Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugünü savuşturmaktı artık ona düşen. Şerri görmüş, sözünün, derdinin karşılığını görmüş, olup olacağı görmüş ve şikâyetin insan fihristinde karşısında yazan ile bir kez daha parmağını sürerek temas etmişti. Sen mi yalnızsın,işte ben varım, bir büyük mü lazım, daha beni ne zaman göreceksin, başın mı sıkıştı, işte o kendine yeter sandığın halinin meali ve melali, horozun, "Bir de ben varım," deyişi.
Sayfa 290Kitabı okudu
·
Puan vermedi
#SuatDerviş #AnkaraCanavarı #Sayfa273 Onu öyle çok sevmişti ki... Bakışlarının kalbine verdiği harareti günlerce damarlarında taşıdı. Merhabalar Sizlere Suat Derviş'in "Ankara Canavarı" kitabının yorumu ile geldim. Okuyanlar bilir, Suat Derviş okumak bir tür bağımlılık yaratıyor insana. Sade anlatımı, toplumsal konulara
Ankara Canavarı
Ankara CanavarıSuat Derviş · İthaki Yayınları · 202312 okunma
Reklam
Yeni bir acıyla hafifler eski bir ağrı, Başın döndü mü öbür yana döndür başını, Başkasının güçsüzlüğüyle iyileşir umutsuz keder, Gözlerine yeni bir zehir bul ki, Yok etsin ötekinin zehrini.
Nicedir yokluğunun güncesini tutuyorum. Bu bir düş biliyorum. Biliyorum, ama hayata bununla tutunuyorum. Bir kere keşke dememek için. Bin kere belki diyorum. Belki ellerin ellerime çok yakışır. Belki başın omuzuma. Belki bir sabah uyandığımda seni yanımda bulurum. Sana sımsıkı sarılıp tekrar uyurum. Biliyorum hep imkânsıza yakın şeyler düşünüyorum. Seni görebilme ihtimalini, kelimelerle anlatmaya çalışıyorum. Sorarlarsa, şiir yazıyorum işte.. Ümit ÜSKÜDAR
Elli yıl kadar önce, her demokratik ülke, çok sayıdaki küçük dergisi ve yerel gazetesiyle övünebilirdi. Bin­lerce yerel editör binlerce bağımsız düşünceyi dile getirirdi. Bu­rada ya da başka bir yerde, neredeyse herkes neredeyse basılı her şeyi elde edebilirdi. Bugün basın yine yasal olarak özgür; ama küçük gazetelerin çoğu yok oldu. Kağıt hamurunun, mo­dern baskı makinelerinin ve ajans haberinin maliyeti, Küçük Adam için çok fazla. Totaliter Doğu'da politik sansür var ve kit­le iletişim araçları Devlet tarafından kontrol edilmekte. Demok­ratik Batı'da ekonomik sansür var ve kitle iletişim araçları İkti­dar Seçkinleri tarafından kontrol edilmekte.
Gazeteler yozlaştı. Artık kesinlikle güvenebiliriz onlara.
Reklam
Eğer “hayali bir cemaat” ten bahsedeceksek bu “hayal”in üretici bürokrasi, basın ve edebiyat olacak.
"Sivillere kötü muamele edersen başın derde girer. Uluslararası savaş kanunlarını çiğnemiş olursun. Yaptığın şey çok yanlış."
Ne rahat! Uykulu bir başın yumuşak bir yastıkta sızışı, ne keyf!
Sayfa 13 - Ötüken Neşriyat, 30.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Kitle iletişimi ne iyi, ne de kötüdür; sadece bir güçtür, tüm diğer güçler gibi, iyiye de kullanılabilir, kötüye de. Bir şekilde kullanıldıklarında, basın, radyo ve sinema demokra­sinin hayatta kalabilmesi için zorunludur. Öbür şekilde kullanıl­dıklarında, diktatörün cephaneliğindeki en güçlü silahlardır. Neredeyse her girişim alanında olduğu gibi, kitle iletişimi ala­nında da teknolojik ilerleme, Küçük Adam'a zarar vermiş, Bü­yük Adam'a yaramıştır.
Reklam
“Zamanın ters, sohbetin faydasız, herkesin bezgin ve her başın bir ağrı taşıdığını görünce, evime kapanıp haysiyetimi korudum.."
....tahir elçi'nin basın açıklaması esnasında olay yerinde kaç sivil, kaç resmi polis görevliydi? eğer iki saldırganın taksiyle -hem de silâhlı- o bölgeye gittiği bilgisi emniyette varsa, içişleri bakanlığı açıklamasında belirtildiği gibi ''taksi takip ediliyorsa'', saldırganların geleceği bölgeye neden daha fazla polis takviyesi yapılmadı?... ...
Sayfa 80 - ozan yayıncılık ocak 2016 basımındanKitabı okuyor
düşünsene. sabahın beşi, dizlerimde başın
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.