Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Birileri bizimle alay ediyor!"
Dinsel Aristocular, bilimsel Aristocuları boğazlarken, kuantum fizikçileri sufi tayfasıyla el ele, kol kola!
Aristo'yu değil, Aristocular'ı, Marx'ı değil, Marx'çıları tenkit etmek lâzım.
Reklam
"Aristocular Dünya'nın Güneş'in yörüngesinde dönmesinin hep imkansız olduğunu iddia etmişti. Çünkü Dünya'nın kendi yörüngesinde zaten bir uydusu vardı. Ve evrenin iki ayrı rotasyon merkezi olamazdı! Her şey hem dünyanın hem de güneşin etrafında nasıl dönebilirdi ki? Oysa Galileo'nun keşfi, güneşin yörüngesinde dönen bir gezegenin, kendi yörüngesinde dönen uydulara da sahip olabileceğini tartışmasız şekilde ispatlıyordu."
Sayfa 84 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Yunanlıların filozofları bahsettiğimiz gruplara ayrılırlar. En önemlileri iki gruptur: Pythagorasçılar, Eflâtun-Aristocular. Bu gruplar felsefenin esas, ana kısmını temsil ederler.
Sayfa 100Kitabı okudu
Sonra biz, Aristocular ve Platoncular olarak ikiye bölündük. Tartışmalar son derece düzeyli, yapıcı, yaratıcı bir çizgide seyrediyordu ki, Aristoculardan biri, bir Platoncuyu şişledi.
Hristiyan dünyasına akan Arap ve Endülüs felsefesi, 1085'te Toledo'nun yakalanmasıyla başladı, Cordoba ve Bağdat'tan kitap ve taslak yığınları ortaya çıktı. Keşişler ve çevirmenler geldi. Oxfordlu Duns Scotus, İbn Rüşd'ü sahneye getirdi. Böylece Aristo, Hristiyan okuyuculara buluşmuş oldu. Paris ve Napoli'de büyük Hristiyan düşünür Thomas Aquinas onun tartışma tarzını benimsedi ve Aristo'nun bazı görüşlerine katılmazken, İbn Rüşd'ü önemli bir ilham kaynağı olarak gördü. Bu ilhamı Floransa'da Dante'ye taşıdı. Bu erken Hristiyan Aristocular papalar ve piskoposlardan İbn Rüşd ve Meymun'un halifelerden ve imamlardan gördüğü muameleyi gördüler. Tanrı'nın doğası ve insan aklının doğanın sırlarını keşfetmesi hakkında olan İslami tartışmalar burada da aynı şekilde yürüdü. Bu tartışmalar Paris, Bolonya ve Roma'daki ilk Avrupa üniversitelerinde öğretmenler ve öğrenciler arasında sürdürülüyordu.
Sayfa 221 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Strabon'un ilkçağdan itibaren yerbimlerinde kendini çok açık bir şekilde göstermiş olan ve günümüzde de etkileri yaygın olarak görülen iki büyük düşünce sisteminden birinin izleyicisi olduğunu görmekteyiz. Biri evrenin düzensiz olduğu ve doğa olaylarının genellikle tesadüflere dayandıklarını ve bunun geçmişten geleceğe hep aynı şekilde süreceğine inananların oluşturduğu ekol, diğeri de evrende değişmeyen bir düzenin olduğuna, ancak bu düzenin ilahi veya diğer "dıştan müdahelelelerle" arada bir bozularak afetlere yol açtığına inananların oluşturduğu ekol. Sırayla "atomcular" ve "Aristocular" olarak adlandırılabilecek bu iki ekolün köken ve gelişmesini bir başka yazımda inceleyeceğim.
Sayfa 126Kitabı okudu
26 öğeden 16 ile 26 arasındakiler gösteriliyor.