Kitap öyle çok yönlü yazılmış ki hangi pencereden konuya gireceğimi şaşırmış durumdayım. Dostoyevski'nin o güçlü kalemi, kişinin yüzündeki bir çizgi değişiminden yaptığı muazzam ruh tahlilleri okuru o kadar etkiliyor ki betimlemleri beni aşırı heyecanlandırdı diyebilirim. Kitapta geçmiş ve gelecek anlatılıyormuş gibi bir yanılgıya düşmemek
...çok önemli eserleri okuyamam; ama bunu okudum, sanki kendim yazmışım gibi, sanki bu, misal olarak söylüyorum, benim kendi gönlümden çıkmış gibi, gönlümde ne varsa almış, insanı ters yüz etmiş, oturup ince ince her ayrıntısıyla yazmış, kesinlikle böyle olmuş! Tanrım, kolay da bir iş değil bu; vay vay! Gerçekten, ben bile yazabilirdim bunu; neden yazmamışım? Sonuçta aynı hissediyorum, kesinlikle tam kitapta yazdığı gibi hissediyorum, tam olarak aynı durumdayım üstelik, misal olarak söylüyorum, hikâyedeki zavallı Samson Vırin gibiyim. Kim bilir kaç Samson Vırin dolaşıyor aramızda, yaralı yüreğiyle! Üstelik nasıl rahat yazmış her şeyi!
bidünyakitapgrubu ile birlikte yani. Kendisi yazar ve çevirmen. İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi mezunu. O nedenle çeviri kitapları da bu dil üzerinden. Cambridge Üniversitesinde ve New York Üniversitesinde eğitim hayatına devam eden yazarımız, günümüzde köşe yazarlığı ile birlikte yazarlık,
"Haklısınız ... haklısınız ... " diye düşünüyordu. "Yüzüme tükürseler yeridir ... şimdi adamın elini sıktım bir de! Hem de üçünün birden, ama o hergelenin içlerinden biri olduğunu biliyorum ... ve ağzımı açmadan onunla aynı masada oturuyorum ... onun kafasını kırmıyorum ... hayır, kafasını kırmak yerine nezaketle elini sıkıyorum ...
...uzaktan seviyordum, onun haberi olmadan, ona belli etmeden, ona anlatmadan. Şimdi de aynı durumdayım. Terk fark ben ayaktayken, onun mezarda olmasaydı.
#kitapyorumu #seldaileoku
#bitmeyengece
HAYATIMIN EN BERBAT GECELERİNDEN BİRİYDİ. KİTABIN ADI GİBİ BENİM DE GECEM BİTMEDİ.
TEPEDEN TIRNAĞA UYUŞMUŞ DURUMDAYIM.
.
Of ki of. Bu kitap nasıl anlatılır ki, bilemiyorum. Bildiğim tek gerçek var o da kitabın beni fazlasıyla sarsmış olduğu... 25 yıl önce yaşanan ve şimdiki zamanda olan iki tecavüz
♡müzik zevkim genelde Taylor Swift'ten oluşuyor. Onun dışında The Weeknd, Sabrina Carpenter, Gracie Abrams çoğunlukla dinlediğim sanatçılar
♡reputation stanim ve aynı zamanda yıkık bir folklore girlie'yim (i'm a mirrorball)
♡friends'i 20 kere bitirdim (dünya rekoruna koşuyorum enayisiyim bu sitcomun)
♡terazi burcuyum ve
☆Müzik zevkim çok geniş yelpazeli fakat en çok dinlediğim kişi Taylor Swift. En çok dinlediğim tarzlar; kpop, r&b, jazz veya rock.
☆Kişilik tipim ENFJ, burcum ise akrep
☆Favori Taylor albümlerim Folklore, Evermore ve 1989
☆Kitap okumanın yanı sıra yazmayı da çok severim, birden fazla ilgi alanım ve hobim var
☆Dizi bağımlısıyım, uzun
Hiç düşünde bir dağın tepesinden uçuruma yuvarlanır gibi oldun mu? İşte ben şimdi aynı durumdayım, uykuda değil, gerçekten düşüyorum… Hem korkmuyorum da, sen de korkma.
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim.
Külotunu çıkar.
Demek ki duymuş.
Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem?
Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme.
Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim
Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul.
Eteğimi kaldınp külotu
Ben artık başka bir platoya atlamış durumdayım ve şimdi farklı bilim dallarının sanki aynı kaynaktan çıkmışçasına, birbirine yakın mecralarda aktıklarını görebiliyorum.
Tuhaf ama üniversite kafeteryasında oturduğumda kulak misafiri olduğum gençlerin tarih, politika ve din konularında yaptıkları konuşmalar bana şimdi o kadar çocukça geliyor ki...
Fikirleri elementer düzeyde tartışmaktan artık hiç keyif almıyorum. Ama insanlar sorunun karmaşıklığına kafa yormadıkları onlara gösterildiği vakit, bundan hiç hoşlanmıyorlar- yüzeydeki küçük dalgaların altında neler olduğunu bilmiyorlar. Daha yüksek düzeyde de işler daha iyi değil, ben Beekman'deki profesörlerle bunları tartışmaktan çoktan vazgeçtim.
Akıllı insanla konuşmak zevklidir”
Dostoyevski’nin diğer romanlarında da gördüğüm fakat en fazla bu romanda farkına vardığım bir şey var ki o da nerdeyse her bir karakterdeki alçaklık düşüncesi. Bu kitabı okurken karakterlerin büyük bir kısmında ‘ne kadar da alçağım ne kadar da gülünç bir durumdayım’ gibi cümleleri sık sık gördüm. Bunda tabiki
🎬
"Diyelim ki, senle ben her an birlikteyiz.
Sonra birçok huyumdan bıkmaya başlarsın.
Evimize her misafir gelişinde, güvende hissetmek için fazla içmemden veya aynı saçma, entel hikayeyi tekrar tekrar anlatmamdan...
Biliyorsun işte, bütün bu hikayeleri dinledim ve tabii ki kendimden bıkmış durumdayım."
🎞️
"Eğer dünyada büyülü bir şey varsa, o da birini gerçekten anlamaya çalışmak, biriyle bir şeyi paylaşmaya çalışmak olmalı. Bunun neredeyse imkansız olduğunu biliyorum.
Ama ne önemi var. Cevap sadece denemek olmalı."