Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Eş zamanlı tutulan iki günlük. Biri yaşamındaki boşluktan ölüme yürüyen bir adamın, diğeri yaşayamadığı dünyada kendine var olacak bir yer bulmaya çalışan bir kadının günlüğü. Ortak noktaları yaşama olan uzaklıkları. İki kişilik bir muhabbetin iki perspektiften okunması. Yalanları, gerçekleri, hakikatleriyle apaçık ortada olan bu iç dökmeler pek çoğumuzun en az bir kez düşünce dünyasından geçmiştir.
Karmaşık insan ilişkilerinin ele alındığı bu kitap, kısa ama geniş cümleleriyle derin düşüncelerimize temas ediyor. Kimine göre duygu yüklü bir aşk hikayesi, kimine göre yaşama seyirci kalan kişilerin iç dökmeleriyle dolu bir günlük. Kitabın hangi yönünü görmek isterseniz o yönüyle yaklaşabilirsiniz. Ben düşüncelerimi karakterlerinkiyle temas ettirmeyi tercih ettim. Satır aralarında kendimi aradım.
Kitap alışılmışın dışında bir özelliğe sahip. Sol taraftaki sayfalar bir karaktere, sağ tarafındaki sayfalar başka bir karaktere ait. Aynı günler sol ve sağ tarafta birbirini tekrar ediyor. Detayları kaçırmamak adına önce soldaki günü sonra sağdaki günü okuyabilirsiniz, ben bu şekilde okudum. Önce soldaki sayfaları okuyup bitirdikten sonra sağdaki sayfaları okuyup bitirebilirsiniz, bu da bir seçenek elbette.
Kitabın başlarında sıradan bir kitap okuyormuş gibi hissetmiştim ama söz konusu karakterler tanıştıktan sonra hiç tahmin etmediğim bir şekilde ivme kazandı kitap. Okudukça okuyasım, okudukça düşünesim, düşündükçe yazasım geldi. Kitabın bende bıraktığı en belirgin etki, yazma isteği oluşturmasıydı. Her anlamda çok doyurucu bir okuma yolculuğuydu benim için.
Biraz olsun bile ilginizi çektiyse okumanızı tavsiye ederim
Çalıkuşu Romanında Ana İzlekler -SPOILER İÇERİR-
REŞAT NURİ GÜNTEKİN’İN ÇALIKUŞU ROMANINDA
ANA İZLEKLER
GİRİŞ
Reşat Nuri Güntekin, Millî Edebiyat Dönemi ve onu takip eden Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın önde gelen isimlerindendir. Çalıkuşu adlı eseri 1922’de tefrika edilmeye başlanıp 1925’te kitap olarak yayımlanan, 1937’de büyük
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Atina Dük Theseus'un evlilikleri ve Amazon'ların Kraliçesi Hippolyta'nın etrafındaki oyun merkezleri. Oyunun başlangıcı bir aşk üçgenini ortaya çıkarıyor: Hermia Lysander'a aşık ama ona aşık olan Demetrius'la evlenmesi gerekiyor. Helena Demetrius'u sever. Hermia, babası Egeus'un isteklerine karşı gitmek istiyor
Aşk-Siyah-Beyaz
Aşk denince aklımızda hep apaydınlık bir sahne canlanır. Bu sahnede herkes mutludur, aşk mutlu eder, herkes uyum içindedir, aşk uyum sağlar. Ama gerçekler böyle midir? Aşk her zaman bembeyaz mıdır? Hemen cevaplıyorum kendi sorumu hayıl değildir, bu kitabın vermeye çalıştığı mesaj da bu: Aşk bembeyaz değildir. Aşkın kapkaranlık tarafları da vardır.
Sevme Sanatı
Çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek sevgisine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etkin(aktif) ilgidir.Bu etken ilginin bulunmadığı yerde sevgi de yoktur.“Sevgi kusurları yok etmez, onları da kabul eder. Bir insanı, hiç sebep yokken yüreğinizde sıcacık
·
Puan vermedi
*spoiler*
Bu kızın alttan alta aşk beslediği platonik aşkı karşılıklı çıkıp ona duvak verdi diye çemkirmesine daha kaç sayfa katlanabileceğimi merak ediyorum. Mevzubahis koşullarda belli ki başına travmatik işler gelmeden ya da direkt ölmeden iki günü atlatamayacaksın, hayatının aşkı seni korumak için elinden geleni yapmış, yanında olmayı seçmiş,
MBTI testi yapan var mı?
Wattpad'de okurken klişelerine rağmen aklımda kalmasını ele alış şekline ve kadın karakterinin ince işlenişine bağlıyorum. Kitabı okurken sürekli kadın karakterin bu kadar detaylı yazılmasına şaşırdım. Yazarı inceleyince anladım az çok durumu. Yazarın ta kendisini yazdığı aşikardı bence. Bu durum için düşüncelerim karışık. Kitap akıcıydı o sebeple iki günde bitirdim. Roman MBTI kişilik testinde İNTJ kişilik tipine sahip Nihan'ın ev arayışı ile başlıyor. Kitabı okumadan önce birazda olsa MBTI konusunda bilgi edinmek gerekiyor bence. Kitabın içindeki bilgilerin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Kitabı yazıldığı mecra ve dönem açısından değerlendirmek gerek. Mecradakilerden farklı olduğunu düşünüyorum o yüzden güzeldi. Rosie Project kitabını da bu kitaba benzetiyorum. Toplumda bazı dönemler bir kişilik tipinin öne çıktığı ve övüldüğü görülür. Bu dönem için bu kişiliğin sosyal, uyumlu ve suya sabuna dokunmayan bir kişilik olduğunu düşünüyorum. Kitapta İNTJ kişiliğin Türk toplumu içindeki yaşamını ve aşkını okuyoruz. Ben sevdim. Sorgulayan, bazen kural tanımayan, içedönük bir kadın olmanın zorluklarını okudum. Nihan karakterini okumak güzeldi. Yazıldığı dönemlerde "Kötü Çocuk" furyasını veya mafya furyasını takip etmemesi de taktire şayan bir hareket. Zaten Bir İNTJ yazardan ne beklenebilirdi ki. Kitabı aşk hikayesi olmasa da okurdum. Öneriyorum. Okuyun.
204 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Jung libidonun tanımıyla başladığı bu kitapta önce okuyucuyu mitsel bir yolculuğa çıkarır. Erilliğin ve dişilliğin doğadaki karşılıkları, sembollerin tarihsel çözümlemesini de yaparak devam eder.
Kadınların benliğinde nasıl maskülen bir taraf varsa ve bu taraf zamanla kişilik ve cinsel tercihler üzerinde ağırlık kazanıyorsa, erkeğin benliğinde de
𝐑𝐨𝐦𝐚𝐧𝐭𝐢𝐤𝐚~𝐓𝐮𝐫𝐠𝐮𝐭 𝐎̈𝐙𝐀𝐊𝐌𝐀𝐍
Tarihi bilgi adamı olan Turgut Özakmanın böyle bir aşk romanı yazmasına şaşırmadım desem yalan olur inanın. Konusu tarzı ile oldukça farklı bir roman olmuş doğrusu. Bir çırpıda bitirdim böyle bir tarz okumak da biraz kafamı dağıttı değişiklik oldu benim için de. Bir aşk hikayesi evet ama yasaklı bir aşk hikayesi. Eleştireye açık okuyucularını ikiye böleceğinden de kuşkum yok. Böyle yasaklı bir aşkı öyle güzel anlatmış ki eğer iki taraf evli olmasaydı bu aşka olan hayranlığım her sayfada artardı ancak sadece evli olmaları ve anlatılanın da bir ihanet olduğu gerçeği beni bu hayranlıktan geri tuttu. Şirin’in babasının şifreli defterini çözerek öğrendiğimiz bu aşk hikayesinin dili de oldukça akıcı Demem o ki okuyup okumamak da size kalmış biz dört kişilik bir grup okumasıyla tanıştık kitapla şahsım adına biraz değişiklik oldu kitaplara olan bağınız günden güne artsın azalmasın inşallah selametle
İnanç ve toplumsal yaşam...
Bazı durumlar için derler ya, hem bir mucize hem de bir lanet. İnsan yaşamındaki bu iki gerekliligin oynadığı rol için de geçerli bu durum bence. Kitabımız tam da bunu anlatıyor işte.
Hector, tanrılarla konuştuğunu iddia ediyor. Tanrılar, kendisi aracılığıyla kurallarını iletiyorlar kendisinin bir araya getirdiği
Dillere destan aşk mı yoksa takıntı mı?
---Beatrice! Dante, heder oldu aşkından...
Karşı cinse duyulan aşk ne kadar büyük olabilir? Ya da karşı cinse addedilen övgünün, iltifatın düzeyi ne kadar yüksek olabilir? Fakat karşılıklı aşk yok ise yani sadece tek taraflı bir umut ve beklentiden ibaret ise bu kez ortama bazı acılar, ıstıraplar zuhur edebilir. Tıpkı 28.sayfa da kendisinin de
