Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
184 syf.
·
Puan vermedi
·
34 günde okudu
Ben acımasız Kabil'im...
Ben, Antonin Artaud, kendimin oğluyum, kendimin babası, kendimin anası, ve kendim... Babası Marsilyalı, annesi İzmir kökenli bir Rum olan Amerikan avangart edebiyatının Fransız yazarıdır Antonin Artaud. Beat kuşağı üzerinde etkisi olan Artaud uzun süre psikiyatri kliniklerinde yattı. Vahşet Tiyatrosunun öncü ismidir. Vahşet yaşamdır onun için. İnsanın gizli suç işleme zevkinin, karabasanların, ilkelliğinin altı çizilir eserlerinde. Bir tür aydınlanma arayışıdır yazdıkları. "Nasıl bir aydınlanmadır Antonin Artaud'un aydınlanması?" sorusuna şu cevabı verebiliriz. "Yolu karanlığa çıkan bir aydınlanma." Ona göre karanlık; varlıkta ve yoklukta ısrar etmek üzerine kuruludur. Kitabı yayına hazırlayan şair Süreyya Aylin Antmen "Varlıkta Bir Yırtılma: Artaud" başlıklı sunuş yazısında şöyle diyor; Artaud, bedenin dil öncesindeki durumuna dönerek tüm kalıpları reddeder ve artık zihinle başka türlü bir ilişki kurar. "Ne ölebiliyorum ne yaşayabiliyor ne de ölmeyi ve yaşamayı arzulamayı bırakıyorum." Varlık olmamaya açlık duyan yazarın metinlerini okumak biraz meşakkatli)) Ve Yayinevi'nden çıkmış kitabın şu an yeni baskısı yok ve zannedersem stoklarda da yok. "Ben acımasız Kabil'im, iyi hiçbir şey yok bende, acıma duygum bir tuzak, hep söyledim bunu size ve tasarlamadan öldürdüm Habil'i, bir müddet üzerime aldım onu, sonra intikamımı almak için fırlatıp atacağım. Bir tuzaktı."
Ben, Antonin Artaud
Ben, Antonin Artaud
Ben, Antonin Artaud
Ben, Antonin ArtaudAntonin Artaud · Ve Yayınevi · 201939 okunma
169 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
HANGİ LİMANA GİDER BU YÜZ DİREKLİ GEMİ
Altıncı Çizgi, Yedinci Çizgi, On Dördüncü Çizgi... Her güne bir çizgi. Bir köpek ısırdı, köpek ölmüş sonra, öyle dediler. Kuduzmuydu köpek yoksa köpekliğinden mi ısırdı. Kuduzsa eğer 40 günde oluyor kuduzluk. Her güne bir çizgi. "Allah kahretsin!.." Bir İzmir, bir Anadolu'da yaşananlar, bir İstanbul, bir Rusya, bir hapishane... Sırayla değil, karmaşık, karmakarışık. Ara sıra aklına gelen 'Hangi limana gider bu yüz direkli gemi' sözünün sıklığı dikkatimi çekti. Bir o ve onlar diye bahsediyor birde ben. Ahmet ben miyim, ben yaptım, Ahmet yaptı, o zaman Ahmet'im ben. Ama karmaşık anlatıyor. Kitabın çoğunda Ahmet'ten bahsediyor ama hatırı sayılır bir kısmında da İsmail'i anlatıyor. Herkese "... be kardeşim." diyor İsmail, karısına bile. 98. sayfada İsmail: 'Bağışla, Neriman Hanım, dil alışmış bir kere bu körolası "be kardeşim"e ' diyor. Birkaç sayfada da 'Yaşamak güzel şey be kardeşim.' diyor ki kitabın adı da oradan geliyor zaten. Otobiyografi mi yoksa kurgu roman mı diye düşündüm okurken, arkasında yazıyormuş başlamadan okumam arkasını, kitabı bitirmeye yakın okurum. Nazım Hikmet'in yazdığı bu kitap gizli bir otobiyografi niteliği taşıyor yazmışlar. Bir arkadaşım, dostum, gardaşım var: Asım Tuna. Onun hediyesi bu kitap.05.06.2020 de verdi, bir tarih bir de Asım Tunadan Mustaga Okcuya diye yazdı. ALLAH razı olsun gardaşım, beni böyle güzel bir kitapla tanıştırdığın için, çok teşekkür ederim.
Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim
Yaşamak Güzel Şey Be KardeşimNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20173,375 okunma
Reklam
Sabetay'ın Müslüman oluşu Türkiye'deki ve diğer ülkelerdeki Yahudiler üzerinde derin bir şaşkınlık yarattı. Özellikle Türkiye'de Yahudiler yurttaşlarına alay konusu oldu. İzmir'de herkesin küçümseyerek kullandığı ve israfçılar, akıl- sızlar anlamını taşıyan yeni bir sıfat üretildi: Puştlar. Bu sıfat bu şehrin Yahudilerinin yüzünü kızarttı ve hayal kırıklığına uğrattı. Din değiştiren Sabetay onlara şu açıklamayı yazma cüretini gösterdi: «Tanrı beni Müslüman yapmak istedi; ben sizin kardeşiniz Kapıcı Başı Mehmet'im. O emretti ve ben de itaat ettim».
Sayfa 52 - Zvi-Geyik YayınlarıKitabı okudu
"Ben İzmir'im..." dedim, "Ege'nin incisi... Benim Kuzeyle hiçbir işim olmaz..."
Sayfa 236 - indigoKitabı okudu
Ben İzmir'im. Ege'nin incisi... Benim Kuzey'le işim olmaz..
346 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sen Sev Ben Sana Yetişirim
İsmi her ne kadar huzuru çağrıştırsa da teoride kontrol manyağı, pratikte ise bahtsız bedeviden hallice genç bir kadının kontrolden çıkan hayatı ve "Seni yeneceğim İstanbul" diye geldiği şehirden "Aç kollarını İzmir'im ben dönüyorum" diyerek kaçışının eğlenceli hikayesi...
Sen Sev Ben Sana Yetişirim
Sen Sev Ben Sana YetişirimFunda Gürel · Kassandra Yayınları · 201512 okunma
Reklam
"Ben İzmir'im..." "Ege'nin incisi... Benim Kuzey'le hiçbir işim olmaz..."
Sayfa 236Kitabı okudu
"Yaşadığım bu acıyla mı oldu bilmiyorum ama sanki son zamanlarda çok değişmişim gibi hissediyorum. Sanki ben İzmir'im ama İzmir değilim gibi... Hareketlerim, düşüncelerim, söylediklerim, yaptıklarım beni yansıtmıyor gibi hissediyorum... Hatta nasıl bir his biliyor musun? Sanki 19 yaşında doğmuşum sanki dünyaya 19 yaşında gelmişim gibi hissediyorum. Kendimi unuttum sanki... Kendimi hatırlamıyorum... İnsanın geçmişi geleceğine giden yol haritasıdır. Ben o haritayı kaybettim ve artık yolu da ezbere bilmiyorum.. İzmir ne yapardı, ne ederdi, ne düşünürdü, ne hissederdi bilmiyorum..."
48 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
2022 (Pars) yılında okuduğum 53.betik [Tamız ayının ilk betiği]
Aytmatov'dan yine bir tabiat ve insan destanı. Onun kitaplarında bozkır nerede başlar, insan nerede devam eder; bilinmez. Adeta insan ve bozkır birleşip tek bir varlığa dönüşür. Bu kısa öyküde bir tabiat insan şiiridir adeta. Verimsiz, hiçliğin ortasında bir bozkır: Anarkay. Ve tüm hevesiyle bozkırdan bir cennet yaratma arzusuyla yanan genç
Deve Gözü
Deve GözüCengiz Aytmatov · Elips Kitap · 20122,853 okunma
Reklam
BEN ŞEHİDİM..!!!! Habille başlar benim hikayem.. .......... Habilim ben kafası taşla ezilen Zekeriya' yım ağaçla birlikte biçilen
İbrahim'e Mektuplar 5
12.02 .2024 Okul dönüşü. Mis gibi çay. Mis gibi bisküvi. Hava yine tam benlik. Bol rüzgâr, her yer geri bulutlar. Arif'i görüyorum, traş olmuş. Bisküvi alırken sakallarım iyi olmuş mu diyor bana. Her yer trajedi, her yer avam. Ağzı içki kokuyor. Ama gözlerinde buğu-kimbilir neredeydi dün akşam. Bu yazdıklarımın hepsi çöpe gidiyor. Okul
İlk ve Son Rab Mesih İsadır
“İsa'ya ait biri olarak sıkıntıda, tanrısal egemenlikte ve sabırda ortağınız ve kardeşiniz olan ben Yuhanna, Tanrı'nın sözü ve İsa'ya tanıklık uğruna Patmos denilen adada bulunuyordum. Rab'bin gününde Ruh'un etkisinde kalarak arkamda borazan sesine benzer yüksek bir ses işittim. Ses, “Gördüklerini kitaba yaz ve yedi kiliseye, yani Efes, İzmir, Bergama, Tiyatira, Sart, Filadelfya ve Laodikya'ya gönder” dedi. Bana sesleneni görmek için arkama döndüm. Döndüğümde yedi altın kandillik ve bunların ortasında, giysileri ayağına kadar uzanan, göğsüne altın kuşak sarınmış, insanoğluna benzer birini gördüm. Başı, saçı ak yapağı gibi beyaz, kar gibi bembeyazdı. Gözleri alev alev yanan ateşti sanki. Ayakları, ocakta kor haline gelmiş parlak tunca benziyordu. Sesi, gürül gürül akan suların sesi gibiydi. Sağ elinde yedi yıldız vardı. Ağzından iki ağızlı keskin bir kılıç uzanıyordu. Yüzü bütün gücüyle parlayan güneş gibiydi. O'nu görünce, ölü gibi ayaklarının dibine yığıldım. O ise sağ elini üzerime koyup şöyle dedi: “Korkma! İlk ve son Ben'im. Diri Olan Ben'im. Ölmüştüm, ama işte sonsuzluklar boyunca diriyim. Ölümün ve ölüler diyarının anahtarları bendedir. Bunun için gördüklerini, şimdi olanları ve bundan sonra olacakları yaz. Sağ elimde gördüğün yedi yıldızla yedi altın kandilliğin sırrına gelince, yedi yıldız yedi kilisenin melekleri, yedi kandillikse yedi kilisedir.”” ‭‭VAHİY‬ ‭1‬:‭9‬-‭20‬ ‭
Rückert’in Mevlâna’yı Anlama Tarzı Üzerine
Friedrich Rückert, Mevlâna Celâleddin âşığı bir Alman şairidir. Onu Alman/Batı dünyasına tanıtmak amacıyla Divan"ından ve Mesnevî"sinden çeviriler yapmış, ömrünü bu aktarım faaliyetiyle anlamlandırmıştır. Yaptığı iş, sadece bir çeviri değildir; fakat aynı zamanda bir karşılaştırmalı edebiyat araştırması, bir metinler arasılık
105 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.