"Nasıl bilmiyor gibi hareket edeyim? Bu bildiğimi, ne yapayım o zaman? Nereye saklayayım onu? Bu bildiğimi benim dışımda bir yerde saklayamam ki! Yani bu, benim içimde, benden başka birinin de beni öldürmesi gerektiğini bildiği ve benim ise, bu durumda bunu geciktirmeye çalıştığım, kaderimden kaçtığını anlamına gelmez mi? Nasıl mı? Benim bildiğim bende değil mi, yani bana ait değil mi? Öyleyse bu itaatsizlik nereden geliyor? Yani bu, bende bana ait olmayan birinin daha olduğu anlamına mı geliyor? Eğer öyleyse, o kime ait? Neden bende mevcut? İçime onu kim yolladı, bir casus gibi onu gizlice içime kim koydu?"
Yine biliyorsun ki, sevmedim ülküden başkasını
Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları
Bir de Çankaya yokuşunda rüzgara tutulmuş saçlarını
Önce Allah, sonra genlerim şahit.
Sevgimi üç bin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum
Trahomlu şairler doğruluyorlar masaların altından
Elleri fahişelerin karanlık saçlarında
Benim kalemimden kan değil süt damlıyor
Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum
Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını
Bir de seni çok seviyorum.
Yaşar Kemâl'in Annesi:
*
''Benim aklım ermez. Hiç ermez yavrum. Sen okudun, yazdın, kaleminden kanlar damlar. Herkes diyor ki, senin oğlun gibi akıllısı yok, yok amma, Allah bir kere onu şaşırtmış. Dinsiz olmuş, hükümete karşı gelmiş. Dedim ki onlara benim oğlum dinsiz olmaz. Dedesi yedi kere Hacca gitti. Babası namazını hiç kazaya koymazdı. Koca Sadığın başı gider de namazı gitmezdi. Benim oğlum Urus olmaz. Biz Urusun elinden kaçtık da buralara düştük. O gavurun yüzünden bu hallere düştük. Yoksa biz Dördüncü Ordunun birinci Beyiydik. Gulihan Bey, benim oğlumun öz bir amcası olur, dedim. Gulihan Beyin çok köyleri vardı. Gulihan Bey, Dördüncü Ordunun kartalıydı, dedim.. Canını sıkma oğlum.. Allah bir aydınlık yol gösterir bize de.. Şu zenginlerin toprağını mallarını dağıtmaktan vazgeç. Beş parmağın beşi bir mi.? Allah fıkarayı fıkara zengini zengin yaratmış. Sen zenginlerin mallarını alır da fıkaraya verirsen, fıkaralar onu götürür gene onu zenginlere verir. Bak amcayın eline babanın bu kadar malı kaldı. İki yılda altından girip üstünden çıkmadı mı.? Hepsini zenginlere yedirmedi mi.? Gene de sana derim ki, bu sevdadan vazgeç. Fıkaraya yardım edeceksen zengin ol. Mal canın yongasıdır. Bu zenginler seni öldürürler. Öldürürler ya.. sen onların tüm mallarını al da dağıt.. olur mu.? Öldürmezler mi.?''