Mustafa Kemal Paşa'nın Temmuz 1916'da 8. Tümen'e icra ettirdiği "çekilme muharebeleri"nin onun askeri yaşamında önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır. Bunu daha sonra 6 Temmuz 1918'de şöyle anlatmıştır:
"Askerlik hayatımda en çok zevk duyduran, Muş cephesinde 8. Tümen ile yaptığım geri çekilme manevrasındaki
Vapur ne güzel değil mi? Nereye gittiğimizi bilmiyorum, rüzgâr
üşütsün biraz seni, beni sevdiğini söyle, rüzgar alıp götürsün. Sen
benim rüyamsın, uyandırma. İlla yarım kalacaksak, yarım sende kalsın.
Spoiler İçerir!!!
Toplumun adaletsizliği ,zenginin kazandığı, özgürlüğü daha 9 yaşındayken başkalarının elinde olan yetim ve öksüz kalan küçük Yusuf'un hayat hikayesi.
Aydının Nazilli ilçesinin Kuyucak köyünde başlayan bir hayat hikayesi. Daha küçük yaşta annesiyle babası eşkıyalar tarafında öldürülmüştür. Kaymakam Selahattin Bey
Umarım benden bıkmazsın, seversin herkes önce sevdiğini söylerdi umarım sonra bırakmazsın. Söyledikten sonra ağzıdan bir laf çıktıktan sonra hele bir de inandırıcılığı varsa benim inanasım deli gibi kanacağım sevilmeye hasretle kaldığım zaman gelmişse, Yapamıyorum demezsin olmuyor demezsin senden önce başkası vardı seninle de onu unutma
Afrikalı Leo, gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış düşsel bir yaşam öyküsü. Kitap 4 bölümden oluşuyor, her bölüm Hasan'ın diğer adıyla Leo'nun belirli tarihlerde yaşadığı 4 ülkedeki (Granada, Fas, Kahire, Roma) anılarını anlatıyor.
"Ben, Hasan, tartıcıbaşı Muhammed’in oğlu, ben, Giovanni Leone
Martin Eden -Jack London (Hala etkisindeyim)
İşçi sınıfından 20'li yaşlarda bir genç olan Martin Eden Denizcilik ile uğraşıyorken bir kavga sırasında kurtardığı Arthur'un evine yemeğe davet ediliyor.
Bu aile kendisi ile aralarında uçurumlar kadar fark olan bir aile bu burjuvazi sınıf farkı.
Gittiği yemekte Arthur'un ailesi ile
Sustukça sen oldum, sen oldukça kendime kaldım,seni buldum.
Cezasının ne zaman biteceğini bir hükümlüydüm sende..
Aşkı taşımak tek özgürlüğüm oldu anlamalısın.
Bende kendini üretirken yokluğunu aynı boyuta taşımasaydın keşke..
Sen yoksan olmayacaksan ben hangi kimlikle kalkarım ayağa hiç düşündün mü?
Yığılıp kaldığım her yerde yokluğun
Latife Hanım-Mustafa Kemal evliliğinin gergin anlarından biri...
Sinirini yelpazesini avucuna vurarak gidermeye çalışan Latife Hanım, elini kanatır. Atatürk, tokat atmaya yeltenir.
Fakat Latife Hanım kendini müdafaa için elini siper etmeye kalkınca kanlı parmaklar Atatürk’ün yüzüne isabet eder...
Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına giren
Küsmek nedir bilir misin?
Küsmek dürüstlüktür.
Çocukçadır ve ondan dolayı saftır.
Yalansız’dır.
Küsmek; seni seviyorum’dur.
Vazgeçememektir.
Beni anlatır küsmek.
Kızdım ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur.
Küsmek; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir.
Küsmek, sevdiğini söyle demektir.
Hadi anla demektir.
Küsmek; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır.
Yani, diyeceğim o ki:
Ben sana küstüm!
- Nazım Hikmet Ran
Bedir gazasına katılan sahabilerden İtban ibni Malik (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Ben kavmim Beni Salime namaz kıldırırdım. Benim evimle onlar arasında bir vadi bulunuyordu. Yağmur yağdığı zaman mescide gitmek benim için zorlaşıyordu. Bu yüzden Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’e geldim ve şöyle dedim:
-Ey Allah’ın Rasulü
Enes İbni Mâlik Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
ثلاثٌ مَنْ كُنَّ فيه وجَدَ حلاوَةَ الإيمانِ: أنْ يكونَ اللهُ و رسولُهُ أحبُّ إليه مِمَّا سِواهُما، و أنْ يُحِبَّ المرْءَ لا يُحبُّهُ إلَّا للهِ، و أنْ يَكْرَهَ أنْ يَعودَ في الكُفرِ بعدَ إذْ أنقذَهُ اللهُ مِنْهُ؛ كَما يَكرَهُ أنْ يُلْقى