Eternity and a day(theodoros Angelopoulos)
The seven seal(ingmar bergman)
Seven samurai(akira krusowa)
Close-up(abbas Kiarostami)
Bir zamanlar anadoluda(nuri bilge ceylan)
Ulysses gaze(theodoros Angelopoulos)
There will be blood(paul thomas anderson)
Ahlat ağacı (nuri bilge ceylan)
Rashomon(akira krusowa)
The 400 blows(françois truffaut)
Eternity and a day(theodoros Angelopoulos)
The seven seal(ingmar bergman)
Seven samurai(akira krusowa)
Close-up(abbas Kiarostami)
Bir zamanlar anadoluda(nuri bilge ceylan)
Ulysses gaze(theodoros Angelopoulos)
There will be blood(paul thomas anderson)
Ahlat ağacı (nuri bilge ceylan)
Rashomon(akira krusowa)
The 400 blows(françois truffaut)
Journal
"Bir bakış atarak, 'Arabistanlı Lawrence'ı
hiç duydun mu?' diye sordu. 'Tabii ki'
dedim. 'Pekiyi, eğer at binmeyi bilmeseydi
yaptıklarını başarabilir miydi?'"
Sitede beni yakından tanıyanlar az çok bilir, tarihi yaşanmışlıklardan dolayı Arap halkına karşı genelde olumsuz gözle bakmışımdır. O yüzden baştan belirteyim incelemedeki yorumlarım objektif yönde olmayacaktır, ama bu durum kitap hakkında doğru bilgi vermeme engel değildir.
Kitabın yazarı Arap bir gazetecidir. Yazar, genel anlamda objektif
1919 da toplanan Versailles konferansında, kulislerde koşuşturan çok sayıda ziyaretçi arasında iki simgesel şahsiyet vardı; biri Arap ulusal hareketini, diğeri de Yahudi ulusal hareketini temsil ediyordu. İlki, Haşimi Mekke emirinin oğlu, geleceğin kısa süreli Suriye kralı ve müstakbel Irak kralı Prens Faysal'dı, yanında da ünlü danışmanı Arabistanlı Lawrence vardı; ikincisi ise Rus Çarlığı'nda doğup Ingiltere'ye göç etmiş ve otuz yıl sonra Israil devletinin ilk cumhurbaşkanı olacak Siyonist lider Chaim Weizmann'ın.
Bu iki adam arasında, Faysal'ın geleneksel kıyafeti, yanındaki Weizmann'ın da kardeşlik işareti olarak başında kefiye ile boy gösterdikleri şaşırtıcı bir fotoğrafın tanıklık ettiği bir buluşma yaşandı.
Ayrıca iki ulus arasındaki tarihsel baglari öven yazılı bir anlaşma da yaptılar, bu anlaşmada Emir tarafından bir koşula bağlı olarak beyan edilmiş taahhüt de yer alıyordu: Eger Araplar, Cihan Harbi'nde kendilerine vaat edilmiş geniş krallığı elde ederlerse, Yahudilerin Filistin'e yerleşmelerini destekleyeceklerdi.
-Adın ne şişko?
- Leonard Lawrence efendim.
- Bak sen, Arabistanlı Lawrence mı?
- Hayır efendim!
- Asilzade ismi gibi. Bir asilzade misin bari?
- Hayır efendim.
- Hortumun içindeki golf topunu bile emerek çıkarırsın sen. Lawrence adını beğenmedim! Sadece homolarla gemicilerin Lawrence diye adı olur. Bundan sonra adın Şişko!
- Evet efendim.
Full Metal Jacket