Dönem okumalarına kaldığımız yerden devam ediyoruz.Öncelikle Bekir Büyükarkın'dan bahsetmek istiyorum bir kaç cümleyle.Türk tarihinden beslenen romanlarında eleştirel bakışını kişisel duyguları ile harmanlayarak sunuyor.Ayrıca bugünün ipuçlarını dünde arayan bir yazar.Sade ve akıcı bir anlatımı var.
Yoldaki adam onun en önemli romanlarından biri belki de baş yapıtı.Abdülaziz dönemi sonlarından başlayıp, Abdülhamit dönemi, meşrutiyetin sonları, tanzimatın ilanı derken Enver Paşadan Prens Sebahaddin'e, ittihat ve terakki'den Halaskar Zabitleri- Hürriyet ve itilaf partisine ve nihayet Ağabali baskınına kadar olan süreç inanılmaz güzel bir kurguyla sunulmuş.
Plevne ve Gazi Osman Paşa, kaynayan balkanlar ve Edirne savunması, içerde sürekli değişen güç dengeleri ve cinayetler, istibdat ve ittihatçılar Anadolunun bağrından kopup İstanbul'a gelen Alyanak lakablı Mahmut efend'inin hikayesi üzerinden öyle güzel anlatılmış ki bayılırsınız.
Bu döneme yön veren insanlar, onların toplumla ilişkileri çok güzel ve özel gözlemlerle gözler önüne serilmiş.
İtiraf etmeliyim Abdülhamit dönemi için objektiflikten uzak ve çokça önyargıları olduğunu düşündüğüm Büyükarkın'ı, İttihatçılar ve Hürriyetçiler yönüyle oldukça objektif ve tarafsız buldum.Öyleki bir ittihatçımı, hürriyetçi mi? şüphesiyle gitgeller yaşadım.
Alyanak ve Saraylı karısına dair bölümler ise kitaptan çıkarılıp ayrıca derlense muazzam bir roman daha çıkar içinden.
Hülasa okunur, hem de keyifle okunur ve şablon koyulmuşçasına bu güne bakan yönleri ile ders çıkarılabir.Tabii ki nasibi olanlara...