cevabı vermiştir: “Düşmanca ithamda bulunanların sürdürdükleri büyük mübalağalar dışında Ermenilerin tehciri (zorunlu iskan)
İnönü Muharebeleri, düzenli ordu ve Millet Meclisi Hükûmeti’ne bağlı kuvvetlerin bir hareketidir, bir gösteridir. Nihai zafer değildir, nihai bir meydan muharebesi de değildir. Orada öyle bir hazırlık da yoktu.Esas meydan savaşı Sakarya’dır. Uzun bir düzenli ricat -ki Türk ordusu orada ricatı öğrenmiştir- ve stratejik olarak başarılı bir uygulamadır.O nihai noktada Sakarya Meydan Muharebesi sahici bir meydan savaşıdır, uzun bir savaştır. 22 gün 22 gece sürmüştür. Sonraki safha Başkumandanlık Meydan Muharebesi dediğimiz Afyon Kocatepe’dir.Ancak ocak ve mart aylarının zor iklim şartlarında yapılan İnönü Muharebeleri’nin moral ve motivasyon açısından çok ciddi katkıları vardır. Savaşın olabileceğini ve devam edeceğini göstermesi bakımından önemli olup başarılı savunma savaşlarıdır. Nitekim diplomasiye yansıyan önemli sonuçları da olmuştur.
Türk Kara Ordusunun Kuruluşu-Sağlık Durumu-Kayıp "Türk Tarihi" Hakkında Ağustos ayı içinde Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor romanlarının onuncu baskısı yapılır. Bozkurtlar adıyla iki kitabın bir arada yayımlandığı ikinci baskı. Son baskıda renkli resimler de var (Hacaloğlu 2013: 315, 321). 26 Ağustos 1974'te Türk Kara
Türk Ordusu Kıbrıs'ta: 20 Temmuz 1974 sabahı Türk ordusu, havadan ve denizden Kuzey Kıbrıs'a girer. 22 Temmuz akşamı, Türk hükümeti ateşkes kararı verir. 14 Ağustos 1974 sabahı Türk ordusu ikinci harekâtı başlatır. Atila Hattı olarak belirlenen sınırda durulur ve Kıbrıs adasının % 38'i Türklerin eline geçmiş olur. Birinci
Reklam
Atsız'ın yazıları ve eserleriyle büyümüş genç bir edebiyat doktoru 19-20 Temmuz 1974 gecesini, eşi ve birkaç arkadaşıyla birlikte Kazakların efsanevi lideri Ali Bek Hakim'in evinde geçirmişti. 20 Temmuz sabahı erkenden uyanmış, evin balkonuna çıkmış, Salihli'nin temiz havasını ciğerlerine çekiyordu. Sabahın sessizliği birden radyolardan yükselen bir sesle yırtıldı. Türk ordusu Kıbrıs'a asker çıkarmıştı. Salihli'nin sokak ve caddeleri sessizce ağlıyor gibiydi. Genç edebiyat doktoru hüngür hüngür ağlıyordu. Az sonra balkona doluşan arkadaşları ve Türkistan Türkleri de hüngür hüngür ağlıyordu. O gün Tahran'da vakit birkaç saat ilerideydi. Adını Güney Azerbaycan'ın kutsal dağı Savalan'dan alan orta yaşlı şair, eşini ve çocuklarını uyandırmış, “bugün bizim için bayram" diyerek ailecek bayram alışverişine çıkmıştı. Rumların katlettiği anne ve çocuklarının resimlerini gören Atsız da hüngür hüngür ağlamıştı. 20 Temmuz'u izleyen günlerde askerlik şubelerinin önü dolmuştu. Türkler asker olmak ve Kıbrıs'ta savaşmak için sıraya girmişlerdi. Atsız'ın millî ruh dediği böyle bir şey olmalıydı.
12 Mart 1971: Ordu Yönetime El Koyuyor 1971 yılıyla birlikte anarşi hızlanır. 1970 sonlarında Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Mahir Çayan ve arkadaşları Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) adlı yasa dışı bir örgüt kurarlar. Örgüt mensupları, 11 Ocak 1971'de İş Bankası'nın Ankara'daki Emek şubesini soyar. Atsız müdahale
"Hürmet sana ey şan dolu sancağım, Baştan başa arza hakim ol şahım, Türk Ordusu, Türk Ordusu sayende, Sakarya'da kurtuldu şan otağım, Dünyalara bedeldir mahcemalin, Allah'ıma emanettir Kemalim."
Sayfa 268Kitabı okudu
Atsız'ın, Alparslan Türkeş'in yurda dönüşüyle ilgili tutumunu Deliorman da şöyle anlatıyor: "Atsız, Türkeş'in gelişini âdeta adım adım takip etmişti. Onun tekrar vatana kavuşmuş olmasından son derece memnundu. Bu memnuniyette, eski bir ülküdaşın maruz kaldığı haksızlığın sona erişindeki hoşnutluktan daha fazla bir şey vardı.
Alparslan Türkeş Yurda Dönüyor: 13 Kasım tasfiyesiyle yurt dışına sürgün edilen Türkeş ve arkadaşlarına dönüş izni çıkmıştı. Türkeş Avrupa'da arkadaşlarıyla, nasıl hareket edeceklerine dair bazı görüşmeler yaptıktan sonra Üsküp ve Selanik üzerinden Türkiye'ye döndü. Numan Esin'le birlikte Kapıkule'den giriş yaptı. Tarih 22
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.