Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Önyargı, hepimiz için kaçınılmazdır çünkü: Dünyayı daima kategorilere ayırır, şeyleri ve olayları sürekli kategoriler halinde değerlendirmeye tabi tutarız, bu bir. Toplumda birbirimizi benzeş veya farklı olmaya göre ayırt eden ve/veya buna zorlayan süreçler vardır, bu iki. Üçüncüsü, “biz” olabilmemiz için mutlaka bir “öteki”ne ve dördüncüsü kolektif belleğe ihtiyaç olmasıdır. Bu dört nokta, toplumsal, kolektif kimlik inşasının taşıyıcı kolonlarını oluşturur. Bir yanda benzeşmeye ve özdeşime, diğer yanda farklılaşmaya ve ayrışmaya duyulan psikolojik ihtiyaçlar, gerek bireysel gerek toplumsal kimlikler için her kapıyı açacak anahtardır. “Öteki” ihtiyacı, kimlik inşasında öyle önemli bir yerde durur, öyle bir rol üstlenir ki, onu kavrayamazsanız “önyargı” ile birlikte birçok olguya da anlam veremezsiniz. Bu olgular kimlik tiyatrosunun başrollerinde yer alan etiketleme (damgalama) ve “kalıp davranış” (stereotipi) ve “ayrımcılık” vb.’dir. Önyargılar ve stereotipiler, kimlik inşasının tuğlaları, sosyal aynalardır. Bu yüzden her kültürde etnosantrik bir çekirdek ve bazı dış gruplara karşı önyargı vardır. Bizden olanı beğenir, ona yakın durur, olmayanı ise yadırgar, biraz uzak kalmaya çalışırız. Bunları önyargı sayesinde başarırız
Kendini öğren, sev, arın, aydınlan diyor Balım Sultan:
"Yaşamak, Tanrı'nın yansıması olan şu evrende sevinç duymaktır! İnsanı insan yapan bu sevinç ve onun sevgi varlığı oluşudur. Bazen bütün insanların kardeş olduklarını unutup yok yere birbirimizle didişiriz, barışı bozup sevgiyi kine dönüştürürüz. Bunun yerine sevmeyi, yardımlaşmayı öğrenseydik, gösterişten vazgeçip alçakgönüllü olabilseydik, cehenneme çevirdiğimiz bu dünya yeniden cennete dönerdi. Aslında bizim sandığımız her şey bizden öncekilerin değil mi? O halde bizim de sonrakilere miras bırakmamız gerekmiyor mu? Yükseliş kapısının açkısı barış ve sevgidir. Sevgi insanı olgunlaştırır, arınmaya hazırlar. İnsan bağımsızdır: görevi özünü arıtmak, biçimden öze ulaşmaktır. Tanrı'yı gökte arama, gönlüne bak. O'nu ancak orada bulabilirsin. Evlilik gereksizdir, kuralı sevgiden öne çıkarır. Kadın olsun, erkek olsun, tüm insanlar eşittir. Ayrımcılık yapma, katı kurallarla gönül gözünü köreltme, kardeşlik duygularını yay ki, başkaları da sana kardeş olarak baksın. Dinlerin gayesi, insanları olgunlaştırıp kaynaştırmaktır, ayırmak değil. Eğer kendini biliyorsan içki iç, çalgı çalıp oyna, eğlen. Dünya azap mekâni değil, olgunlaşma bahçesidir; Tanrı gücenir yoksa! Allah'ın kendisine tapılmasına ihtiyacı yoktur, yazdığı günahlarla zenginleşmez O. Hatta, şeriatin söylediği ibadet, insanın olgunlaşıp gelişmesini engeller. Özü unutup görünüşe, biçime önem veren insan köleleşir; Tanrı ise, özgür insanı sever. İbadetle vakit geçireceğin yerde tanrısal nurla aydınlan, kendini öğren; sev, arın, aydınlan... Böyle diyor Balım Sultan!..."
Reklam
TÜMDENGELİM SANATI Beynin Çatı Katında Yolunu Bulmak: Olgulardan Tümdengelim Yapmak Farz edin siz Holmes'sunuz, ben de potansiyel müşteriniz, Maria. Geçtiğimiz yüz küsur sayfadan beri size birtakım bilgiler sunuluyor. Beni oturma odanızda otururken bir süre gözlemleseydiniz de üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri öğrenecektiniz. O yüzden şimdi
ÂLİMLERİN VE AYDINLARIN GÖREVİ
Âlimlerin görevi, tarihte hayata hâkim olmamış olan dini, hayata geçirmek ve yerleştirmek için mücadele etmektir. İnsanlık, artık bu olgunluğa erişmiş, vicdanî ve dinî özgürlüğünü elde etmiş olmalıdır. Dolayısıyla da tevhidin, tağutperestlikten farklı olduğu ve şirkin tevhid örtüsünü yalandan yüzüne örttüğü anlaşılmalı ve bu örtü paramparça
Yazıcıoğlu'nun kürt sorununa bakışı
Yazıcıoğlu: " Bir defa "kürt sorunu" diye bir kavramı doğru bulmuyorum. Çünkü sorunu etnik olarak koyarsanız, çözümünüde etnik açıdan yapmak mecburiyetinde kalırsınız. Ķürt sorunu dediğiniz zaman, demek ki Türkiye'de Kürtler sorundur. Öyleyse kürtlerin bu sorununu nasıl çözeceğiz? Arkasından da " Madem Kürtler sorundur, o halde
Sayfa 183 - Gazetecinin sorularını yanıtlıyorKitabı okudu
... ve bugün gelişmekte olan hakların özgürlük, bağımsızlık ve toplumsal eşitlik mücadelesi toplumsal, ırksal ve cinsel ayrımcılık üzerine kurulmuş bir emperyalist sistemin temellerini her yerde sarsmakta olan yaygın bir olay. "üçüncü dünyanın" hemen hemen her ülkesinde sınıflar arasındaki çatışma açık veya gizli, yasal ve yasa dışı tezahürleriyle gün geçtikçe artıyor.
Reklam
Güncel formları içinde şiddet sadece toplumsal iktidarlardan beklenen ve gerçekleşmeyen şeylerden doğan bir umutsuzluğu değil aynı zamanda aidiyete,ısyana, gündelik hayatın muhayyel dönüşümüne dair ifade olanaklarının yitirilişini de dışavuruyor. Bu mahrumiyet, küreselleştirici üst-modernite büyük şeyleri (tüm dünya kapılarının açılmasını ve pek
Ayrımcılık her yerde...
Bu ülkede hoşlanmadığım tek bir şey vardı. İzlenimlerime göre ülkenin asıl yerlileri olan ve Aborijin adı verilen, esmer tenli kişiler ayrıma tabî tutuluyorlardı. Avustralyalılar, onlara Amerikalıların, kendi yerlileri olan kızılderililere davrandıkları gibi bir tutum sergiliyorlardı. Onlara yaşama hakkı tanınan tek bölge olan “Outback” beş para etmez kumlarla örtülüydü ve kuzey yöreleri yüksek kayalıklar ve sert çalılıklarla kaplıydı. Hâlâ onlara ait olduğu kabul edilen ve yaşama koşullarının görece düzgün olduğu tek yer, ulusal parktı ve bu nedenle burayı turistlerle paylaşmak zorundaydılar.
Ayrılıklar yaratmak çok saçmaydı (Zaten her yerde ayrımcılık var)
43 öğeden 31 ile 43 arasındakiler gösteriliyor.