Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazen işimizden evlat ediniriz. Hiç tanımadığımız biri çıkar kaldığımız yerden sürdürerek bizi, evladımız olur.
Sayfa 75 - METİSKitabı okuyor
Reklam
Sonuçta insanız..
Dünya bazen kapkaranlık gözükür, insan kendini yapayalnız ve değersiz görür, bu duygular da yaşamın bir parçası..
"İnsan bazen öyle bir sınıra gelir ki, onu aşamaz mutsuz olur; aşar bu kez belki daha mutsuz olur!.."
Sayfa 181
Ne yazık ki çok acı bir şey de öğrendim; barışı inşa etmek için bazen savaşmak gerek. Olabilirse eğer, adil bir savaş.
Reklam
Hayatımda hiç aşık olmadım. 18 yaşındayım ve daha önce hiç sevgilim olmadı. Kimseden hoşlanmadım bile. Karşıma doğru insan çıkmadı belki evet, ama konumuz şu ki, tüm bunlara rağmen ne zaman bir aşk şarkısı dinlesem hüzünleniyorum. Bazen kendimden gizli sevgilim mi var diye düşünmüyor değilim. Çünkü şarkı ayrılığı anlatıyor ve ben ağlayacak gibi oluyorum. Şarkı özlemi anlatıyor başımı sallıyorum. Evet diyorum ya, evet! Özlemden öleceğim diyorum. Ama kimi özlüyorum? Yok. Kimse yok. Benden giden kimse olmadı. Çünkü bana gelen kimse olmadı. Ben de kimseden gitmedim. çünkü ben de kimseye gitmedim. Yani sevgili Cem Adrian, haklısın, ben onu çok sevdim. Ama kimi?
Ve insan doğası öyle ki, insan her daim eve dönmek istiyor. İnsan bazen evdeyken bile eve dönmek istiyor…
Bazen öyle günler oluyor ki sabah uyanmak istemiyorsunuz, evden çıkmak istemiyorsunuz, her şeye rağmen evden çıkıyorsunuz, akşam eve dönmek istemiyorsunuz. Sonra öyle bir an geliyor ki dönecek bir eviniz kalmıyor. Ve insan doğası öyle ki, insan her daim eve dönmek istiyor. İnsan bazen evdeyken bile eve dönmek istiyor…
Bazen öğrenmenin tek yolu yaşamaktır.
Sayfa 66
Reklam
Geçmişi düşündüğümde bazen üzülüyorum, bazen de içimi bir huzur kaplıyor…”
Bazen bazı zamanlar olur, kim olduğunuzu unutursunuz, dünyadaki yerinizi sorgularsınız. Öyle şeyler hissedersiniz ki acı içinde olduğunuzu bilir ama kimseye ispat edemezsiniz. İnsan kolunu kapıya çarpınca bunu ispat edebilir, bu acıya bir açıklama bulur. İnsan ayağını masaya çarpınca da bunu ispat edebilir, bu acıya da bir açıklama bulur. Hasta olur, ispat edebilir. Sakatlanır ve bunu herkese gösterebilir, herkesi buna inandırabilir. Oysa insanın ruhu acı içindeyken bunu kendinden başka kimseye tam olarak anlatamaz, kendinden başka kimse sayesinde iyileşemez…
Saatle insanı birbirinden pek ayırmazdı. Sık sık, “Cenab-ı Hak insanı kendi sureti üzere yarattı; insan da saati kendine benzer icat etti...”derdi. Bu fikri çok defa şöyle tamamlardı: “İnsan saatin arkasını bırakmamalıdır. Nasıl ki, Allah insanı bırakırsa her şey mahvolur!" Saat hakkındaki düşünceleri bazen daha derinleşirdi: "Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki zaman ve mekân, insanla mevcuttur!”
Çocukluğumdan bu yana karşılaştığım her dervişe, müride selamdan sonra bir soru yöneltirdim. Bazen teke tek muhabbetlerde, bazen sohbet meclislerinde. Sorumu dinleyenler 'Bu soru deli sorudur.' diye düşünürdü. Oysa veli sorularıydı sorduklarım. Cevabı da veli olan verebilirdi. Halk 'veli' ile 'deli' arasındaki farkı bilmiyorsa ben ne yapayım?
..ama zaman çok aç gözlü bir şey - bazen, bütün ayrıntıları çalıp kendine saklıyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.