Uşaklı şehit yavrusu talebe Azmi (Orhon)'nin konuşması özetle şudur:
"[..] Beni söyleten etkenler var, söyleyeceğim. Çünkü, ben, içinde lavlardan intikam firtınaları, intikam boraları esen bir volkanım; gökgürültüleri, yıldırımlar, şimşekler benim depremlerimden, sarsıntılarımdan meydana gelir. Dünyanın hayat ve mematı benimle kaimdir. Maddi, manevi hiçbir kuvvet bendeki feverani söndüremez; ne Alp dağlarının buzulları ne Niyagara'nın coşkun köpükleri ne okyanusların kudurmuş dalgaları benim bu feveranıma hiçbir engel teşkil edemez. Çünkü ben bu hain kuvvetler tarafından tecavüze uğramış bir yetimim. Babamı şahadet, annemi sefalet, vatanımın mamurelerini düşman zulüm ve vahşeti aldı götürdü.
Şimdi ben, kökü kurumuş, dalları kırılmış kuru bir ağaca benziyorum. İşte bunun içindir ki söyleyeceğim. Dünyanın en amansız düşmanları beni men etse yine söyleyeceğim. Muhterem Paşa Babamız; bendeki bu azmi, bu imanı halkeden, yaratan aziz ve mukaddes bir kuvvet var; işte o da Türk yurdunu, Türk camiasını ilerleme nurlarına boğan, gelişmenin doruklarına ulaştırmaya saik olan büyük varlığınızdır. Nasıl ufak bir işaretinizle Türk orduları sefil ve alçak düşmanları aziz vatandan kovdular ve Akdeniz'de boğdularsa... ben de ve benim gibi, içinde volkanlar taşıyan binlerce şehit yavrusu ve bütün millet kurtarıcı elinizle işaret buyurduğunuz kurtuluş yolundan yürüyeceğiz, yürüyeceğiz. Dumlupınar şehitliğinde, mübarek Dumlupınar kabrinde yatan aziz şehitlerin ruhlarını şad edinceye kadar yürüyeceğiz. [...]"