Yunus Emre
**
Söze nasıl başlanır diye söze girmek klişe olmasının yanı sıra uhdesinde ufak bir yalan barındırdığı da söylenebilir. Çünkü sözün hangi yolla neşet edeceği içten içe bilinir ve fakat esasında zaman kazanma amaçlanır. Bu kazanım söz sahibinin cümleleri toparlamasından ziyade söz
Marcel proust, Kitabın birinci bölümünde geçmiş, şimdi ve gelecek arasında sürekli gidip gelerek, zaman dizilimini ve ilerleyişi yeniden ortaya koyuyor.Romanın başkahramanı bu bölümde tanıtıyor Proust Özellikle annesine olan bağlılığını.
İkinci Bölümünde Swann ve Odette arasındaki aşkı bu aşktan nasıl etkilendiğini ustaca anlatıyor, üçünde ve son bölümünde İtalya ve Fransa şehirlerinin sanatsal, etkileyici portresini çiziyor.
Sanata, müziğe büyük bir ilgisi olduğundan bir çok sanat eserinden ve sanatçıdan bahsediyor,Romanında müziği, estetiği, sanatı bu denli güzel yazan yazar okumadım açıkçası, romanı okuduğumda sanki yanında bir portre, karşısında piyona çalan piyanis ve ayakta duran kemancı varmış gibi hiss uyandırdı bana.
Kitabın ilk bölümünü zorlanarak okudum, sonra diğer bölümlere geçince biraz rahatladım diyebilirim. İkinci bölümde aşk, takıntı ve ihanete dair gözlemler güzeldi.
Dili ağır cümleleri takip ederken bayağı bir çaba harcamıştım ilk okuyuşumda, İkinci okuyuşumda yazarın kendine özgü olan yazımı beni kitabın içinde tuttu diyebilirim.
Proust’u gözünüz korkmazsa okuyup kendinizin karar vermesi daha doğru olur,uzun cümleleri, saatlerce anlatılanları seviyorsanız zaten beğeneceksiniz.
Swann'ların TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20214,244 okunma
Herhangi bir eserde intihar konusunu anlatmak, okura hissettirebilmek her zaman için zor olan bir anlatımdır. İntiharın somut gerçekliğinin tasviri bir yana, intihar sürecinde bir insanın içinde bulunmuş olduğu zihinsel bunalımlar ve mantıksızlıkların resmedilmesi her zaman için en zor olan anlatımlardan biridir. Birçok eser, birçok felsefi metin
(o kadar yazilmak icin yazilmis ki paylasmamayi bi dusundum belki silerim)
aslinda bu kitaba inceleme yazmayacaktim ama asiri sikildim ve yapacak bir sey bulamayinca bari suna inceleme yazayim dedim.
soyleyecek fazla bi seyim de yok ama olsun. (kesin yine sacmalar seksen paragraf yazarim, ne dusunuyorsam direkt ham sekilde buraya aktariyorum
Türkiye'nin önemli düşünürlerinden olan Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, 100 kitaptan oluşan okuma listesi tavsiyesine dair yazılarının dördüncüsünü yayınladı. ‘Önümüzü açacak öncü kuşak için 100 kitaplık okuma listesi’ başlığı ile ile kaleme aldığı yazılarda ödünç bir akıl ile ödünç bir dünya inşa edilemeyeceğinin altını çizen Kaplan, kendi
İşte Yusuf Kaplan’ın şimdiye kadar önerdiği okuma listesindeki kitaplar:
BİRİNCİ AŞAMA OKUMA LİSTESİ
1-İslam'ın Dirilişi-Sezai Karakoç.
2-İnsanlığın Dirilişi-Sezai Karakoç.
Osmanlı şehirlerinde, taş, sadece ibadet yerlerinde ve hayrın gözetildiği han, hamam, medrese, kütüphane, imaret gibi kamu yararına yapılan binalarda kullanılmıştır.
Mimarinin nazarında ahşap faniliğin, taş ise ebediyetin sembolüydü.
Gazzali, uykudayken bize çok mantıklı gelen rüyaların uyandıktan sonra nasıl saçma olduğunu anladığımızı, dünyanın da -hayat dediğimiz bu uykudan uyanınca- aynı şekilde saçma gelebileceğini söyler.