Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim! Neden böyle uzaksınız benden? Ey benim eski gözyaşlarım! Sizin sıcaklığınızı neden gene duyamıyorum? Yanaklarımda bir iziniz olsun kalmamış… Koyup gitmişsiniz beni…
Sayfa 74
Karşınızda
Korkuyorum Ya seni ararken Sizi bulursam Ya görür de bakamazsam Ya tek değilsen Ya beni tanımazsan O zaman nasıl yön değiştireyim Dizlerim tutmaz Yüreğim ağırır Ölürüm karşınızda Ama ben karşında ölmek isterim Asla ölmek istemem Karşınızda.
Reklam
Hastane kütüphanesinde kendime göre birşeyler ararken gözüme çarpmıştı.Daha çok , ismi beni etkilemişti.Faust isminin ne anlama geldiğini bilmiyordum.Bu isme karşı duyduğum merak yüzünden,bir hafta boyunca kitabı okumaya çalıştım.Ama bütün gayretlerim boşunaydı, bir türlü anlayamıyordum.Kitapta şeytanın ismi Mefisto olarak geçiyordu ve Faust isimli biriyle anlaşma yapıyordu.İnsan şeytanla anlaşabilir miydi? Ama günün birinde, böyle bir anlaşma için , şeytanı arayacağım o sıralarda hiç aklıma bile gelmemişti.
312 syf.
7/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Patron da romantik kitaplardan biri. Kapak az buçuk nasıl bir roman okuyacağınıza dair ipucu veriyor zaten. 30'una yaklaşmış bir kadın karakterimiz var. Adı Reese. Bekar. Ve bir randevuda kendisi ama adam hiç de beklediği gibi çıkmamış. Randevudan kaçış yolları ararken Chase Parker'la tanışıyor. İlginç bir akşam geçiriyor ve bu gizemli adamı da aklından silemiyor. Bu arada kendisi iş arayışında. Sonunda işini de buluyor ama bilin bakalım patronu kim? Aslında güzel bir işleyişi ve kurgusu var. Mantığa da sığdırdım bir yerlere kadar. Ama o çiftler arasında gereksiz tavırlar uzaklaşmalar filan oluyor ya hani. Heh işte o kısmı beni sarmadı. Yalnız belirtmeden geçmeyeyim sonunu çok sevdim. Ek olarak biraz da komedi olaydı kitapta, daha bir memnun olurdum. Bu kitaba yakışırdı bence. Benim kitabı bitirmem 1 gün bile sürmedi. O yüzden çerez kitap arayışında olanlarınıza tavsiyemdir.
Patron
PatronVi Keeland · Yabancı Yayınları · 20171,237 okunma
348 syf.
8/10 puan verdi
KAYIP ELEMENTLER Babanızla gittiğiniz bir kampta evde unuttuğunuz çakmak sizin ateş gücünüzü anlamanıza vesile olsaydı ne yapardınız ? Bugün sizlere fantastik evreni Türk kültürüyle harmanlamış bir kitap incelemesiyle geldim. Lisa'nın kalbinin derinlerde alevlenen gizli bir yeteneği var. İlk etapta gücü anka ateşi olarak ön görülse de
Kayıp Elementler
Kayıp ElementlerMeryem Rana Yavuz · Memphis Yayınları · 20238 okunma
553 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Oblomov çok ilginç bir kitap. 19. yüzyılda Rus aristokratı Oblomov’un hayatını anlatıyor. Oblomov çok tembel bir adam. Yaşama dair enerjisi yok. Geleceğe dair umutları yok. Hayatına bir anlam yükleyemeyen bir insanın “yaşamak için doğdum, ölmek için yaşıyorum” düsturu ile tükettiği ömrü bende hem merak hem de can sıkıntısı yarattı. Normalde çok seri ve keyif alarak okurum ancak Oblomov’un tembelliği yordu beni. Sanırım üzüldüm de! Bir mucize bekledim. Hepimiz bazen Oblomov oluruz, kısa bir süre! “Bir ömür böyle yaşanabilir mi gerçekte? Yaşam enerjisini gıdadan ziyade Pandora’nın kutusunda saklı kalan umudu ararken yakalıyoruz. Oblomov’un kutusu boş kalmış. Bir çok sorunla boğuştuğumuz şu günlerde benim için ilginç bir okuma deneyimi oldu. Keyifli okumalar dikiyorum.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Sosyal Yayınlar · 198339,2bin okunma
Reklam
Şabat! Cuma günü güneş batınımdan cumartesi güneş batımına kadar olan sürede Yahudiler hiçbir iş yapmazlar, yasaktır, bu 24 saatlik süre boyunca yaşam için gerekli olabilecek her şey, yemekler bile önceden hazırlanır, çünkü kibrit bile çakmak Torah tarafından yasaklanmıştır. Şabat için Cuma gecesi tüm sülale bir araya gelir, anneanneler, dedeler, büyük dedeler, torunlar, tüm sülale... şölenli bir yemek yenir. Yemeği her cuma akşamı o sülalenin en yaşlı kişisi evinde hazırlar. Yemekte sohbet etmek ama havadan sudan değil, Yaradılışla ilgili sohbet etmek, özellikle hanımları mutlu etmek sevaptır ama en önemlisi, sözlü Torah mutlaka anlatılır, Yahudilerin piramitleri inşa etmeleri, ahit sandığını alıp Mısır firavunundan nasıl kaçtıkları, denizi yaran Allah’ın onları firavunun ordularından nasıl koruduğu, vaat edilmiş toprakları ararken başlarına neler geldiği, Allah’ın onlara gökten ekmek yağdırarak nasıl yardım ettiği... Yahudilerin geçmişleriyle ilgili her şey masallar, hikâyeler halinde çocukların Yahudilik tarihini anlaması için sözlü Torah olarak Cuma akşamları anlatılırdı, işte bu gelenek sözlü Torah’ın nesilden nesile aktarılmasını sağlamış olmalı ta ki ikinci tapınakları yıkılana kadar. İkinci tapınağın 70 yılında yıkılmasıyla birlikte Yahudiler sözlü Torah’ı derilere yazmaya başlamışlar.
Sayfa 63 - EVEREST YAYINLARIKitabı okudu
Gece, gül bahçesinde, ararken seni, Gülden gelen kokun sarhoş etti beni; Seni anlatmaya başlayınca güle Baktım kuşlar da dinliyor hikâyemi.
170 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
John Carter Barsoom serisi tüm muhteşemliği ile devam ediyor. Mars komutanı serinin üçüncü kitabı mars tanrılarının devamı. Seri kitapları okumanın güzelliği tartışılmaz ancak anlatması da bir o kadar zor. Hele kitabın büyüsü bozulmasın diye arka kapak yazısını bile kitap bittikten sonra okuyan ben empati yapıyor ve aman ağzından bir şey
John Carter III: Mars Komutanı
John Carter III: Mars KomutanıEdgar Rice Burroughs · Fihrist Kitap · 202216 okunma
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık Yalnızlık, okuyanların bir kısmının, olayların durağanlığından ve karakter isimlerimden dolayı yarıda bıraktıkları veya beğenmedikleri çok ünlü bir kitap. Bu kadar sıkıcı ve anlaşılmaz olup da, nasıl bu kadar ses getirmiş olabilir sorusuna yanıt bulmaktan ziyade, yazarın kalitesini sevdiğim için kitabını okumuş bulunmaktayım. Gabriel
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,2bin okunma
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Bu kitabı bir kere kendi sağlığım için okudum, bir kere de kitabın anlattıkları hakkında eşime dostuma doğru bilgileri aktarabilmek adına okudum. Kitabın adından da anlayacağınız gibi asıl anlatılmak istenilen bağırsaklarımızın önemi. Bunu da mikrobiyata üzerinden bizlere anlatma çalışıyor yazar. Çünkü mikrobiyata biz kimiz sorusunun ilk başladığı yerdedir. Bu kitabın amacı bence bir farkındalık yaratmak. Şunu yemeyin kanser yapıyor ya da bunları yiyip 2 haftada fazla kilolarınızdan kurtulun demiyor. Kendi vücudumuzda yalnız olmadığımız konusunda bizi uyarıyor. Hayatımın bir döneminde bağırsaklarımın beni ele geçirdiğini fark ettim ciddi anlamda zor bir dönemdi. Beyin gibi ne düşünsem ne yaşasam sonucunu bağırsaklarımla savaşarak ödedim. İşte bağırsaklara 2. beyin denilmesinin asıl sebebinin sindirim sistemlerinde çok fazla sinir sistemi olduğunu da o dönem bu kitap sayesinde öğrendim. "Yapılan son araştırmalar, mikroorganizmaların beynimiz ve davranışlarımız üzerine çok büyük etkilerinin olduğunu göstermektedir. Ruh halinizden tutun da, seçeceğimiz yemeğe hatta eş seçiminize bile karışan bir canlı topluluğundan bahsediyoruz." Kitapta ayrıca bilimsel birçok çalışma ve deneyinde sonuçları yer almakta ve çok çarpıcı bilgiler var bu çalışmalarda, inanın. Doğru bildiğimiz birçok yanlışın bilimsel açıklamaları da yer almakta gerçekten çok faydalı bilgiler var. Yazarın dili de aşırı eğlenceli insan hiç sıkılmıyor kitabı okurken. Şiddetle tavsiye ederim kitabı okumanızı. Şimdiden iyi okumalar dilerim.
Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
Beyinde Ararken Bağırsakta BuldumSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20176,5bin okunma
Sokakta paylaşmayı,kitaplarda sevmeyi, hayvanlardan sahiplenmeyi öğretir insana, ihtiyacım olan herşey kitaplarda vardı , kendimi kendimden sakladigim zamanlar vardı çok eskiden , yürüdüğüm bir yol yada varmak için acele ettiğim bir yer yoktu ,olduğum yerde oturmuş insanların vedalarını izlemekten ve düşünmekten başka yaptığım bir şey de. Bir ayağım ötekinden kısaydı her zaman. eskiyi mi özledim yoksa eskiden olduğum kişiyi mi bilemiyorum. O kadar çok soru işaretleri arasında bir virgül gibi nefes almaya çalışırken , tuttu hayat seni çıkardı karşıma ,Toprağa susamış kurak çöller gibi sana olan hasterim ,Su gibi gelsen sel gibi özlemimi önüne katıp hasretinin son durağına ulastirsan beni ,geceyi aydınlatan güneş gibi ,senli hayallerime doğsan yeniden, var olabilir miyim senin kurak topraklarında bir kardelen gibi .Geceyi terk eden ay gibi heybende dolu hep vedalar ; isminin önüne katılacak tek sıfat ayrilik,ayrılıklar çalar yıkık bir şehrin gece kondu Mahallesi'nde Kırılgan, mahsum bir çocuğun kapısını , çalar saatin ilk gonk sesi ile anlıyorsun aşkı .aşkla Kırıldığın kadar sağlamlaşıyorsun senden ne kadar gitmişlerse, sen de o kadar uzaklaşıyorsun . sonrası karmakarislasmakta , sanki; en çokta kendime veda etmiş gibiyim,buda benim seni kendi içimde ararken , kendimi kendim içimde kaybedisim oldu ,insan hiç kendini kaybeder mi ?
Gece, gül bahçesinde, ararken seni, Gülden gelen kokun sarhoş etti beni; Seni anlatmaya başlayınca güle Baktım kuşlar da dinliyor hikâyemi.
Sayfa 120Kitabı okudu
İmzamı atarım.
Kimi ölmüş, kimi sağ, nice şairlerimize olan saygımı, adlarını anar, yazılarını okurken nasıl duygulandığımı beni tanıyanların hepsi bilir; hayran olduğum, yahut sadece beğendiğim şairler için kavgadan da çekinmem, alaya alınmaktan da korkmam. Ama bir de beğenmedim mi, istedikleri kadar menfi adam desinler, yıkıcı desinler, gene de beğenmem.
Mevlüt ince
Işığın mı söndü, gülün mü soldu. Acemaşiran çal, bak sabah oldu. Ardina ferahnak ne güzel uydu. Yıllardır aranan belkide buydu. Hicaz'a duçarlık, derimi soydu. Muhayyer alıpta dağlara vurdu. Hicazkar peşrevi durağım oldu. Saba'yı ararken o beni buldu. Sevdiğinin mutluluğu ile sermest olan gönül'e kurban olurum.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.