Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Ah, ne yapacağım, ne olacak benim kaderim? Çok ağır geliyor benim böyle bir bilinmezlikte olmam, bir geleceğimin olmaması, başıma ne geleceğini tahmin edememek. Geriye bakmak da korkutucu. Orada hep acı var, bir hatırayla bile kalbim iki parçaya ayrılıyor. Beni mahveden kötü insanlar yüzünden sonsuza dek ağlayacağım!”
Benim kendi fikrim var ve yalanı, her gün ve her saat bir alet gibi kullandığım ve kullandıktan sonra hep temizlediğim ve temiz tuttuğum doğrudan ayırmayı bilirim.
Reklam
Bir şeyin kendisi yokken acısı nasıl bu kadar keskin bir şekilde var olabilirdi?
Sayfa 26 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Tanrı'ya erkek ve dişi canlılar yaratma ve onları birleştirme düşüncesini kim vermiş olabilir ki? Önce erkeği yaratıp, sonra ona kadını veriyor. Kadının göğsünde iki meme ucu var bacaklarının arasında da küçük bir dar boğaz. Oraya küçük bir damla insan tohumundan koyun, işte şöyle kocaman bir beden çıkacaktır oradan; bu garibim küçük damla et, kan, kemikler, sinirler ve deriye dönüşecektir. Eyüb bunu onuncu bölümde çok güzel dile getirdi: "Beni süt gibi sağıp peynir gibi mayalamadınız mı?" Tanrı'nın bütün yapıtlarında matrak bir şey var. İnsanların dünyaya gelmesi konusunda benim fikrimi sormuş olsaydı, ona verimli bir toprak parçasıyla yetinmesini öğütlerdim. Ve ona güneşi bir lamba gibi dünyanın tam ortasına koymasını söylerdim. Böylece hep gün ışığı olurdu. MARTIN LUTHER
Sayfa 91 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Benim gibilere sadece dert ve iş vereceksiniz, öyle geçirecek ömrünü. Bizler derdimizin olmasına öyle çok alışmışız ki, dertsizlikte ne yapacağımızı bilemeyiz. Sevinç nasıl yaşanır, mutluluk nasıl ifade edilir asla bilmeyiz. Şarkılarımız hep giden sevgili üzerinedir, şikayetlerimiz hep bizi engellediğini söylediğimiz insanlar hakkındadır. Dertlerimiz bittiği, sıkıntılarımız çözüldüğü anda biz de biter, cümlesiz kalırız.
Sayfa 57
Kalbimin olduğu yerden içime doğru bir keder akıyordu. Bir şeyin kendisi yokken acısı nasıl bu kadar keskin bir şekilde var olabilirdi?
Sayfa 26
Reklam
7.cilt
1887.Muğîre İbni Şu‘be radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Mûsâ aleyhisselâm Rabbine: - Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir? diye sordu. Allah Teâlâ da şöyle buyurdu: - O, cennetlikler cennete girdikten sonra çıkagelen bir adamın derecesi olup kendisine: - Cennete gir!
Sayfa 618Kitabı okudu
İnsanın uzakta bir evi olduğunu bilmesi kadar Gurbette kalbini diri tutacak başka ne var Hicret kuşları bu yüzden hep Vatanından vatanına uçar
..dünya dünya olalı, ben var oldum olalı, soğuk hissiz hareketsiz bir ölü, karanlık odada hep yanımdaydı benim.
"İyi ki, diyorum, şey, var. Baba gibisi var mı...? Anne de önemli ama bir erkeğin babasıdır mühimi. Baba dedin mi, gerisini unutacaksın... Dev gibi durur, dağ gibi. Gezegen gibi... Güvenirsin, yaşlanırsın, sığınırsın... Ölü gözüyle bakıyorlar ama o hep diridir benim gözümde. Hep diri kalacak. Yatalak matalak... Baba babadır..."
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.