Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Anlaşılabilme umudunu tüketen insanlar, dünyayla ilişkilerini beğenilme üzerine kurma eğiliminde oluyorlar, güç bir tuzağa düştüklerini fark edemeden.”
F.O.M.O hastalığı dijital bir hastalıktır. Türkçesi ile bir şeyleri kaçırma korkusu bir anlamıyla beğenilme arzusu hastalığıdır.
Reklam
Kadının doğasındaki beğenilme hissi, evlilik denen o safsatayla sona erecek kadar basit değildir. Kadınlar yeni deneyimlere ve yeni sevgililere daima açıktırlar. Ve bu sanıldığı gibi kocaya acı vermemektedir. Duyulan acı ve kıskançlık krizleri hepsi sadece hayal ürünüdür. Erkekler ve kadınlar için de gerçek olan tek şey özgürce istedikleriyle, istedikleri şekilde sevişmektir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Gerçek bir ilişki sizlere ögretilen şeyleri terk ettiğinizde ve kendiniz olduğunda başlar. Etkilenme ve beğenilme amacıyla yapılan davranışlar bir kenara bırakıldığında, tamamen içten duygular ve sevgi dolu bir ilişkinin temeli atılmış olur.
çevremdeki birçok kişide gördüğüm bir beğenilme ihtiyacı içindeydi
Reklam
Hayal etmek, yaratmak, yalnız ve zihinsel bir hayat yaşamak, kendini adamak gibi derin ihtiyaçları artık doyurulmadıkları için onu mutsuz ettikleri ve sosyetede mutluluğun soluk bir gölgesini bile bulmasını engelledikleri halde artık fazlasıyla körelmişlerdi; onu hayatını değiştirmeye, sosyeteden vazgeçip esas kaderini gerçekleştirmeye zorlayacak kadar buyurgan değillerdi. Sonsuzluk için yaratılmış ve giderek neredeyse hiçliğe hapsolan bir hayatın şaşaalı ve kasvetli manzarasını sunmaya devam ediyordu; gerçek kılabilecekken günbegün uzaklaştığı soylu kaderin hüzünlü gölgeleri kalmıştı sadece geriye. Yüreğini kabaran dalgalar gibi yıkayabilecek, bir sosyete yüreğini tıkayan bütün insani eşitsizlikleri ortadan kaldırabilecek kapsamlı bir iyilikseverlik eylemi bencilliğin, beğenilme arzusunun ve hırsın binbir mendireği tarafından durduruluyordu. İyilik artık ancak bir seçkinlik göstergesi olarak hoşuna gidiyordu. Yine de para, hatta emek ve zaman harcayarak iyilikseverlik yapabilirdi,
Sizi hayır demekten alıkoyan durumlarla savaşmada en etkili silahlardan biri doğru düşünmedir. Sizi korku, kaygı, onay, beğenilme gibi durumlara iten otomatik düşüncelerinizi keşfedip yerine doğru düşünceleri koymalısınız. Antik Yunan’a dayanan ve düşünceyi merkezine alan bu yaklaşımda otomatik düşüncüleri oluşturan üç ana şemadan bahsedilebilir. Basit şemalar: Ruhsallığımız üzerinde etkisi olmayan günlük bilgiler düzeyindedir. Örneğin “Yağmur yağdığında bir yere gir” ya da “Alkollüyken araba kullanma” gibi kurallar boyutundadır denebilir. Ara İnanç ve Varsayımlar: “Eğer” ve “O zaman” ile başlayan koşullu kurallardır. Örneğin “Eğer insanların istediklerini yapmazsam terk edilirim” ya da “Kabul edilmem için kimseyi üzmemeliyim” koşullu kuralları gibi. Çekirdek İnançlar: Kişinin içdünyası ve çevresi arasındaki varsayımlardır. Geçmiş yaşantı ve deneyimlere dayanırlar. “Ben aptalım...” “Ben değersizim...” “Ben yetersizim...” gibi varsayımlar örnek verilebilir. Şimdi sınırların ihlali konusunda otomatik bir düşünce nasıl gelişir onu görelim: Sevilmiyorum: Çekirdek inanç Benden isteneni yapmazsam kimse beni sevmez: Ara inanç Kimseye asla hayır dememeliyim: Otomatik düşünce Bu örnekten yola çıkarak kendi otomatik düşüncelerinizi, ara inançlarınızı ve çekirdek inançlarınızı bulabilirsiniz.
1.000 öğeden 961 ile 970 arasındakiler gösteriliyor.