Eş zamanlı tutulan iki günlük. Biri yaşamındaki boşluktan ölüme yürüyen bir adamın, diğeri yaşayamadığı dünyada kendine var olacak bir yer bulmaya çalışan bir kadının günlüğü. Ortak noktaları yaşama olan uzaklıkları. İki kişilik bir muhabbetin iki perspektiften okunması. Yalanları, gerçekleri, hakikatleriyle apaçık ortada olan bu iç dökmeler pek çoğumuzun en az bir kez düşünce dünyasından geçmiştir.
Karmaşık insan ilişkilerinin ele alındığı bu kitap, kısa ama geniş cümleleriyle derin düşüncelerimize temas ediyor. Kimine göre duygu yüklü bir aşk hikayesi, kimine göre yaşama seyirci kalan kişilerin iç dökmeleriyle dolu bir günlük. Kitabın hangi yönünü görmek isterseniz o yönüyle yaklaşabilirsiniz. Ben düşüncelerimi karakterlerinkiyle temas ettirmeyi tercih ettim. Satır aralarında kendimi aradım.
Kitap alışılmışın dışında bir özelliğe sahip. Sol taraftaki sayfalar bir karaktere, sağ tarafındaki sayfalar başka bir karaktere ait. Aynı günler sol ve sağ tarafta birbirini tekrar ediyor. Detayları kaçırmamak adına önce soldaki günü sonra sağdaki günü okuyabilirsiniz, ben bu şekilde okudum. Önce soldaki sayfaları okuyup bitirdikten sonra sağdaki sayfaları okuyup bitirebilirsiniz, bu da bir seçenek elbette.
Kitabın başlarında sıradan bir kitap okuyormuş gibi hissetmiştim ama söz konusu karakterler tanıştıktan sonra hiç tahmin etmediğim bir şekilde ivme kazandı kitap. Okudukça okuyasım, okudukça düşünesim, düşündükçe yazasım geldi. Kitabın bende bıraktığı en belirgin etki, yazma isteği oluşturmasıydı. Her anlamda çok doyurucu bir okuma yolculuğuydu benim için.
Biraz olsun bile ilginizi çektiyse okumanızı tavsiye ederim