Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SARHOŞ GEMİ Ölü sularından iniyordum nehirlerin Baktım yedekçilerim iplerimi bırakmış; Cırlak kızılderililer, nişan atmak için Hepsini soyup alaca direklere çakmış. Bana ne tayfalardan; umurumda değildi
İlişkide olduğunda her şey çok güzel başlıyor, tıpkı bir rüya gibi ama sonra içini bir korku kaplıyor: “Kaybetme Korkusu” - Ya benden sıkılırsa? - Ya beni aldatırsa? - Ya beni eskisi kadar sevmiyosa? Sonrasında birden rüya bitiveriyor. Sanki sevgiline bir büyü yapılmış gibi birden bire sana karşı ilgisizleşmeye başlıyor. Sana değer veren,
Reklam
İnsanı en mutlu eden şey, ihtiyaçlarıyla varlıkları arasında bir denge olmasıdır. Bütün sorun, bu dengenin nasıl sağlanacağı. İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir ama bu, budalalık olur. Bunu yapmak, arada bir sürü doğa dışı şeyler yapmayı da gerektirir. Pazarlık etmek gibi, çalışmak gibi, çabalamak gibi… Öyleyse? Öyleyse akıllı bir adam dengeyi, ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıklarının düzeyine indirerek sağlar. Bunu yapmanın en iyi yolu, bedava olan şeylerin değerini bilmektir. Dağların, kahkahanın, şiirin, bir dostun verdiği şarabın, yaşlı ve şişman kadınların. Bakın bana! Ben elimdekilerle mutlu olmayı çok iyi bilen biriyim.
Ayrıntıları sorma bana. Anlattıklarım yeter. Yeter de artar bile. Senin ne düşündüğünü bilmiyorum, ama gerçek sorun acımasızlık değil asla. Burada en kolay parçalanan şey insanın yüreğidir.
"Şarkının bir kopyası önünüzde," dedi Ambrose hararetle. "Tam bir rezalet. Adıma leke sürüyor. Bu bir Gizemiye mensubu için utanç verici bir durum." Çenesini sıkarak yutkundu. "Hepsi bu kadar." Şansölye bana doğru döndü. "Kendini nasıl savunacaksın?" "Zevksiz bir şarkı olduğunu kabul ediyorum Şansölye, ama bu kadar yayılacağını tahmin etmemiştim. Zaten onu yalnızca bir kez söyledim." "Anlaşıldı." Şansölye önündeki kâğıdı inceleyip genzini temizledi. "Re'lar Ambrose, sen bir eşek misin?" Ambrose kaskatı kesildi. "Hayır, Efendim," dedi. "Peki..." Genzini tekrar temizledi ve direkt kâğıttan okudu. "'Cıslak bir malafat sahibi misin?" Hocalardan birkaçı tebessüm etmemeye çalıştı. Elodin açık açık sırıttı. Ambrose'un yüzü kızardı. "Hayır, Efendim." "Öyleyse korkarım ki ortada bir sorun göremiyorum," dedi Şansölye, kâğıdı masaya bırakarak. "Uygunsuz Davranış suçlamasını Vakarsız Haylazlığa çeviriyorum."
Öyleleri vardır ki, ufak tefek şeyler onları yaşatır da sert bir söz onları öldürür. Ben öyleyim işte. Sorun şu: Yoksulluğun bendeki bazı özellikleri o derece keskinleşmiştir ki, bunlar benim başıma adeta dert açar, evet, ne çare, böyle bu! Ama faydaları da vardır bunun, bazı hallerde bunların bana yardımları dokunur. Yoksul aydın, zengin aydından çok daha kuvvetli görür. Yoksul, her sözcüğü kuşkuyla dinler; attığı her adım, onun düşünce ve duygularına böylece bir görev, bir iş yüklemiş olur. Onun kulağı deliktir, duygusu ince; o tecrübelidir, ruhu yanık yaralarıyla doludur.
Reklam
Çoğumuz genellikle susmayı tercih ediyor. Birinden hoşlandığımızda susuyoruz, haksızlığa uğradığımızda susuyoruz, bazı şeyler bize çok ters gelse de aman sorun çıkmasın diye susuyoruz. Çünkü susmak kolay, risksiz, cesaret gerektirmez ve sizi terletmez. Ama bana sorarsanız suskun kalmak aslında vasatlığı, sıradanlığı ve geri planda kalmayı kabullenmek demek.
Sayfa 203
BEN TAMİRCİ DEĞİLİM Evle ilgili problemler insanın hayatını karartabilir. Akan bir musluk, bir elektrik problemi, badana zamanı, tahammül etmek için çelik gibi sinirler gerektiren dönemlerdir. Diyelim ki bir şey bozuldu, tamirci çağırdınız. Tamirci gelir, yaklaşır ve tamir edilecek yere, kafasını tek yana eğerek bakar. Öyle uzun, boş
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.