Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sezen AKSU;
∾ Ağlamak güzeldi. Aşk acıtıyordu. Akşamlar yorgundu. Herkes yaralıydı. Kalp unutmazdı. Şehirler, arka sokaklar terk edilmek içindi. Yol arkadaşları çekip giderdi. Ayrılıklar bitmezdi. Tutunamasak da, güller solsa da bir çocuk sevebilirdik. Söz bitse de şarkı söylemek lazımdı. Herkes; « sevdiği şarkılar kadar » 'dı. ∾
Reklam
Kalbim neden isli bir şehir? Kalbim! Neden ben? Bir tek aşk sözü söylememiş gibiyim...
... bellek kelimesi artık vicdan kelimesiyle eş anlamlı hale gelmiştir.
Oysa ki ne aşktan ne sevmekten utanmalı ..
bilir misiniz aşk şiiri yazmaktan utanıyoruz artık ne kadar ayıp değil mi
Sayfa 138 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Aşk, basit ve değersiz şeyleri bile Biçimlendirip onu değerli yapabilir. Aşk gözleriyle değil, hayaliyle görür, Ve kanatlı Cupid resimlerde bu yüzden kördür. Aşkın hayalinde düşünmeye yer yoktur; Kanadı var, gözü yoktur, çevresine bakmadan uçar gider.”
"İlk kural, âşık olmayacaksın," demişti. "Başka kurallar da var ama esas kural bu. Aşık olmak yok. Aşık kalmak yok. Aşk hayalleri kurmak yok. Bu kurala bağlı kalırsan sorun çıkmaz."
Domingo yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
...Vücut çabucak yorulur, ruh ise daima özgürdür; önceki nesillerin hatalarını tekrarlayarak oluşturduğumuz bu cehennem döngüsünden çıkmamıza elbet bir gün yardımcı olur. Düşünceler hep aynı kalsa da onlardan daha kuvvetli bir şey var: aşk. Çünkü gerçekten aşık olduğumuzda başkalarının da kendimizin de en iyi yönlerini görürüz. Sözcüklere, belgelere sözleşmelere, ifadelere, suçlamalara ve savunmalara ihtiyacımız kalmaz. Tek ihtiyacımız olan Zebur'da söylendiği gibidir: Adaletin yerinde küfür vardı, doğruluğun yerinde daha da fazla küfür vardı. Ama tanrı hepsini yargılayacak, adil olanı da küfredeni de, Tanrı her ikisini de yargılayacak; çünkü her amaç gerçekleşmek için vakit ister. Dileyelim ki öyle olsun. Tanrı yolunuzu açık etsin, sevgilim.
“Asık suratlı biri miyim yoksa ben?” “Çok” diye yanıtladı. (…) Ama bu doğru değil. Yaşadığım aşk macerasına kadar oldukça neşeli bir insandım.
Sayfa 120 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları-26.BasımKitabı okuyor
Sırtımda hala kumların ılıklığını hissediyordum, üzerimde güneş kadar sıcak bir kadın vardı ve kahkahalarla gülüyorduk. Bu gerçekten de dünyanın en komik, en saçma ve en karmaşık evlenme teklifiydi. Tek kelimeyle mükemmeldi.
Tam da olması gerektiği gibi Olive’le Maui’ye ikinci seyahatimizde, cebimde bir yüzük vardı.
Sayfa 297Kitabı okudu
evlilik yüzüğü
860 yılında Papa I. Nikolas nişan yüzüğünün evlenme arzusunu bildirmek üzere takılmasının zorunlu olduğu kararını aldı. Evliliğin kutsallığının ve boşanma yasağının savunucusu olan Papa, evliliğin fedakarlık gerektirdiği savıyla altından başka yüzüğün de kabul edil­meyeceğini kararlaştırarak geleneğin kurucusu oldu. Yahudiler evlilik yüzüğünü işaret parmaklarına, Hintliler başpar­maklarına takıyorlardı. Yunanlar İÖ 3. yüzyılda "aşk damarı"nın üçüncü parmaktan geçip doğrudan kalbe ulaştığını keşfettiler. Baş­parmağın sayılmadığı bu hesabı Romalılar da benimsediler.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.