Eşimizi Neye Göre Seçeriz?
Tesadüf gibi görünen eş seçimleri gerçekte
tesadüf müdür? Eş seçimi aslında tahmin
edilenden daha karışık bir süreçtir.
Aşık olma süreci tamamen tesadüfler üzerine
kurulu gibi görünse de gerçekte olan aslında
beynimizin alt katmanları yani en temel
beden fonksiyonlarını yerine getiren kısmı,
eşimizi ebeveynlerimizle
Erkekler ve kadınlar aşk edimi denen şeyde çabucak birbirlerini yutarlar ya da iki kişilik uzun bir alışkanlık geliştirirler. Bu uçlar arasında çoğunlukla bir orta nokta yoktur.
"İspanyolların deyişine göre iki kişilik aşk ' çılgınlık ' , üç kişilik aşk ' ticarettir '... Neyse nedir , ne değilse değildir. Çok atıp tutmaya ,büyük büyük konuşmaya ,ahkam kesmeye gelmez ...Aşk tek kişiliktir ...
Çocuk ve Evlilik Üzerine
Gençsin ve çocuk sahibi olmak, evlenmek istiyorsun.
Ben de soruyorum sana : Bir çocuk istemeye layık bir insan mısın ?
Muzaffer misin, kendi kendine boyun eğdiren misin,
duygularına hükmeden misin, erdemlerinin efendisi misin ?
Bunu soruyorum sana.
Yoksa arzularında dile gelen, hayvan ve ihtiyaç mı ?
Kurucunun Kızı aylardır kitaplığımda duruyordu ama bir türlü okumamıştım. Konusunu beğenerek aldığım kitaplardan biri değil. Aksine konusunu beğenmemiş, kitabı göz ardı ediyordum. Sonrasında bir yoruma rastlayıp kitabın konusunu kafamda farklı canlandırdığımı fark edip ne çıkarsa bahtıma diyerek almıştım.
Bugün kitap seçerken gözüme çarptı, kalın
AHMET SEZGİN’LE AŞK MEDENİYETİNE YOLCULUK…
M. NİHAT MALKOÇ
Kıymetli kalem erbabı Ahmet Sezgin’le internet marifetiyle tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Zira “Aşk Medeniyetine Yolculuk” isimli nefis kitabından başka nasıl haberdar olabilirdim ki? Ses bayrağımız olan Türkçemizin şahikalarını görmekten mahrum kalırdım. Sağ olsunlar “fikir ve
Romanın adından da anlaşılacağı gibi Yolum Aşka Düştü ismi bana buram buram aşk romanını hatırlattığı için bu kitabı almakta bayağı bir kararsız kalmıştım. Çünkü yoğun aşk romanlarını pek okumayı sevmiyorum. Ama bir yandan da Ankara kitap fuarına bu kitabın yazarı olan Meral Kır ile tanışıp kitap imzalatmak istiyordum. Bu isteğim ve yazara olan merakımdan bu kitabı almış bulundum. Fakat okumaya başladığımda sayfaları hızla akıp gidince ben de o yoğun akışa kapıldığımı yüz on beş sayfa okuduktan sonra fark ettim. Bu roman Sancaktarlar serisinin üçüncü kitabıymış. Her ne kadar ilk iki seriyi okumamış olsam da her nedense ilk iki serinin de akıcı ve etkileyici bir üslupla yazıldığı fikrindeyim. Roman okumaya başladığımın ilk günü ön yargılarımı yıkıp geçti desem yeridir. Kitabın çapkın ve asi karakteri ve onun unutulmaz aşkı Sena tıpkı gerçek bir karakter gibiydiler. Yazar özellikle bu iki karakteri büyük bir incelikle kaleme almış bana göre. Kitapta bir de Sena'ya hastalık derecesinde aşık olan Onur karakterini de unutmamak gerekir tabi. Bu karakter her ne kadar kitapta sönük gibi kalmış olsa da yazar ona da hiçte pasif olmayan aksine oldukça aktif olan bir kişilik belirlemiş bunu bayağı ilerleyen sayfalarda hissedeceksiniz. Bu kitap göründüğü gibi yoğun aşk romanı değil. Kitabın içinde aşklar, saplantılı bir ruh, çapkın ve zengin olan bir genç adam, sevdiği uğruna her şeyi göze alan bir Sena karakteri ve tabi nedeni belli olmayan cinayetler var. Meral Kır'a ve Aspendos Yayıncılığa teşekkür ederim.