Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ben var ya, böyle kendini beğenmiş gibi gözüküyorum ama aslında ölmeyi öyle çok istiyorum ki, elimden bir şey gelmiyor. Doğduğum andan itibaren ölümü düşünüyorum. Ölmem herkes için iyi olacak. Bu bir gerçek. Yine de ölmek öyle kolay bir şey değil. Tuhaf, korkutucu bir tanrı gibi bir şey benim ölümümü engelliyor."
Önceki ve şuanki Ben
Benim Dojo’daki lakabım“ Hibari “. Aslına bakarsan, oldukça sıkıcı bir isim. İsmim Risuke Koşiba, küçük tarla kuşunu andırıyormuş, o yüzden bana bu adı taktılar. Pek de onur verici değil. Başlarda hiç hoşuma gitmemişti. Utandığım için benimseyemesem de şu anki ben, her şeye karşı hoşgörü olduğundan ötürü, biri bana hiç böyle diye seslendiğinde çok rahat bir şekilde cevap verebiliyor. Anlıyor musun? Ben, artık o eski koşuda değilim. Ben, Kenko Dojo’daki bir tarla kuşuyum. Güçlü bir şekilde öterek gürültüye neden oluyorum. Bu yüzden Mektubumu, bunu dikkate alarak oku. Ne kadar da boş bir adam bu, diye düşünerek kaşlarını çatmanı istemem.
Hibari: tarla kuşu
Reklam
“- Tek bildiğim, Tanrı’nın beni sıcak kandan ve sinirlerden yarattığı. Evet! Bir organik doku eğer canlıysa her türlü uyarıya karşı tepki vermelidir. Benim yaptığım da işte budur! Acıya karşı bağırarak, gözyaşlarımla cevap veririm. Yapılan alçaklıklara öfkeyle, iğrençliklere ise tiksinti duyarak tepki gösteririm. Bana göre bu, hayatın ta kendisidir. Bir canlı ne kadar basitse o kadar az duyarlıdır ve uyarılara karşı daha zayıf karşılık verir. Ne kadar gelişmişse, gerçekliğe karşı daha fazla duyarlıdır ve daha enerjik bir biçimde tepki verir. Bunu nasıl bilmezsiniz? Doktorsunuz ama böyle temel şeylerden haberiniz yok! Acıyı küçümseyebilmek, her daim memnun olmak ve hiçbir şeye şaşırmamak için işte tam da şu aşamaya gelmek (İvan Dimitriç şişman, yağ küpüne dönmüş köylüyü işaret etti) ya da her türlü duyarlılığı yitirmek için sonuna kadar acıyla yoğrulmak, başka bir deyişle, artık yaşamamak gerekir.” -“Farz edelim ki, insanın huzuru ve memnuniyeti dışta değil, kendi içindedir. Farz edelim ki, acıları küçümsemek ve hiçbir şeye şaşırmamak gerekir. Peki bunları neye dayanarak söylüyorsunuz? Siz bilgin ya da filozof musunuz?”
Sayfa 38
Aliye, benim altın kalpli Aliye’ciğim, bu hususlarda ne kadar beraber olduğumuzu bilerek sana bunları yazıyorum. Mektupların senin göğsünde ne kadar temiz ve insan bir kalbin çarptığını bana gösteriyor, bu kalp bundan böyle benimki ile beraber çarpacağı için dünyanın en bahtiyar insanıyım.
Dedem diyor ki, geçmiş zamanların birinde, bir han başka bir hanı tutsak almış. Bu han tutsağına: "Eğer istersen benim kölem olarak yanımda kalır, uzun zaman yaşayabilirsin. İstemezsen, en büyük arzunu yerine getirir, sonra da seni öldürürüm", demiş. Tutsak han düşünüp cevap vermiş: "Köle olarak yaşamak istemiyorum, beni öldür daha iyi. Ancak öldürmeden önce, benim vatanımdan herhangi bir çobanı buraya getirtmeni istiyorum." -"Ne yapacaksın o çobanı?"-"Ölmeden önce ondan bir türkü dinlemek istiyorum." Dedem diyor ki, işte böyle, vatanlarının bir türküsü için canlarını feda eden insanlar varmış. Böyle insanları görmeyi ne kadar isterdim!
Özlenen seyirciye mektup
Benim tanımadığım dostlarım, kız kardeşlerim... Biz sık buluşamazdık. Özlerdik çok birbirimizi. Sonra bir anda beklenmedik bir yerde kavuşuverirdik. Ben ilk "Yalansız kul mu var? Girdiğin yol mu dar? İçin neden üşür, çıktığın dağ mı kar?" diye soruyla başlardım lafa. Sen de "Buranın adı İstanbul." diye cevap verirdin. Gözümde
Sayfa 253 - Doğan NovusKitabı okudu
Reklam
Özkan Abi'nin Ardından
Şimdi düşünüyorum da, keşke yaşarken sana bunları söyleseymişim... Yani ne kadar önemli olduğunu bu topraklarda çalan müzik için. Senin, MFÖ'nün peşinden durdurulamayan bir nehir gibi sürüklendiğimizi... Ele güne karşı yapayalnız kaldığımızı, mazeretimiz olduğunu, zincirin kopuk olduğunu ve olduramadığımızı... Bu kelimenin her zaman sana ait
Sayfa 193 - Doğan NovusKitabı okudu
vay canısına
Allah Teala "Ben, benim rızam için kalpleri kırılanların yanındayım" buyurur. Çünkü sen bütün heva ve heveslerini ve iradeni inkar etmediğin/ kendinden uzaklaştırmadığın sürece Allah senin yanında olmaz. Kırılıp içinde herhangi bir sıvının durmasına elverişsiz hâle gelince Allah seni yeni baştan var ederek sana irade verir. Sen de o irade ile dilersin. Sana verilen bu yeni irade yeniden varlık bulunca Allah onu da kırar ve ecel vakti gelip büyük buluşma gerçekleşinceye kadar bu böyle sürüp gider. İşte "benim rızam için kalbi kırılanların yanındayım" sözünün anlamı budur. "Yeni iradeyle yeniden varlık bulmak" sözü ile anlatmak istediğimiz de ona iyice alışmaktır.
Sayfa 21
Nasıl biri olduğunu ortaya koymuştun, böyle biriyle tanışıklığımın bile sürmesinin benim için şerefsizlik olacağını açıkça anladığımı belirtmeme gerek var mı?
Bana cevap göndermekte böyle soğukkanlı olursan benim halim sonra neye varır? Beni böyle üzmek sana yaraşır mı? Bilmiyor musun ki ben… Yine sözümde duramıyordum az kalsın. Yine sana yüreğimden bahsedecektim. Fakat susuyorum işte! Eğer yüreğimin içini okumak istersen bana benim okumam için mektup gönder. Anlaşıldı mı?
Sayfa 30
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.