Leyla ile Mecnun...
Sanırım bilmeyen yoktur. Leyla ile Mecnun bir diziydi. Dizinin de hayranı olmak her satırda dizinin müzikleri bile aklımdaydı. Güldürüyor evet hüzünlendirdiği yerler de çok değerli. Kitabı okurken ne kadar özlediğimi fark ettim.
İsmail abi, Mecnun, Yavuz....
Her sayfasında yüzümde bir tebessüm vardı ve sonuna kadar da böyle devat etti. Sanki diziyi sahne sahne çekilmiş gibi tüm okuduklarım hayalimde canladı. Fazlasıyla güldürdü, bölümlerdeki olayları tekrar anmak çok hoş bir detay olarak kaldı. :)
Mecnun'un hayalleri ve yaşadıkları, aklından geçenler ve başından geçenler iç içe örgülenmiş. Bazen gülünç bir olay, komik bir söz okuyorsunuz. Daha yüzünızde gülücük kaybolmadan, felsefi veya derin anlam içeren bir sözü okurken buluyorsunuz kendinizi. Bu eserde tıpkı hayatın kendisi gibi inişli çıkışlı ve çok yönlü.
Eseri güzelleştiren en önemli husus bence anlatımın doğallığı ve karekterleri
Mecnun - Aşık, aylak ve hayalperest
İsmail Abi - Mucit-macit fikirleri, çocuksu hali ve renkli
Aksakallı - Yol gösteren, aklıl veren, umut aşılayan, aşırı iştahlı, bazen aksi, bazen umutsuz, hatta ağzıda bozuk bir dede :D
Erdal - Çay erdal bakkal'da içilir :D Cimri ve fırsatçı
Yavuz - Hırsız :D
Arda, iskender, Nurten, Pakize, Leyla, Zeynep
Bende inandım o gemilerin elbet bir gün geceleğine... (:
Biran önce İsmail Abi'yi tanıyın derim :)
Çok keyif alarak okudum, sizlerinde keyifle okumanızı tavsiye ederim....
Spoiler İçerir .d
Keyifli okumalar :)
Leyla ile MecnunBurak Aksak · Küsurat Yayınları · 201815,6bin okunma
Mehabalar.☺Okuduğumuz kitaplara inceleme ekleyerek, överek, eleştirerek geçiyoruz. Ama yazarları bir köşede kalıyor çoğu zaman. Eminim sizin de ismini duyduğunuz, kitaplarını okuduğunuz ama yaşamı hakkında pek bilgiye sahip olmadığınız yazarlar, şairler var. Bu iletinin yorumlarına en sevdiğiniz veya şu an okuduğunuz yazarın hayatı, eserleri hakkında 10, 15 cümle yazabilir misiniz? 🤗(veya o yazarın en sevdiğiniz 10, 15 alıntısını) Kitapları anlamak için yazarın psikolojisini bilmek de önemli bence.🌺🦋
“Bu kuru söz kalabalığı, sana dokunamadığım için. Seni kollarıma alıp uyuyabilseydim, bunca mürekkep şişede de durabilirdi." diyor Lawrence .Üzerine çok konuşulabilir bu cümlelerin ama bence susmak çok daha fazlasını anlatacak ..
Kitap, okuma grubumuzun aralık ayı kitabı idi.Bence kısa sürede bitti.Ev,iş, vs.Kendi ortalamamın üzerine çıktım bence kesinlikle günlük sayfa sayısı olarak.Bunun en büyük nedeni de tabiki grup ve de kitabın akıcılığı idi.Kitabı, yazar, kitap bilgisi ve kendi yorumum şeklinde 3 parça halinde incelemeyi düşünüyorum.1700 sayfalık bi kitap.Doğal
Nihayet Bizim Köy'e kavuştum. Okumak için bundan daha güzel bir zaman olamazdı. Neden mi? Merak edenler buyursun...
Bazı kitap dostlarım bilir. Mesleğimin 28. yılında yeniden köy öğretmeni oldum. 20 yıl sonra tekrar köyde olmak ilk başlarda bana zor gelse de zamanla alıştım.
Köy öğretmeni olmak bence muhteşem bir şey. İstediğin an doğada
Öncelikle bu inceleme diğer incelemelerime nispeten biraz daha uzun olacak, şimdiden okuyacak olanları uyarmakta fayda görüyorum. Zira kitap dolu doluydu ve birçok şey üzerinde düşünmemi sağladı. Bu yüzden biraz edebiyata dair görüşlerimi de içerisine katarak sohbet havasında bir şeyler yazmak istiyorum. Ancak sohbet ederek ve üzerine konuşularak
St Petersburg evimiz, Dostoyevski babamız !!
Şu zamana dek, okurken sanırım en çok gülümsediğim Dostoyevski kitabı Kumarbaz oldu.Hani o kitabı 25 günde yazmak zorunda olduğu falan bence hikaye , bir oturuşta bile yazardı bence bu kitabı Dostoyevski. Çünkü ben Aleksey lvanoviç'in hikayesini değil Dostoyevski'nin hikayesini okuduğuma bahse girerim.O nasıl bir tutkudur, kendimi Vegas'ta bir oyun salonuna atma isteğiyle doldum taştım desem yalan olmaz :D
Dostoyevski bu kitapta ,içten içe, hatta ağzımıza vura vura şöyle demiş ; Bak işte senin iraden bu kadar, sen busun, daha ötesi değil! Senin binlerce aptal kaygın, binlerce zaafın, o şatafatın içinde sakladığın binlerce masken , topluluklara uyma kaygın , sürekli birilerinin senin hakkında ne düşündüğü tasaların var! Sen busun, sen insansın varlıkların en üstünü olduğunu düşünüp esasında en aşağılığı, en defolusu, o süper ego dağlarının arkasına sinmiş en cansız varlıksın. Sen busun!
Bir Çin atasözünde şöyle der;
''Dünyada iki kusursuz insan vardır, biri ölmüştür, biri de doğmamıştır. ''
Hepimiz kusurlardan, kaygılardan , süper egolardan, megalomanlıklardan , zaaflardan, bunun gibi bir sürü defodan oluşuyoruz. Gün içinde binlerce maske değiştirip, binlerce role bürünüyoruz ne için.. Hiç..Toplum gözünde daha iyi yerlere koymuyor bizi bu sayede. Chuck Palahniuk abimin çok sevdiğim bir sözüyle bitirmek istiyorum;
''Güzel ve emsalsiz bir kar tanesi değilsin,herkes gibi sen de o çürüyen organik maddeden yapılmasın! ''
Kafayı sağlam tutalım arkadaşlar ,size bir sır hepimiz ölüciyzz :} Bu kadar tantanaya ne gerek var. Gününüz güzel olsun :)
youtube.com/watch?v=W9jZs-V...
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202369bin okunma