Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
288 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Kişisel gelişim kitabı olan "Kashna Felsefesi" özgüven eksikliği olan kişilere bir cesaret aşılama çabasıdır. Yazar sıradanlaşmış düşüncelerin farklı bakış açısıyla yeniden değerlendirerek doğruları sorgulamanın peşine düşer. Bazen acaba olabilir mi, bazen de saçmalama yahu çıkmıyorsa zorlamanın anlamı yok dedirten analizlerine şahitlik
Kashna Felsefesi
Kashna FelsefesiErdal Demirkıran · Kashna Kitap Ağacı · 2012702 okunma
İmâm-ı Birgivî Rahmetullahi Aleyh Hazretlerinden Vasiyetler
İmam-ı Birgivi hazretleri şöyle buyurmaktadır. Kardeşlerime, evladıma ve ahiret yolcularına vasiyetimdir ki: 01- Kardeşlerime, evlâdıma ve ahiret yolcularına vasiyetimdir ki; Allah’ü Teâlâ’nın emrettiği şeyleri yapınız. Kazaya kalmış namazlarınızı kılınız, kalmış zekâtlarınızı veriniz. Oruçlarınızı tutunuz. Üzerinize farz oluyorsa hac
Reklam
172 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Kitaptan ziyade yazar hakkında bir şeyler söyleyeceğim. :)
İlk okuduğum Hüseyin Rahmi kitabı Gulyabani’ydi. Daha sonra Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç ve Mürebbiye … Hüseyin Rahmi Gürpınar, Servet-i Fünün döneminin bağımsız yazarlarındandır. Eserlerini Servet-i Fünun dönemi anlayışıyla değil de tamamen kendine has bir anlayışla kaleme almıştır ama Tanzimat Dönemi anlayışına daha yakındır bana göre .
Mürebbiye
MürebbiyeHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,4bin okunma
Avrupa ve suç ve kabahat.
Orada her yerde iki türlü çözüm yolu vardır. İlk çözüm: Yasayla konmuş, yazılmış ve özlü duruma getirilmiş, binlerce yıldır böyle olagelmiş, iyilik ve kötülük kavramı saptanmış, derinliğine araştırılmış, boyutu ve dereceleri insan ruhu üzerinde aralıksız çabayla ve toplum yaşamında insanoğlunun birleştirici gücünün ölçüsü üzerinde yürütülen büyük
Sayfa 895 - 896 Yapı Kredi Yayınları
Mümkün dünyaların en iyisi...
Kavafis’in o iyi bilinen "Şehir" şiirinde, başka yerler hayal eden şiirin kahramanı şiirin sonunda şunu fark ediyordu; ömrünü nasıl burada, bu yerde, bu şehirde, işte bu köşecikte harcadıysa her yerde yine öyle harcayacaktı. Başka bir yere gitseydi bile hiçbir şey değişmeyecek, hayatını yine harcamış olacaktı. Kavafis en iyi dünyadan değil, harcanmış bir hayattan bahseder. İlkin şiir sadece bu yer olduğunu, bu tek dünya olduğunu kabul eder. Hayatını bir yerde harcayan her yerde harcamış sayılır. Elimizde yalnızca bu dünya, yalnızca bu tek hayat vardır. İkincisi, şiirin kahramanı nereye giderse gitsin hayatını harcamaya yazgılıdır. Yazgı öznenin kendisine bağlanmıştır, dışsal koşullara, belli bir yere ya da zamana değil. Başka bir deyişle yüklemleri, yani olaylar, başına gelenler, kısaca yazgısı öznede kendisinde içerilmiştir. Bir hayat onu yaşayanın zaten önceden kıvrılmış ya da katlanmış biçimde içindedir. Yaşadığı bu önceden içerdiklerinin bir yerde, bir zaman içinde açılıp yayılmasıdır yalnız. Niçin öyledir? Çünkü dünya kişiden önce gelir, kişi o dünyanın düzeni ya da mantığının bir parçası olarak vardır. Demek ki yazgı zorunluluğa bağlanmıştır, zorunlu olarak harcanan hayat; başka türlü olamayacak tek bir dünya, başka türlü yaşanamayacak tek bir hayat.
550 syf.
·
Puan vermedi
·
109 günde okudu
"Borç " kitabının incelemesi " Spoiler içerir"
Merhaba Değerli Okurlar, Bir David Graeber Klasiği bitirmiş olmanın sevinci var içimde. Bu kitap okuduğum birçok kitaptan ayrı bir konumda artık benim için. Şaşırtıcı tarih bilgilendirmeleriyle kitap adete insanı içine çekiyor ve bu kadar bilgi dolu bir kitabın , insanı zihni olarak yormayan anlatımı ise yazarın ayrı bir yeteneği olarak
Borç
BorçDavid Graeber · Everest Yayınları · 201568 okunma
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Türk Dijital Devrimi Aydaa bu nereden çıktı şimdi deneyim Siyonizm sosyal ağlar ile hem para kazanıyor hemde kim ne düşünüyor nereyi nasıl sömürge ederiz bununla ilgili plan ve proje sosyal ağlar üzerinden geliştirip troll piyonlar ile gündem ve algı operasyonu düzenliyor. Aynı zamanda sosyal ağlar gizli istihbarat örgütlerinin yuvalandığı her
Her insanın beş duyusuyla algıladığı bu dünya üzerinde bir hayatı var. Ben bu hayatı bilerek, isteyerek, her dakikasını kendimin kılarak, duyarak ve düşünerek, uyanıklık içinde yaşamak istiyorum. Belki bu dünya hayatını en üst düzeyde yaşayabilmek, bir başka insanla ortaklaşa tanıklığına vardığı uyanıklık durumunu paylaşmakla mümkün.
Uzayda madencilik (Darth Vader izin verir mi :D )
Asteroitler yeterinden fazla altına ve diğer kıymetli metallere sahipler yani bize nesiller boyu sürecek servet sunabilirler. Peki bu değerli metalleri bu asteroitlerden nasıl alabiliriz? En iyi yöntemlerden biri bu uzay kayalarını Dünya'ya getirmek olabilir. Kullandığımız metallerin büyük çoğunluğu Dünya'nın derinliklerinde gömülü. Ancak burada gerçekten derini kastediyoruz: Gezegenimiz henüz eriyik durumdayken ağır metallerin büyük çoğunluğu merkeze doğru çöktü ve bunları oradan çıkarmak mümkün değil. Erişilebilir durumdaki altın, çinko veya platinyum gibi elementler Dünya yüzeyine çarpan asteroitlerle gezegenimize geldi. Bu asteroitler gezegen oluşum sürecinden arta kalan parçalar ve dolayısıyla gezegenlerle aynı materyallere sahipler. Ancak onlardaki metalleri elde etmek için derinlere inmek zorunda değilsiniz. Ancak asteroitlerle ilgili problem çok uzak olmaları. Bir roketin Dünya yüzeyinden yörüngeye ulaşabilmesi için hızını sıfırdan saniyede 8 kilometreye çıkarması gerekiyor. Bir asteroide doğru ilerleyebilmek için ise roketin hızını saniyede 5,5 kilometre daha artırması gerekiyor. Bu hız artışı en az fırlatma kadar yakıt gerektiriyor. Bu da uzakta gerçekleşecek bu madencilik operasyonunu etkiliyor. Bir asteroitten madenler çıkarıldıktan sonra ise başka bir zorluk ortaya çıkacak: Maden asteroitte işlenebilir ki bu bir dizi tesis kurulmasını gerektiriyor ya da ham madde tüm artığı ile birlikte Dünya getirilebilir.
Sayfa 72 - All About SpaceKitabı okudu
552 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Geçtiğimiz senelerde Jane Eyre ve Uğultulu Tepeler’i okumam vesilesiyle Charlotte Brontë ve Emily Brontë ile tanışma şerefine erişmiştim. Mükemmel eserleri hâlâ hafızamda, bazı detayları eksik haliyle tabii. Kardeşleri Anne Brontë ile de henüz tanışabildim. Fakat ablaları kadar okunmaması beni çok şaşırttı öncelikle. Çünkü şu an kitaplığımda
Wildfell Hall'un Kiracısı
Wildfell Hall'un KiracısıAnne Brontë · Can Yayınları · 2023511 okunma
Reklam
“Tek ülkede sosyalizm” inşa etmek mümkün değildir. Marx, Engels, Troçki ve başka birçok tanınmış Marksist düşünür, proleter devrimin dünya genelinde olması gerektiğini, aksi takdirde yenileceğini vurgulamıştır. Sosyalist bir “kuşatma ekonomisi” ancak geçici bir önlem olabilir. Er ya da geç ya yoksulluk ve güvensizlik devrimi içine kapanmaya zorlayarak ayakta kalmak için yeni sömürü ve askerîleşme biçimleri yaratacak ya da işçi devleti düşman baskılara (ekonomik boykot, iç savaş ve yabancı askerî saldırılar bileşimine) yenik düşecektir.
Sinema Bir Şiir Olsaydı O, En İyi Şairlerden Biri Olurdu!
Asla kaçırmamanız gereken Andrey Tarkovski filmleri 1-) SİLİNDİR VE KEMAN Silindir ve Keman, Andrei Tarkovsky'nin 1960 yılında Sinema Enstitüsü'nü bitirmek için çektiği 45 dakikalık mezuniyet filmi. Film bir işçiyle kemana yeteneği olan bir çocuk arasındaki ilişkiyi anlatır. Tarkovsky'nin Ivan'ın Çocukluğu (film) Ivan'ın
712 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Geleceğin Dünyasından Geçmişin İzleri
1960’lı yıllarda yazılmış, epik ve modern bir destansılığa sahip olan “Dune” evrenine giriş niteliği taşıyan bu yapıtın henüz ilk sayfalarında şu diyaloglar geçmektedir: "Neden insanları bulmak için sınav yapıyorsunuz?" diye sordu. "Sizi özgürleştirmek için." "Özgürleştirmek mi?" "Bir zamanlar, insanlar
Dune
DuneFrank Herbert · İthaki Yayınları · 202111,6bin okunma
“Dünya nereden çıktı?" Yo hayır, gerçekten bilmiyordu bunu. Dünyanın o mu­azzam uzaydaki küçük bir gezegen olduğunu Sofie de biliyor­ du tabii, ama uzay nereden çıkmıştı ki? Tabii uzayın hep var olduğu da düşünülebilirdi; nere­den geldiği sorusuna cevap bulmak da gerekmezdi o zaman. Ama herhangi bir şeyin sonsuzca var olması mümkün müy­dü? İçinde buna karşı çıkan bir şey hissetti Sofie. Var olan her şeyin bir başlangıcı olmalıydı. Demek ki uzay da herhan­gi bir zamanda başka bir şeyden çıkmıştı. Ama eğer uzay böyle birdenbire başka bir şeyden oluş­muşsa, o başka şey de herhangi bir zaman yine bir başkasından çıkmak zorundaydı. Sofie meseleyi ancak biraz öteye itebilmiş olduğunu fark etti: Eninde sonunda herhangi bir za­man herhangi bir şey, boşluktan ve hiçlikten çıkmış olmalı... Ama mümkün mü böyle bir şey? Bu da tıpkı dünyanın hep var olmuş olduğu gibi imkansız bir düşünce değil mi?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.