Benim için sen her şeydin aşkım
Uğruna yüreğimin yandığı
Denizde bir yeşil adaydın aşkım
Çeşmeydin, bir sevda tapınağı
Masal meyveleriyle, çiçeklerle bezenmiş
Benim olan o çiçeklerdin aşkım.
Tolstoy evliliğin “kölelik, tokluk, tiksinti” olduğu ve “çirkinlik, kirlilik, koku, yaraların” yakınlığına katlanmak anlamına geldiği şeklinde yorumluyor.
Kolya daha içten, daha heyecanlı bir şeyler söylemeyi, hem istiyor, hem yapamıyor gibiydi. Alyoşa bunu fark etti, gülümseyerek elini sıktı. Kolya devamla,
- Sizin varlığınızda ne zamandır eşsiz bir insanı takdir etmeyi öğrendim, dedi. Bir mistik olduğunuzu işittim ama... bu durum durdurmadı beni. Gerçeğe dokunduğunuz zaman bundan sıyrılırsınız.
"Şu insanların çoğu garip mahluklar vesselam.Hiçbir zaman hakiki çehreleriyle görünmezler. Mantığı dar bulurlar. Hangi mizaçta olurlarsa olsunlar, daima hudutlarını aşarlar. En asil şeyi, ifrata (aşırıya) kaçar, berbat ederler."
Gözlerini severdim en çok,
Gökteki yıldızlardan parlak;
Bir parça da baştan çıkarak.
Dans edelim gel!
Ne halleri vardı, sahiden,
Bedbaht âşığı berbat eden
Onun için hoştu ya zaten.
Dans edelim gel!
Doldurulmadı hâlâ yeri,
Gülden ağzının öpücükleri
Kalbimde öldüğünden beri.
Dans edelim gel!
Dizi dibinde oturduğum
Zamanları hatırlıyorum;
Bu, işte bütün varım yoğum.
Dans edelim gel!
Sanatçı, insanlık tarihinde ilk olarak "özgür" bir sanatçı, saçmalığına, dondurucu bir yalnızlığa varan bir özgürlüğe kavuştu. Yarı düş, yarı ticaret bir uğraş oldu sanat.
Adnan’la yer değiştirseydik, şimdi benim yerime Adnan burada olsaydı, o da eminim aynı şeyi benim için söylerdi: Biz Adnan’la, şiirlerimizle tanıştık ama arkadaşlığımızı şiirimizden daha çok önemsedik.
Biliyorum, arkadaşlığımızın ilgi çekecek, merak uyandıracak bir yanı yok. Zaten Adnan’la otuz yılı aşkın arkadaşlığımızı Adnan Azar okurlarıyla