Yol ayrımları niçin vardır ? Bence başka bir senaryo mümkün olduğu için. Yoksa yol neden başka bir yöne doğru ilerlesin ? İşte bu senaryoların cumhuriyet için alıştırmalarından birinde geçiyor kitabımız. Savaş kazanılmış, memleket kurtarılmıştır. Artık Kamil bey serbesttir. Bu zafer rüzgarı yanında inkılapların biraz yapıcı biraz kıyıcı
İki yumurtayla başladı hikayemiz. Hikaye dediysek masalla karıştırmayın. Çünkü anlatınlar hayal ürünü değil. Hakikatin ta kendisi....
Yumurtalardan birisi kitabımızı okurken bize lazım olan besin ihtiyacını karşılamak üzere kahvaltı soframızı zenginleşdire dursun bizde bir yandan diğer yumurtamızı takibe başlayalım. Bakalım ne gelecek pişmemiş
•~•
Başka bir insan olmak için buraya geldim; çok seyahat ettiğim için biliyorum ki her memleket ve her iklim, her içtimai muhit, insana yeni bir şahsiyet veriyor.
•~•
Hayatın dayanılmaz bir sarsıntısı bu kadını bir defa yere kapatmış sonra her halkası başka biçim eza ve eziyetlerden yapılma bir uzun, ağır zincir vücuduna dolanarak onu yaralaya, bereleye sürüklemiş paramparça etmişti. Yatık Emine
Monarşi yönetimini Cumhuriyet yönetiminden her zaman aşağı durumda tutan en önemli ve kaçılmaz eksiklik şudur: Cumhuriyet yönetiminde halk oyu hemen her zaman yalnız aydın ve yetenekli kişileri yüksek görevlere getirir; bunlar görevlerini onurla yaparlar. Oysa monarşilerde yüksek görevlere erişenler, çoğu kez birtakım insan taslakları, düzenbaz, entrikacı, aşağılık kimselerdir. Saraylarda yüksek görevlere ulaşmaya yarayan aşağılık yetenekler, bu görevlere gelir gelmez bu adamların budalalıklarını halkın gözü önüne sermekten başka işe yaramaz. Halk, adamlarını seçmekte hükümdardan daha az yanılır. Cumhuriyet yönetiminin başında bir bu dalının bulunması kadar, kralın bakanları arasında gerçek değerde bir kimsenin bulunması da binde bir rastlanır bir şeydir. İşte, bu bir sürü yönetici taslağı yüzünden hemen hemen çökmekte olan monarşide, güzel bir rastlantıya doğuştan yönetici bir adam işbaşına gelirse, bu adamın bulduğu yollar ve olanaklar karşısında herkesin parmağı ağzında kalır ve bu durum memleket tarihinde yeni bir dönem açar.
Sayfa 69 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Hasan Ali Yücel Klasikler DizisiKitabı okudu
Azabı gördükten sonra iman edip de imanlarının faydasını gören hiçbir memleket halkı olmamıştır. Ancak Yûnus’un kavmi hâriç. Onlar iman edince, biz de dünya hayatındaki o alçaltıcı azâbı kendilerinden kaldırdık ve onları belli bir süreye kadar dünya nimetlerden faydalandırdık. Yunus / 98. Ayet
Balık Sahibi’ni de hatırla. Hani o kavmine kızarak
22 Şubat 1962: Türkçü Gençler Atsız İçin Telaşlanıyor: 27 Mayıs ihtilali ve 13 Kasım tasfiyesinden sonra ordu içindeki dalgalanmalar devam etmişti. Silahlı Kuvvetler Birliği adı altında bir cunta kurulmuş ve cunta Millî Birlik Komitesi üzerinde baskı uygulamaya başlamıştı. 15 Ekim 1961 seçimlerinin sonuçlarından memnun olmayan bazı general ve
1960-1975 YILLARI ARASI
1960'ta ilk ihtilal. Türkçülerde yine ümit ve hareketlenme var. İhtilalin içinde yer alan Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesine rağmen ümitler kırılmamış. Türk milliyetçileri siyasete giriyor. Atsız ve Türkçüler, Türkeş'in arkasında. 1970'ler, soğuk savaşın en şiddetli rüzgârlarının estiği yıllar.
Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'