Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan ya kendi kendine konuşur,ya kendi kendine yazar.Kendi kendine konuşmayı makbul saymazlar.Oysa ne fark var ki arada?
Sayfa 9
insanlardan korkmak
Bazı insanlar vardır, diğer insanlarla birlikteyken sürekli tedirgindirler. Bu duygu öylesine benliklerinin bir parçası durumuna gelmiştir ki, onu «korku» olarak tanımlayamazlar. Çoğu kez bu tedirginliklerini maskelemeyi başarabildikleri için diğer insanlar onların ne yaşamakta olduğunu fark etmeyebilir. Çünkü insanlar sözlü olmayan davranışlara genellikle pek dikkat etmezler. Arada bir kendilerine yöneltilen bir beğeni ya da onaylayıcı birkaç söz onları geçici olarak rahatlatırsa da, kısa bir süre sonra tedirginliği yeniden yaşamaya başlarlar. Savunmasız kalmaktan korktukları için, bazen ölüm-kalım savaşı veriyormuşçasına yaşanabilen bu duygudan genellikle en yakınlarına bile söz etmezler.
Remzi Kitabevi, 13. Basım
Reklam
Romanın Hazırlanması ve Yayını Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor. Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Romanın Hazırlanması ve Yayını Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor. Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
DEVLET UĞRUNA KENDİNİ FEDA EDEN KAHRAMAN: URUNGU (BOZKURTLAR DİRİLİYOR) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce yine uzunca bir özet verelim Kür Şad ihtilali, Çin Kağanı Tay-tsung'u korku ve endişeye kaptırmıştır. Ne yapılacağını görüşmek üzere nazırlarını sarayda toplar. Çeşitli fikirler ileri sürülür. Sonunda Gök Türklerin Çin'den
Her şeyin üstünde olanı fark ettiğimde ki bir akşam vakti inerken üzerime oldu bu, artık bir daha arada kalmayacağımı da öğrendim. Bir çiğdem teneffüsü düştü varaklarıma. Yıkıldı duvar. Yıkıntının altında kaldıysam da duvarın arkasında ne varmış, bildim. Öylesine bildim ki artık ne yazıdan şikâyet ettim, ne de hayattan şikâyet ettim.
Reklam
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Şunu bir erkek yaşasa 1 ay yataktan kalkmaz...
Aybaşı öncesi ve sonrasında baş gösteren fizyolojik olaylara kısaca bir göz atmak yararlı olabilir: Aşağı-yukarı iki periyodun ortasında yumurtalıkların birisinde bir yumurta olgunlaşır, çevresindeki bezler bulundukları yerden kopar ve olgunlaşan yumurta döllenmenin gerçekleşmesi için yastıklanmak üzere dölyatağı kanalını aşarak dölyatağına geçer. Bu yumurta, yaklaşık iki gün süreyle canlı ve döllenmeye hazır kalır. Bu arada yumurtadan kopan bezler, corpus luteuma (san kütleye) dönüşmüştür. Bu san kütle, son günlerde saf olarak elde edilen bir endrokrin salgı bezi işlevi görmektedir. Bu salgıya, yumurtalıkları alınmış farelerde bile bir estrum* yaratabilme yetisinden dolayı "estrojenik hormon" adı veril­miştir. Bu hormon dölyatağını öyle bir yolla etkiler ki, dölyatağının içini kaplayan bezler, gebelik gerçekleşecekmiş gibi değişir yani, bezlerin tamamı süngerleşir, içi kanla dolar ve bunun içinde yer alan salgı bezleri salgıyla dolar. Eğer döllenme gerçekleşmezse, mukozanın yüzey tabakaları bulundukları yerden kopar, embriyonun gelişimi için depolanan maddeler sonuçtaki kanamayla birlikte dışarı atılır. Aynı zamanda, salgı bezlerinin yeniden üremesi gündeme gelir. Estrojenik hormonun işlevi bununla bitmez; cinsel örgenlerin kalanı da yüklenir, örneğin periyodun başlangıcından önce göğüslerdeki salgı bezleri fark edilir ölçüde irileşir. Ayrıca hormon, kanda, kan basıncında, metabolizmada ve beden ısısında ölçülebilir değişmelere yol açar. Bu etkenlerin boyutları açısından, kadınların yaşamındaki büyük bir ritmik dönüşümden, dirimsel açıdan aylık bir üreme süreci hazırlığından söz ederiz.
İnsan ya kendi kendine konuşur, ya kendi kendine yazar. Kendi kendine konuşmayı makbul saymazlar. Oysa ne fark var ki arada?
Can yayınlarıKitabı okudu
İnsan ya kendi kendine konuşur, ya kendi kendine yazar. Kendi kendine konuşmayı makbul saymazlar. Oysa ne fark var ki arada ?
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.