Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Leb,tasavvuf terminolojisinde ilahi tecelliyi karşıladığına göre,menfaatçi ve aklını ön plana koyarak akılla hareket ettiği için ibadeti önemseyen Zahide karşılık gönülle hareket ettiği için sevgilisinin dudağını özleyen,gönlüne uyup onu elde etmeye çalışan gönül ehli tercih edilir.Bu bakış açısına göre bir ehl-i dil (gönül ehli,derviş ve mürşit) akıl ehlinden elbette ki önde olacaktır.Zahit cennet için ibadet ederken,aşık ,Allah cenneti verse de vermese de ona aynı bağlılıkla ibadet veya O'nu sevmeye devam edecektir.Onun için aşık olmak,zahit olmaktan yeğ tutulur.Çünkü,vahdet tecellisinde dudaktan çıkacak şey ya "ümmeti" ya "Abdi"olacaktır.İster Efendiler Efendisinin ümmetinden satılsın,ister Allah katında "kulum"diye kabul görsün,elbette Kevser peşinde koşmaktan evladır.Bu iki hitaptan birine muhatap olmadıktan sonra vay halimize!
Ben
Bazen; aynı şarkıyı Onlarca kez başa sarıp Saatlerce dinleyen Ama tek kelimesini Ezber edemeyen biriyim. Yüzlerce şiir yazdığı halde, Ezberinde tek bir şiir olmayan Ama kendine ait bir cümleyi bile
Reklam
İbadeti cennet nimeti veya cehennem korkusu için değil Allah rızası ve cemalini seyir aşkıyla yapmalıdır.
Herkes bir başkasının sağırı. Herkes kendisine benzemeyenin körü. Herkes kendisinin, ‘kendim’ derken içini doldurduğu her şey budalası. s.15 Anlamak ister gibi yapıyoruz duvarın ardındakini ama aynadaki suretimizin sarhoşuyken ne mümkün. s.16 ‘sen’ diyebilmek cevheri. s.17 “Kendimi düzeltirsem yeryüzü bir yanlıştan kurtulacak.” “Cümleler
Sayfa 91 - profil kitapKitabı okudu
ARİF KİMDİR??? ARİFLERİN ÖZELLİKLERİ??? V A S I L H al Hastalıklarının B ilinmesi Hallerdeki hastalıklar ise, insanlar nezdinde kendisinin de salih olduğu bilinecek şekilde, salih insanlara arkadaşlık etmektir. Hâlbuki o şehvetine uyan biridir. Salih insanlar semada ise, o oradaki bir cariyeye 152 Fütûhât-ı Mekkiyye 8 veya oğlana âşık olur,
Allah’ın (c.c.) bizden ilk istediği şey iman, ikincisi idrak, üçüncüsü ameldir. İlminizi ve imanınızı ilimle süslerseniz, idrakiniz çok güzel olur. Sizlere en feyzlisinden bir tüccar ibadeti sundum. Hangimizin ömrünün seksen yıla kadar garantisi var. Bir dakika, beş dakika, bir saat düşünmekle bu ömürlük ibadeteulaşabilirsiniz. Üçüncü ibadete yani âşık ibadetine gelince “Ne bakarım saz çalana, ne bakarım türkü söyleyene, ben bakarım içindeki Allah’la olan muhabbetinize.” Öteki ne çalmış, beriki ne söylemiş, Allah (c.c.) bana ne hediye vermiş diye hiç umursamadan “Sen benim Allah’ımsın, ben senin kulunum. İster kapında bırakırsın, ister içeri alırsın. Ben sana teslim oldum.” dediğiniz ve bunu hayatıza soktuğunuz an âşık ibadeti başlamıştır. Âşık ibadetinin içerisinde sınır yoktur. Rabbim dilerse bu ibadete tefekkürde verilen bin yıllık nafile sevabının üstünde de sevap verir. Bakın, Osmanlı Devleti ve Selçuklu Devleti her ikisi Müslüman Türk devletiydi ve Sünnî düşüncesindeydi. Fakat camilerinin yapılış şekli farklıydı.
Reklam
Gazâlî bu konuda şöyle diyor: "Bir mü'minin, çarşıyı veya işyerini özlediği kadar, ibadeti ve zikir meclislerini de özlemelidir. Allah'a âşık olan mü'minlerin eli işte iken kalbi zikirde, akli ahirette, gözü yeni bir hayır ve hizmettedir. Bir kusur işlerse hemen tevbe etmelidir. Çarşı pazarda tavsiye edilen zikirleri çokça söylemelidir. Gâfil kimsenin mânen ölü, zikredenin ise diri olduğunu bilmelidir."
Aşık ibadeti yapmaya başlayacaksınız. Aklınızda ne cennet sevinci ne de cehennemin korkusu kalmıyor. O âlemin bana öğrettiği şekilde söyleyeyim biz cenneti yaktık, cehennemide söndürdük diyorlar. Kardeşim cehennem sönmez, cennette sönmez peki bunlar yalan mı söylüyorlar? Haşa, onlar idraklerinde akıllarında korkularını söndürdüler cehennemi. Allah’ın o kadar çok merhametli oluşlarına o kadar çok inanıyorlar ve ilmen biliyorlar, yakinen biliyorlar, hak kel biliyor o yüzden diyorlar. Biz cehennem korkusuyla Allah’a ibadet etmeyiz.Biz Allah’ın bize verdiği lütuflara şükretmek için ibadet ederiz.Biz kulluk görevimizi yaparız ve bunun karşılığında bir şey istemeyiz diyorlar. İşte bu yüzden Kuran’da diyor ki Rabbim; İstemeyene isteyenden daha çok veririm, diyor.Agâh olalım, akıllı olalım.. *🔖Muharrem Karabay*
Hak din, Allah için yaşanmadan tanınmaz ve tanıtılamaz. Din gönüllere ancak ihlasla yaşanarak girer. Yüce Allah önce müslümanlardan amel bekliyor, ihlas istiyor. Bu dine en büyük zararı münafık verir; çünkü onun dili ile hali, içi ile dışı birbirine uymaz. Dini dünya için alet eder. Halbuki ibadeti Allah için yapmak farzdır.
Sayfa 259
Varlık İçinde Yokluk Çekmek
AN tekrarlanamaz, ertelenemez, geciktirilemez bir hâldir, bir arazdır; geçmiş ile gelecek arasında bir hâl. Bu nedenle toplanama yan, biriktirilemeyen bir aralıkın adıdır AN. Geçmişi yeniden yaşayamayız; gelecek ise -adi üstünde- henüz gelmediği için yaşanamaz olandır zaten. Yani geçmiş de, gelecek de şimdi ve şimdide mevcut değildir. Tabiatıyla
Sayfa 125 - Kapı Yayınları / bir kafes bir kuş aramaya çıktıKitabı okudu
Reklam
DÖRT KAPI, KIRK MAKAM, KÂMİLİ İNSAN OLMAK
DÖRT KAPI, KIRK MAKAM, KÂMİLİ İNSAN OLMAK. (Mehmet Yapıcı 17.2.2017 Kanada) Alevi Kızılbaş inancında kâmil insan olmak dört kapı ve her kapının oluşturduğu on makam yani kırk evrede insanın kendisini geliştirip dönüştürmesi aslına ermesiyle mümkün olduğunu söyler. Her inancın, ideolojinin, öğretinin ilkeleri etik kuralları vardır. Maalesef
67 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.