begenmedigim seyler vardi diyip gecmis olmamak icin yaziyorum. begenmedigim major bir iki konu:
1. eftalya'nin "konuskanligi"nin yansitilma seklini begenmedim sahsen. kendim asiri konuskan biriyimdir ama bana gercekci hissettirmedi. cok konusunca olan ve burada farkli yansitilan noktalardan bahsetmek istiyorum
☆eftalyanin
Kitabı az önce bitirmenin verdiği büyük şok ve bu psikopatlardan kurtulmanın verdiği rahatlık ile ellerim kafamda 'O neydi öyle?' diyerek kitaba bakıyorum. Yani vay be! Vallahi evlerden ırak.. Kitaba büyük bir heyecanla başladım ve bu heyecan bir an bile sönmedi. Öncelikle o kadaaar akıcıydı kii. İlk başta (hatta sayfasını bile
Liste Babil.com'da Türkçe olarak yayınlanmıştı. Lakin artık Türkçesini bulamıyoruz ne hikmetse. Küçük-büyük harf sıkıntısını düzeltmek isterdim lakin uğraşamayacağım, bu listeyi bulurken de çok uğraştım. İngilizcesi hizmetinizde arkadaşlar, buyurunuz. :)
never let me go – kazuo ishiguro
Ay bu kitap bana tüm garip duyguları yaşattı, hislerim o kadar karışık ki ne ağlarım ne gülerim şu an. Geçmişe döndüm bi anda. Edis falan çalıyordu kafamda okurken. Ama kitabı okurken o kadar güldüm ki. İçtiğim su boğazımda mı kalmadı dersiniz artık siz düşünün. Hem yükseldim hem delirdim hem bayıldım hem sinirlendim yerden yere vurdum kendimi bi
Nereden başlamalıyım bilmiyorum.. Her atışında İke için yanan kalbimden mi? Her karakter için neşeyle uçuşan midemdeki kelebeklerden mi? Yoksa dinmeyen göz yaşımdan mı? Bilmiyorum.. Uzun bir süredir kitap okumuyordum ve size ne kadar çok okumalarıma geri dönmek istediğimi anlatamam. Her şey tamam olunca, kitabımı aldım ve bir müzik açıp okumaya
İğne sokağında bulunan son ev Ted Bannerman isminde bir adama ait. Bu adam evin tüm pencerelerini tahtayla çivilemiş, evin dışı kadar içi de bakımsız ve adamın kedisi ve küçük kızı hariç kimsesi yok. Neden hiç arkadaşı yok diye meraklanıyoruz ilk başta. Acaba insanların kendinden uzak durmasının nedeni katil olmasından mı kaynaklı yoksa başka bir
Ilk kitaptaki çiftimizin yakın arkadaşlarını konu alınmış tabi arada onların da adı geçiyor. Ve ilk kitapta Bill ve Katherine'nin ayrılıklarını da okuyoruz.
Çoğu kişi Drew severken ben sevmedim ama Matthew'i sevdim. Her neyse onun dışında gayet güzel kitap yazarın yazım dili akıcıydı. Kadın karakterden de Katherine'yi sevdim Dee'yi pek sevemedim şahsen. Daha fazla konuşursam spoiler veririm şimdiden iyi okumalar.
Sıkı FıkıEmma Chase · Ephesus Yayınları · 2016311 okunma
-Daha çok minik bir yorum-
Kitabı bitirir bitirmez bir yorum yapmak istedim ki ilerde buna bakınca kitap hakkında düşüncelerimi hatırlayabileyim.
Öncelikle sonu için Prensi oyuna getirecekleri, ona unutamayacağı bir alayla kuşatacaklarını filan düşündüm. Kitabın başlangıcı asla sonu hakkında bilgi vermiyordu, bu harika oldu. Çünkü insanların kitabın sonu için "yaaa ben zaten bunu baştan anlamıştım" diyeceğini düşünmüyorum ve bunu çok sevdim.
Her kısmı gerçektek ustalık eseriydi. Acemi yazılan cümlelere denk geldiğimi de söyleyemem.
Kitabın kalınlığından ötürü( taşımak ve her yerde okumaya elverişli olmadığından) çok yavaş bitirdim ancak değdi mi? Tabiiki dee!
Çok çok mutluyum pes etmeden bitirebildiğim ve daha önemlisi bu kitapla tanıştığım için.
Son olarak şunu söylemek istiyorum:
"Ahh be Mışkin!"
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201625,1bin okunma
'Ama Elber hep en tehlikeli adamların, kanıtlayacak bir şeyi olanlar olduğunu söyler.' (sayfa 126)
Tuz Büyüsü, metni Hope Larson'a illüstrasyonları Rebecca Mock'a ait, 2022 yılında Eisner Çocuklar İçin (9-12 yaş) En İyi Yayın ödülü kazanmış bir çizgi roman. Kitabın ödülü 9-12 yaş kategorisinde verilmiş olsa da bence her yaşa
Kitap çocuk merkezli oyun terapisinin teorik arka planını ve uygulamaya dair basamakları anlatan bir kılavuz niteliğinde.
Bunun ötesinde diğer oyun terapisi ekollerinden de beslenerek karşılaştırmalar yapıyor. Aslında oyunun tarihinden çocuklar İçin anlamına, oyunun türlerinden oyun terapisinin gelişimine kadar oyuna dair her şey yer alıyor kitapta. Yine de teorik altyapı hakkında yazarın Oyun Terapisi kitabı çok daha faydalı olacaktır.
Bu kitabın temel sorularından bazıları:
•Oyun terapisi nedir?
•Nasıl oyun terapisti olunur?
•Bir oyun odası ve oyuncaklar nasıl olmalı?
•Çocuğu anlamak için bilmemiz gereken detaylar nelerdir?
•Oyun terapisinde sınırlar
•Oyun terapisinde temalar
•Aile ve öğretmenlerle iş birliği nasıl olmalıdır?
Tabi ki birçok oyun terapisi yöntemi var. Ve çocuk merkezli oyun terapisi bunlardan sadece bir tanesi. Ben bir deneyimsel oyun terapisi uygulayıcısı olarak diğer ekolleri de bilmek, teorik altyapılarını anlamak, uygulamadaki farkları görmek ve çocuğa en yararlı olacağınıza, terapist olarak en çok benimsediğinize yönelmenin doğru olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden kitabı okurken, oyun terapisi seansları içinde karşılaştığım çocuk danışanlarımı düşündüm. Her noktada onların ne anlatmak istediğini daha iyi nasıl anlarım diye sorguladım kendimi. Bu açıdan bakıldığında çok yol gösterici bir kaynak olmuş.
Oyun terapisi ile çalışan bir uzmansanız, hangi ekolü benimsemiş olursanız olun, size de yol göstereceğine inandığım bir kitap