Kitabın başlığı Allah'ın ismidir
Onun ismi olmadan tamam değildir .
*
Kitapta şöyle bir cümle geçiyor "kavuşmanın da bir korkusu vardır " kim bilir nasıl güzel bir korkudur .
Kitap bünyevi bir aşkın manevi aşka nasıl dönüştüğünü anlatıyor
Mem ve zîn'in hikayesi genellikle Kürtlerin bildiği bir aşk hikayesidir. İki aşığın sonu farklı biten aşk hikayesini anlatıyor. Mem'i yakıp kavuran sevda ateşinin sonunda gerçeğe , ilahi olana yönelmesini hikaye alan bir kitaptır . Kitabı fazlaca özetlemek istemiyorum , ki lügatım da anlatmaya yetmez . Sadece biraz yarattığı duygulara değinmekle yetineceğim.
Kavuşmak....
"Kimi kavuşmayı ister Tacdin gibi
Kimi çileyi seçer mem ve zîn gibi"
Herkesin kavuşmak istediği bir hayali vardır ; kimi karşılıklı ,kimi hiçbir karşılık bulamadan bir hayali sever . Kimi hayaline kavuşur ,kimi vazgeçer ,kimi de yokluğa alışır.
Fakat sevdanın her türlüsü zordur . Yavaşça öldüren bir zehir ,vücudun her tarafında gezindiğini
hissediyorsun . Canını yakıyor ama elinden hiçbir şey gelmiyor . Sadece bekliyorsun. En acısı da bu ya bekliyorsun sonuna dair hiçbir fikrin yok ,ne olacağını bilmiyorsun . O zehir her gün başından parmak uçlarına kadar sızlayacak ve yavaş yavaş senin sonunu hazırlayacak . Ölüm bile bazen çok geç buluyor insanı
Kitabi çok beğenerek okudum ve sizlerin de okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum .
Vesselam
Mem ile ZinEhmedê Xanî · Everest Yayınları · 20192,221 okunma
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/C5loYitt-Vf
Her yaşa hitap eden, akıcı ve hayatını baştan aşağı sorgulayabileceğin bir kitap mı arıyorsun? İşte o kitap:
Martin Eden!
Bu incelemeye yorum yazan bütün okurlara bir kitap önerisi hediye ettim. Yeni kitap
Masallarla kadının zengin ve çok eski çağlara dayanan tarihinin en eski çağlardaki içsel/duygusal dayanaklarına ve deneyimsel kökenlerine bir yolculuk sayılabilecek bir kitaptan söz etmek istiyorum ama bu şahane esere geçmeden önce yazarı ile ilgili bir-iki bir şeyler öğrenelim;
Kişinin biri kişinin birine ‘senin yerin yurdun neresi’ diye sormuş. Kişinin biri ‘nereyi seversen orası senin dünyandır. Ben edebiyatı severim, edebiyatlıyım’ demiş. Güya edebiyat günlük yaşamdan kaçmak için en iyi ülkeymiş. Kaybolmak isteyenler en iyi orada kaybolurmuş. Sevmek isteyenler en iyi orada severmiş. Orada hayallerimize ulaşmak istesek
"Aşka gönül vermem aşka inanmam
Yıllarca boş yere ağlayıp yanmam
Böyle bir arzuya meyledip kanmam"
(Beste-Güfte: Baki Çallıoğlu)
Meşhur fıkradır; Bektaşiye sormuşlar: "Hiç aşık oldun mu?" diye. "Bir kere tam olacaktım, bastılar" demiş. Bektaşi ile Schopenhauer'ın birleştiği
Carlos Fuentes’e şu cümleyi kurduran kitaptan bahsediyoruz: "İngilizce nesirde Ulysses neyse İspanyolca nesirde Seksek odur.” Hak ettiği biçimde anlatması epeyce zor bir kitap. Naçizane, bir deneme benimki.
Seksek, eski adıyla Rayuela..155 bölümlük, 752 sayfalık bu dev romanın ilk 56 bölümü, asıl roman. Yazar, ilk 56 bölümü okuduktan sonra
Herkes bilsin çok güzel bir kitap okudum…
Nasıl bir sevgidir bu nasıl dökülürsatırlara nasıl bir naifliktir sevginiz bu yeryüzüzüne.. Hayranlıkla her satırınızı yeryüzündeki gizli kalmış ve hala yaşadığına inandırdığınız gerçek sevgilere inanarak okdum kitabı...
Hüznüm ağır geldi gözlerime,nucûma,mâha öyle baş başa kaldık.Bende kitabın
Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi
Ne kapanan kapılar
Ne yıldız kayması gecede, ne güz
Ne ceplerde tren tarifesi
Ne de turna katarı gökte
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini
Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine
Ardında dünyalar ışıyan camlar