Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Binlerce düğüm atsan da , ip aynı..
Benim gurbetimin adı ne ŞEMS ? Hâlime bir isim koy ! Yalnız mıyım? Hasta mıyım? Garip miyim ? Ben neredeyim ? Ben neyim ŞEMS ? Harf bir manadır, manası kendidedir. Benim harflerimi hangi rüzgarda savurdular ŞEMS ? Nefsine mağlup olamayan, Aşkta galip olur demiştin ya. Şimdi söyle : Mağlup muyum mağdur mu ?
Bir kadını nasıl sessizleştirirsin
Birisi sana; “Aynı şeyden bahsediyoruz” dediğinde, Ona de ki; “Aynı şeyden bahsetmiyoruz” Birisi sana “Sorgulama sadece inan” dediğinde, Ona de ki; “Sorguluyorum ve düşündüğüm şeye yüksek bir inancım var.”
Reklam
456 syf.
9/10 puan verdi
Bir Mü'minin Biyografisi
OKUYUN, OKUTUN! Bu tavsiyeler öyle kolay kolay her kitap için verilemez. Ne okuyayım, sorusuna cevap vermek de kolay değildir. Kişinin eğitimi, yaşı, okuma alışkanlığı vs vs önemlidir. Lakin ben artık tereddütsüz herkese, her yaştan her fikirden her görüşten insana tavsiye edilebilecek bir eserle tanıştım ki çok geç oldu. Bırakın tavsiyeyi bir yerden para bulsam mesela, alıp tek tek dağıtıp "Mutlaka okuyun, okutun!" diyeceğim bir şaheser... Mithat Cemal Kuntay Mehmet Akif'le tanıştığında 18 yaşında Akif ise otuzlarında. Akif'in vefatına kadar süren bir dostluk... Yıllarca devam eden bir muhabbet... Mithat Cemal, Akif'le aynı dini hassasiyetleri paylaşmıyor. Fakat dostu Mısır Apartmanı'nın bir dairesinde, yoksulluk içinde, acılar çekerek vefat edince, "Hakikat uğruna hayatını feda eden!", hakikati haykırdığı için daha hayatta iken unutulan milli şair unutulmasın diye onunla olan anılarını kaleme alıyor. Böyle samimi, böyle tatlı bir dille yazılan kaç biyografi eseri vardır bilmiyorum. Lakin ben 445 sayfa boyunca suratımda bir gülümseme ile okudum. Hatta çoğu yerde sesli güldüm. Son iki sayfada da ağladım. Mithat Cemal eseri müthiş bir edebî dil, çok tatlı bir mizah ile yazmış. Ve hiç abartmadan, hatta yer yer eleştirerek yazdığı Mehmet Akif'e hayran olmamak elde değil. Eşsiz bir karakter. Mehmet Akif kesinlikle İstiklal Marşı şairi olmanın ötesinde bir değer. Kesinlikle yakından tanınması gereken bir karakter. Bu kitap, her edebiyatçının, her müminin, her öğretmenin, her öğrencinin, bu ülkenin her ferdinin okuması gereken bir eser. Okuyun, muhakkak okuyun.
Mithat Cemal Kuntay
Mithat Cemal Kuntay
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif ErsoyMithat Cemal Kuntay · Everest Yayınları · 0246 okunma
'Öğretmenler de insan, ben de insanım yazmışsın. Sana göre tüm insanlar aynı mıdır?' diye sorunca çekinerek 'Sanırım, öyle,' dedim. Genelde çok az konuşan birisiydim. Bu sefer 'Madem tüm insanlar aynı, o zaman benim maaşım neden müdürün maaşından daha az?' şeklinde bir soru ile karşılaşınca hemen cevap vermek yerine bir süre düşündüm. 'Yaptığınız işin farklı olmasından kaynaklanıyor.' diye cevap verdim sonrasında. Metal çerçeveli gözlük takan, ince ve uzun yüzlü müdür yardımcısı bu dediklerimi de hemen defterine not etti. Bir süredir ona kendimi yakın hissediyordum. Tekrar bir soru yöneltti: 'Baban, bizlerle aynı mı?' Ne cevap vereceğimi bilememiştim."
Ben ülkemi aynı zamanda adaleti de severek sevebilmek isterim.
Hani derler ya insanlar hissettikleri yaştadır diye ben kendimi herhangi bir yaşa sığdıramıyorum. Bedenimle düşüncelerim aynı yaşa sığmıyor.
Reklam
Ömer Hayyam’ın Rubaileri tek tip toplumsal ve dini algılara karşı bir protesttır aynı zamanda.
Bir gün bir dostum bana: 'Bir ölüye göre fazla nefes alıyorsun demişti'. Başta yadırgamış, ama sonradan ona hak vermiştim. Yaşamaya büyük bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Yani nasıl yaşanması gerektiğini çok iyi biliyorum. İyi hayat nasıl geçirilir, çok iyi biliyorum. Ama ilgimi çekmiyor. Yani yaşamaya büyük bir yeteneğim var ama ilgimi çekmiyor. Durmayacak kadar yorgun ama ölemeyecek kadar hayattayım. Neden böyleyim? Ve neye dönüşeceğim? Sürekli, kendime bundan sonra ne yapacağımı soruyorum. Hep aynı soruyu. Yüz kez. Bin kez. Kendimi defalarca buluyor, defalarca kaybediyorum. Aynaya bakıp kendimi tanıyamamak, kendi anılarımı sanki başkası yaşamış gibi anlatmak, hiçbir şeyde kayda değer bir varoluş nedeni bulamamak o kadar korkunç ki. Ve bir şey farkettim. Hiç kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağımı keşfettim. Çünkü benim için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı. Varlığıma nedensizlikten dolayı delirdim ben. Hiçbir varolma nedenini kendime yakıştıramadığımdan. Gerçekten de bu insanlarla aynı çağda yaşayamıyordum. Sorarlarsa 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye rahatca verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim. Altı milyar arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçebildim aralarından.
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Aynı şehirde Sen varsın, Ben varım, Biz yokuz.
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Reklam
235 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Beşinci Dağ
Varsayın ki elinize bir din, din tarihi, bir peygamber ile ilgili bir kitap verdiler ve okuyun dediler, ne düşünürsünüz? Ben birçok kişinin benim gibi düşüneceğini tahmin ederek bir çıkarımda bulunayım, kuvvetle muhtemel basta burun kıvırarak sıkıcı bulacak, okuma isteği uyandırmayacaktır. Lakin Paulo Coelho, bir peygamberin yasantısını gayet makul bir sayfa ile sınırlayarak o kadar güzel aktarmış ki eserinde, okurken haz duyacağınızdan asla şüphem yok! Şahsım adına din hakkında okumayı pek sevmeyen ve tercih etmeyen biri olarak bu kitabı bitmeyen bir heyecanla okudum, her sayfasında ne olacak nasıl devam edecek merakı hep vardı sonuna kadar. Çünkü o kadar güzel işlenmiş bir eser ki; adeta bir gerilim romanı okuyorsunuz. İnsanı sanki bir Dan Brown kitabı okuyorum edası içine sokuyor desem fazla abartmış olmam. Hiçbir peygamberin hayatını, yaşadıklarını, yaptıklarını merak etmemiş ve bilmeyen bir kişi olarak okuduğum bu kitap bana çok güzel bir bilgi birikimi katmasının yanısıra bir o kadar harika zaman geçirtti. Yazarın daha önce okumuş olduğum birkaç kitabında da beni kendine hayran bırakacak yazımı, bu sefer de aynı oranda başarılı idi. Dinler ve tarihleri hakkında biraz meraklı olan biri için harika bir eser olmasının yanısıra sadece keyif ve güzel vakit geçirmek için de okunulabilecek olması, sanırım yazarın hikayeyi akıcı bir roman edasıyla asla sıkmadan işlemesinden kaynaklıydı. Paulo Coelho'nun diğer kitaplarını da önereceğim gibi bu kitabını da şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum, sonrasın da önerim için müteşekkir olacağınızı da şüphesiz söylüyorum. İyi okumalar dilerim
Beşinci Dağ
Beşinci DağPaulo Coelho · Can Yayınları · 20062,029 okunma
Aklın Mertebeleri
"Aklın Mertebeleri Ehl-i tevhid olanların hepsinde bir tevhid düşüncesi oluştuğu halde bunlar arasında da diğerlerine göre temayüz edenler vardır. "Ben bazı peygamberleri bazısından üstün kıldım" (2-253) ayetinin bir delaleti de budur. Herkes kendi üstünde olandan istifade edip onun vasıtasıyla uyanacaktır. Her insan nasibi kadar
Ben kendi payıma, paramın bana özgürlük sağlamasını isterim. Ama günümüz insanlarının paradan istediği, gösteriş, ün ve kendisiyle aynı düzeydeki insanları gölgede bırakması için daha fazla para getirmesidir.
Sayfa 44
Felsefi gelenekte bilinçlilik verisi, varoluşsal bir deneyimdir ve benzerine bir biçimde kendiliğin veya öznenin belirlenmesinde başvurulur. Bilinç, başvurulacak en dolaysız ve kolayca ulaşılabilecek gerçeklik olsa bile aynı zamanda kendilik, düşünen özne, ego veya Ben hala belirsiz, gizemli ve formüle edilmeksizin durmaktadır. Kartezyen cogito (düşünce) öznenin kendi özünün görünüm anını hazırlayan bilinçlilik materyalini toplar ve birleştirir. Lacan da (böyle bir kurguyu Freud'a yükleyemeyiz) bu bir geriye dönüştür. Lacan'da özne bütünüyle kavranabilir ve kolayca ulaşılabilirdir, basitçe dilbilgisel öznedir. Bu esnada ego; kendilik ve benzeri hakkındaki farazi bir tartışmada oldukça farklı ve erişilmesi zor bir konumdadır. O ayna evresinin ürünüdür ve dayanağı olmaktan çok bilincin nesnesi gibi bir şeydir.
Sayfa 673 - Lacan ve Diyalektik: Bir Fragman, Fredric JamesonKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.