Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Madımak
İşte Türkiye'deki dinsel gericilik (fundamentalizm) tıpkı tıpkısına Ümraniye çöplüğünün patlamasına benzer. Ümraniye'de çöplerin birikimi ile fiziksel ve kimyasal bir patlama olduğu gibi Türkiye'de de toplumsal çöplerin birikimiyle toplumsal patlamalar olmaktadır. Bunların en göze çarpanı Sıvas ilindeki bir otelde olmuş ve gericilerin ateşe verdiği bu otelde 37 Türk ilerici aydın geçen yıl cayır cayır yanmıştır.
31 Ekim 2002 Atatürkçü genç mollalar - Genel olarak, yobazlık, bağnazlık, yalnızca inanç ya da düşünce dünyası için tanımlanmakla birlikte, daha çok toplumsal dokudan beslenen ağır psikolojik süreçler içerir. Bu yüzden düşünsel olduğu kadar, psikolojik arazlardır da... Bağnazlık, bazı bünyelerde psişik bir tutku gereksinimi haline geldiği için,
Sayfa 249 - Metis yayınları, 2009Kitabı okudu
Reklam
02 Temmuz 1993 günü Sivas'ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilen Pir Sultan Abdal şenliklerine katılmak için şehre gelen Aziz NESİN'in bulunduğu Madimak Oteli ateşe verilir. Olayda çoğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanı yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybeder. Olayların başlangıcı, kitlenin otel önünde birikmesi, otelin ateşe verilmesi, otel yanarken itfaiyenin olay mahalline ulaşmasını - çalışmasını ve içeridekilerin kurtulmalarını engelleme gayretleri bütün Türkiye'yi şok eder. Güvenlik güçlerinin de görevini yapması engellenir, takviye birlik çıkarılmasında sorunlar yaşanır. Sonuçta yaşananları vicdanlar kabul etmez.
Sayfa 49 - Galeati YayıncılıkKitabı okudu
Şeytan Ayetleri romanı Türkiye'de de hemen yasaklandı. Bu karar laik bir ülkede böyle bir kitabın yasaklanmasının ifade özgürlüğüne aykırı olduğu tartışmalarının yolunu açtı. Aziz Nesin 1993 yılında kitabın Türkçe'ye çevrileceğini açıkladı. Bununla kalmayarak, yayınevinin ve Salman Rüşdi'nin izni olmaksızın kitabın belli bölümlerini alelacele çevirtip o yıllarda başyazarı olduğu gazetede tefrika etmeye başladı. Bu tavır ülkede siyasal ortamın gerilmesine, sokak gösterilerine ve şiddet olaylarına yol açtı. Öyle ki, 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta meydana gelen Madımak Oteli faciasının baş sorumlusu olarak Aziz Nesin gösterildi. Salman Rüşdi, İslam dünyasından geniş tepkiler görmesine hatta hakkında öldürülme emri çıkarılmış olmasına rağmen hiçbir saldırıya uğramadı. Ama 1991'de, kitabı Japonca'ya çeviren Hitoshi İgarashi bıçaklanarak öldürüldü. Aynı yıl İtalyan çevirmen Ettore Capriolo'ya saldırı yapıldı ve o ağır yaralandı. 1993'te Norveçli yayıncı William Nygaard Oslo'da saldırıya uğradı.
Sayfa 193
Madımak
. Aziz Nesin: "2000'e Doğru, vb. ortalığı karıştırma yarışına girmiş dergiler, gazeteler vardır." + "Ben ortalığı karıştırıp karıştırıp düzeltmek ve güzelleştirmek için çalışıyorum" demiş, bir yazar olarak, ortağı olduğu Aydınlık gazetesini, ortalığı karıştırma yarışına girmiş dediği 2000'e Doğru dergisiyle ortak çıkarttığını bilmiyor da değil!.. 'Şeytan Ayetleri' ile "Ortalığın karıştırılacağı"nı, amacın 'gericileri yobazları kudurtmak' olduğunu öngörmemiş de değil!.. Ancak, bir kargaşa patlak verirse, devletin bir kanadı bizi kurtarır diye ummuş, kışkırtıcılığını, karıştırıcılığını, devletin yobaz kanadına karşı, devletin laik kanadına güvenerek yapmış. Bu deyimler de kendi yazılarında var. Sonra, Sivas'ta, umduğu dağlara karlar yağmış. Sonuç: 37 aydın cayır cayır yakılarak öldürülmüş!.. Bunda Aziz Nesin'in ne suçu olabilir?!.. Aziz Nesin, yalnızca "Ortalığı karıştırıp karıştırıp düzeltmek ve güzelleştirmek amacıyla karıştırıcılık eden" bir yazar, bir "ermiş" (!), bir "kışkırtıcı"dır, kendi deyimleriyle!.. .
Sayfa 320Kitabı okudu
2 Temmuz 1993 günü, Sivas Madımak Oteli'ni ateşe veren güruhu oluşturmak için de, kentte bildiriler dağıtılır, civar kentlerden otobüslerle taraftar (insan diyemiyorum!) getirilir. Gelenler 'sağ' ve 'milliyetçi' partilerin, örgütlerin üyeleridir. Katliamın Aziz Nesin'e yönelik bir tepki olmadığı, planlı bir eylem olduğu da atılan şu sloganlardan açıkça anlaşılmaktadır: "Cumhuriyeti Burada Kurduk Burada Yıkacağız! Yaşasın Şeriat!.. Kahrolsun Laiklik!.. Dışarıda gözünü kan bürümüş caniler bağırırken, otelin merdivenlerinde can pazarı yaşanır. ... Otele yapılan saldırıları uzaktan çeken bir kameranın kaydettiği ses, hiç çıkmaz kulaklarımdan: "Yakın lan yakın!.." Ses kalabalığın gerisinde kalmış bir yobaza ait. ... Otelin bir ateş topuna dönmesi bile kendine getirmez saldırganları. Alevlerin dilleri tüm oteli yutarken bile "Allahuekber!" diye tekbir getirirler.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
bknz madımak bknz aziz nesin
"Aklın bir kibrit kutusuna sığacak denli küçüldüğü, düşünceye duyulan korkudan, tek bir kibrit çöpünün çakılmasıyla kurtulunabilir sanılan yangınlardan çıkarken de "gününde yalnızdı". Görmediniz mi? Siz de yanmadınız mı? İnsanlaşmak mücadele gerektiriyor. Düşünce ayrılığına tahammülü olmayanlara ve onların kıyıcılığına karşı "susmamayı" gerektiriyor. İnsanlaşmak "Hayır" diyebilmeyi, otorite ve iktidara hizmeti reddedebilmeyi, dışlanmayı da göze alarak gerektiğinde; milliyeti, dini ve geleneksel değerleriyle arasına mesafe koyabilmeyi gerektiriyor." Ahmet Mümtaz Taylan
Sayfa 39 - Yekta KopanKitabı okudu
Çoğunluğu Alevi yazar, ozan, düşünür, yanarak can verdi !!!
"Aynı kağıdın arka ve ön yüzleri gibiyiz . Sonsuza dek beraber, ama hiçbir zaman birbirlerini göremeyen." (Aziz Nesin) Acaba hangi tarihte kaleme almıştı bu satırları? Baş hedef olduğu o vahim gün . Aydınlığın karanlığa, sevginin nefrete yenildiği o gün Sivas Katliamı ya da Madımak katliamından sonra mı?
Aziz Nesin
Madımak Oteli katliamının sonrasında birçok ameliyat geçirmek zorunda kaldı ve görme yetisini büyük ölçüde yitirdi.Bu ameliyatlardan sonra hastanede yanındaydım.''Hayati''dedi.''Ben de gerçek bir Türk aydını oldum böylece.Gözlerim görmüyor.Artık ben de okumadan yazı yazacağım!''
... Bizim masamızda, benim solumda, ertesi gün (2 Temmuz) Madımak Otelinde yakılarak öldürülecek olan Behçet Aysan vardı. ... Başka kimler vardı? Masada, karşımda sağda, o gün orda tanıdığım, şair Uğur Kaynar vardı. O da 2 Temmuz günu Madımak Otelinde yakılarak öldürülecekti. Bana bir yayınevi sahibi olduğunu ve şairlerin elyazılarıyla yazılmış şiir kitaplarını yayımladığını, benim de elyazımla şiirlerimi basmak istediğini söyledi. Bu elyazısı şiir kitaplarını az sayıda bastığını bildiriyordu. Ben de ona yayımlaması için elyazımla şiirlerimi göndermeye söz veriyordum. 2 Temmuz toplu cinayetinden sonra bu sözümü tutamayacaktım. Ertesi gün yine bu saatlerde o gencin Madımak Otelinde yakılarak öldürüleceğini bilemezdim ki...
Sayfa 786Kitabı okudu
Reklam
Ve bunu söylemesinden tam 9 yıl sonra Madımak Katliamı...
(...) Bir gazete bu olay karşısında düşüncemi sorduğunda, bugünkü yönetimin, şimdikinden daha çok kitap yakması gerektiğini söylemiştim. Eksik söylemişim, Türkiye'yi tam ortaçağa sokabilmeleri için salt kitapları değil, yazarlarını da yakmalıdırlar ki, yananlar ellerinden kurtulsun.
unutMADIMAKlımda
Övgüye teslim olmayan kişidir aydın. Övüldüğünde de düşündüğünü yutkunmadan söyleyebilecek kaç kişi vardır? Hele yılışıklığın, yalakalığın revaçta olduğu bir toplumda, sahtekârlıkların ve ikiyüzlülüğün edebiyattan siyasete, ticaretten eğitime kadar yayıldığı bir çağda aydın, yakılması gereken bir cadıdır artık. İnanca değil, düşünceye dayalı bir yaşam tarzının tehlikesini göze almaktan kaçınmadığı için ve daha birçok aydın karakteri taşıması nedeniyle Aziz Nesin de yakılmak istenmiştir Sivas'ta. Ama o, o arada üç telli sazın da yetmezliğini vurgular, tanrıya inanmazlığını da... Onu şeytana benzetenler, makamlarında yükselirken, seksen yaşına gelmiş Aziz Nesin'in yanı başında, otuz üç kişi, Nesin'in otuz üç insanı katledildi. Madımak Oteli'nden yükselen duman, müslümanların genzine dolmadı ama onların ruhunu gökyüzüne çizdi. Göğe bakın, orada işlenmiş bir bulut göreceksiniz. Bu kirletilmiş bulutun ardında aydınlık bir gökyüzü vardır, unutmayalım.
Sayfa 37 - Everest Yayınları
Madımak Katliamı'nın Suçlusu Kim?
"2 Temmuz 1993 günü, Sivas’ta 10 bin insan, sekiz buçuk saat 'şeriat isteriz' diye ulumuştur. Sekiz buçuk saat, Madımak Oteli’nde kapana sıkıştırılmış gibi, biz devleti bekliyorduk. Ben bu devletin nasıl devlet olduğunu bilmeme karşın, hâlâ içimde şöyle ya da böyle bir devletin bulunduğu umudu ve inancı vardı. Bu yüzden nasıl olsa kurtulacağımıza inanıyordum. 37 aydının cayır cayır yakılmasından ve 60 insanın yaralanmasından sonra hemen hemen bütün gazeteler, buna benim Sivas’taki konuşmamın neden olduğunu yazdılar. 2 Temmuz günü, yani benim konuşmamın ertesi günü çıkan hiçbir gazetede benim Sivas konuşmam yoktu. Öyleyse nereden çıkarıyorlardı benim Müslüman Sivas halkını kışkırtıcı, İslamı küçültücü, aşağılayıcı sözler söylediğimi? Yaşamımın hiçbir döneminde İslam dinini ve Müslüman dindarları küçültücü bir söz söylemediğim gibi, hiçbir inancı ve inanç bağımlılarını aşağılamadım. Ama kendimin dinsiz ve Tanrısız olduğumu da yadsıyarak ikiyüzlülük yapmadım, yalancılık yapmadım. Benim Sivaslıları kışkırtarak bu toplu kıyıma neden olduğumu salt bu faciadan en çok sorumlu olması gereken İçişleri bakanı söylememişti: Aynı yalanı cumhurbaşkanı, başbakan, ana muhalefet partisi genel başkanı da yineleyerek Türk ve dünya kamuoyuna yaydılar. Birey olarak hiç kimse tek başına suçlu değildir. Suçlu, bağnazlara ve köktendincilere derece derece ödün veren bütün hükümetlerdir. En sonuncu hükümet en suçlu olandır."
Adam!
Aziz Nesin(Mehmet Nusret Nesin)(20 Aralık 1915, Heybeliada, İstanbul 6 Temmuz 1995, Çeşme, İzmir) Gülmece edebiyatımızın doruğuna çıkmış yazarımızdır. Çağının sorunları karşısında etkin bir aydın tavrı göstermiştir. Toplumsal düzendeki çarpıklıkları ve çelişkileri büyük bir ustalıkla anlatmış, çağdaş Türk gülmece edebiyatının dünya ölçüsünde
Sayfa 200Kitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.