"Dört yanı buzdan kapkalın duvarlarla, tabanlarla, tavanlarla çevrili bir su damlasının içine hapsolmuş gibi hissediyor."
Değersiz Bir Hayat
Merhabalar, bu kitabı sürekli kitap aldığım bir sahafın yoğun bir tavsiyesi üzerine almıştım lakin hiç beğenemediğim bir kitap oldu ama yine de incelemesini kendimce yapmak
Derin bir nefes verdi.Dişlerini sıktı.Hatta öyle bir sıktı ki çene kemiğinden gelen sesi o bile beklemiyordu.Ama güçlü durdu.Bu hayatta ona düşen hep buydu zaten.Güçlü durmak.Dik durmak.Hep ayakta durmak.Oysa insan bazen yıkılmak istiyordu.Güçsüz olmak,mücadele etmek zorunda kalmamak istiyordu.
ben ne olduğumu bilmiyorum. ne olacağımı bilmiyorum. kendimi ve her şeyi göğsümde ve karnımda kıpırdanan bir şey olarak hissediyorum. bir çizgi ve içerisinde ya da ardındayım, hepsi bu, bunun çırpınışı. ama çizgisiz ve kalem elimde, göğsüme göğsüme batmakta. bazen insan felaketini incelikle anlatışına hayran olur, aydınlığını yaşayaşının güzelliğiyle övünmek olmayınca. acın kimliğin olunca. kendime bakarken çok acı çekiyorum. sana bakarken. dünyaya, hayata bakarken. dünyanın dağları, engebeleri beni kendilerinin arasında öyle bi sıkıştırmış ki, saydam hale gelmişim, incecikliğim bundan belki. kendimden bakarken ötemi görmek ama kıpırdayamamak bundan. bazen ne dediğimi bilmiyorum, genel olarak ne yaptığımı da. kendimi bir cenaze gibi taşıyorum omuzlarımda. güneşi yüzüne makyaj yapıp sürdüğüm küçük kız çocuğu. herkese saldırma tutkusu. herkesi anlama belası. kendini tutup da balkondan aşağı fırlatamama kahrı. hiçbir şeye yetmeyen daracık tahammül. küçülüp küçülüp sende dağılmak, sen ki hiçbir şey ben ki mavi poşete sığmış boşluk. ellerimde bir silah olsa kör karanlığa doğrulturdum, onun içindeki o hasta cenine. sakinleştiğim o anlar uğruna kaçıyor ve kaçıyorum. bak avucumda bir zehir taşıyorum, her sabah buz gibi suyla onu yüzüme çarpıyorum. avuntusuzum, avuntusuz. görmüyorum, duymuyorum ve o karın altında durmuş sokak lambasını izliyorum. nereye doğru bağırabilirsem oraya doğru, bana bunu neden yaptınız. kim var orada, sessizlik. içi benle dolu bir bardak boğazıma dayanmakta. ben burdan uzağa ve burdan derine dadanmakta
Çiş ve boşalma suyu arasındaki fark nedir?
Kadınların boşalma suyu ve idrarı bedenlerindeki aynı delikten (idrar yolu) çıktığından, birçok insanın, kadın aslında boşalmışken onun işediğini düşünmesi pek de şaşırtıcı değil. Kadınların boşalma suyunun idrar torbasından gelen çiş olduğunu iddia eden kuşkucular da yok değil. Gerçekteyse kadın boşalmasında gelen, idrar yolu süngerindeki bezler tarafından üretilen ya su gibi renksiz ya da süt rengi bir sıvıdır.
Bu sıvıyı üreten bezlere kadın prostatı da denir. Kadınların boşalma suyu, idrar gibi kokmaz ve sarı değildir. Laboratuvarda yapılan testlere göre, boşalma suyu, idrardan daha fazla prostatik asit fosfataz (prostat spesifik antijen) ve glukoz içeren alkali bir sıvıdır. Ancak, aynı “kanaldan” geçtiğinden, bazen eser miktarda idrar içerebilir.