Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Huzurlu günleriniz olsun... Bugün sizlere; yazar Henri Bergson'un yazmış olduğu, @inkilapkitabevi bünyesinde çıkan "Gülme - Gülüncün Anlamı Üzerine Bir Deneme" kitabının yorumu ile geldim... İnsanların duygularını ifade etmede en çok başvurduğu eylemlerdedn birisidir gülmek... Gözleriyle, kelimeleriyle, mimikleriyle seratonin paylaşılır, anılara tatlı bir süs verir... Peki bu eylemin altındaki sebepleri, tarihçesini ve asıl önemlisi anlamını biliyor musunuz?.. İşte bu eserde bu sorunlarım cevaplarını keşfedeceksiniz... Gerek anılarla gerekse bilimsel verilerle bu tatlı eylemi keşfederken birçok genel kültürlük bilgiyi de aklınızın köşelerinde depolayacaksınız... Yazarımız Nobel Edebiyat ödüllü yazar olmakla birlikte sezgicilik türünde eserler yazarken, bu eserinde de aynı türün esintilerini göreceksiniz... Bu da kitaba daha samimi ve daha yalın bir etkiyi bıraktığını da düşünmekteyim... Eskilerin bir eseri olmakla birlikte tekrardan Livaneli kitaplığı seçkisinde fesefeye, psikolojiye dair araştırmalarınızda kullanacağınız kapsamlı bir kitap olduğunu düşünüyorum... Okuyun efendim, teşekkürler
Gülme
GülmeHenri Bergson · İnkılap Kitabevi · 2024785 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Gülme / Henri Bergson Sezgicilik ekolünün Batı felsefesindeki önemli temsilcilerinden olan Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Henri Bergson, gülme üzerine yazdığı denemelerini içeren bu eserinde gülmenin anlamını, gülmeye yol açan koşulları ve gülmenin toplumsal işlevlerini araştırmıştır. En doğal tepkilerimizden biri olan gülme üzerine bu denli kapsamlı bir eseri ilk kez okudum. İçeriğinin okuduğumuz ve henüz Türkçeleştirilmemiş eserlerle örneklendirilmiş olmasını ayrıca sevdim. Matruşka gibi bir okuma yolculuğu oldu benim için. Eserde konusu geçen okumadığım eserleri hemen not aldım, bir dolu da altı çizili satırım oldu. 124 sayfalık inceliğine rağmen içerik olarak çok hacimli bir eser. İlk kez 1900 yılında yayımlanan “Gülme” şimdi Zülfü Livaneli’nin özel seçkisinde ve onun ön sözü eşliğinde.. Çok kıymetli bir eser, iyi ki okudum, ufuk açıcı bir içerik arayışındaki kitap dostlarıma içtenlikle öneriyorum. #alıntılarım “Esprili bir halk, tiyatro tutkunu bir halktır aynı zamanda. Esprili insanda bir şairden izler vardır, tıpkı iyi okuyanlarda amatör bir oyuncunun bulunması gibi.” “Gülme sonu birdenbire hiçlikle biten bir beklentiden kaynaklanır.” “Değişmeyi bırakmak yaşamayı bırakmak demektir.”
kitapfisiltisi sevtap
kitapfisiltisi sevtap
@inkilapkitabevi @birdahaoku #gülme #henribergson #batıfelsefesi #inkılapkitabevi #zülfülivaneli #birdahaoku
Gülme
GülmeHenri Bergson · İnkılap Kitabevi · 2024785 okunma
Reklam
Cahil Bilgi Sayfa -136
Batı da gelişen ilim, mahiyeti icabı, akli bilgidir.Bu konuda akılcılık, sadece aklın bir değer olduğunu göstermekle kalmıyor, onun üstünde başka birşeyin bulunmadığını, dolayısıyla ilmi bilginin ötesinde mümkün olabilecek bir bilgiden söz edilemeyeceğini savunuyor; böyle olunca da metafiziğin inkârı zaruri hale geliyor, Bergson ilmi bilginin
Sayfa 136Kitabı okudu
Pascal 17. yüzyıl rasyonalistlerinden olan Voltaire göre gerçek bir filozof değil, aklını dinde kaybetmiş bir mistiktir; Bergson' a göre ise, o, çağdaşı olan Descartes ile eş değerde bir filozoftur ve sezgicilik ve spiritüalizmin öncülerindendir
416 syf.
·
Puan vermedi
İlk incelememi Üstad'ın başyapıtıyla başlamak istiyorum. Öncelikle Üstad'ın diğer kitaplarında da yer alan şüpheden yola çıkarak doğruyu araştırma düşüncesi kitap içerisinde kendisini sürekli olarak göstermektedir. Kitap karakterlerinin üzerinde çok durmak istemiyorum fakat Samim karakterinin yazarın kendisi ve düşünce yapısıyla romanda hayat bulduğunu söylemeden geçmek uygun olmayacaktır. Eser görünürde psikolojik travmalar, yaşantılar, çevre ve genetikten alınan karakteristik özellikleri ön plana çıkarıyorken , daha derininde değişen düşünce ve fikir yapısının toplum yaşamına nasıl yansıdığını, maddeci dünya görüşünün hakim olduğu vücutlarda oluşan sıkıntı ve problemleri aşmakta yaşanan güçlüklerin karşısında maddeden ziyade Ruhi basamakları ele alarak son mertebe de Ruh'un Allah ile temasını ele alacak yolu benimseyen vücutların problemleri ve sıkıntıları nasıl daha kolay aşmayı başardığını açıklamaktadır. Kitapta farklı felsefe düşünürlerinin düşünceleri geçiyor olsa da, sezgicilik akımının kurucusu Bergson'u yoğun şekilde görebilir ve hissedebilirsiniz. Eğer ki felsefeyi , psikolojiyi veya bir dönemi ele alarak o dönemin insan tutumlarını anlatan romanlardan hoşlanıyorsanız, okuyacağınız nadide kitaplardan olduğunu söyleyebilirim. Keyifli okumalar dilerim.
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,7bin okunma
·
Puan vermedi
İsyan Ahlakı Çözümlemesi
Nurettin Topçu'nun bu kitabına kafayı fena halde takmış durumdayım. Konu her ne olursa olsun bir şeyi takıntı haline getirdiysem uykusuz, aç, yorgun olmamın hiçbir önemi olmaz. Saatlerimi o takıldığım şeyi düşünmekle geçiririm. Ismet Özel ile parelel gittiğim Nurettin Topçu okumalarına "Islam ve Insan, Mevlana ve Tasavvuf"
İsyan Ahlakı
İsyan AhlakıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20161,248 okunma
Reklam
Entüisyonizmin (sezgicilik) kurucusu olan Henri Bergson'a: '' Sen aklı yıktın hiç şüphesiz; fakat yine akılla yıktın! Metodun aklidir '' dediler. Yani aklın yıkılışındaki şerefi yine akla isnad ederek aklı yine tahta oturtmak istediler. O zaman Bergson şu cevabı verdi '' Eğer ben aklı akılla yıktımsa demek ki, aklın son durağı, nihai gayesi intihar ve aczini itiraf etmekmiş. ''
Sayfa 186
Sezgicilik: Henri Bergson'un kurucusu olduğu bu felsefi görüşe göre, bilginin kaynağı konusunda temel referans insanın sezgileridir. Felsefi anlamda sezgicilik; sezgiye akıl, zihin ve soyut düşünce karşısında hem öncelik, hem de üstünlük tanır. Bunu edinmek için insanın doğal bir yeteneğe sahip olması gerekir. Bu yeteneğe sahip olan insan, bir akıl yürütmede bulunmadan bildiği bazı ilkelerden hareketle ve araçsız bir kavrayışla şeyleri doğrudan doğruya keşfeder, kavrar ve buna göre hareket eder.
Sezgicilik ve Sezgicilik Üzerine Güçlü Bir Eleştiri
Bergson'a göre, içinde dilin rol oynadığı bilgi ile dilin rol oynamadığı bilgi arasında ayrım yapmak gerekir. Buna dayanarak da mutlak bilgi ile göreli bilgi arasında da kesin bir ayrıma yapmak doğru olur. İçinde dilin rol oynadığı bilgi, göreli bilgidir. Çünkü dil, kavramlar aracılığıyla bilinmek istenen nesneyi dondurur, parçalar. Onun verdiği
Hiç kuşkusuz, Bergson'un "sezgicilik"i de "rasyonalizm" kadar bireycidir ve metafizik düşmanıdır. Her ne kadar "rasyonalizm"i eleştirse de, tamamen akıl-altı (infra-rationnelle) bir melekeye ve az çok hayal, içgüdü ve duyguyla karışmış ve oldukça kötü tanımlanmış hassas bir sezgiye seslendiği için, ondan daha aşağıya düşmüştür.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
sezgicilik
Akıl ve deneyim ekseni üzerinde gelişen söz konusu bilgi tarzlarının yegane alternatifi, bilginin kaynağında sezginin olduğunu öne süren görüş olarak sezgiciliktir. Bu görüşün ise ideal temsilcisi Fransız düşünürü Henri Bergson'dur
Sayfa 57
Türk aydınına Bergson'u ve Freud'u tanıtan Mustafa Şekip Tunç, Paris'e gitmeden evvel Necip Fazıl'ın hocasıydı, dönüşte de ölümüne kadar şiirinin hayranı, yakın dostu ve Büyük Doğu'nun felsefe yazarı olarak kaldı. Bu sebeple Necip Fazıl'ın Bergson'a ve sezgicilik felsefesine ilgisiz kalmamış olduğu muhakkaktır.
Hayat, oluş, yaratma, hürriyet, evrim gibi kavramlarla hemen hemen aynı anlamlara gelen süre, bir hakikat alanı olarak belirlendikten sonra bu hakikat alanının bilgisinin elde edilme sorunu, önemli bir sorun olarak ortaya çıkar. Bu sorunun çözümünde, kendisine kadar bilgi konusunda yapılmış rasyonalist ve amprist açıklamaları, tahlilci ve kavramlara dayalı bilgi anlayışlarını eleştiren Bergson, böyle bir hakikat alanının bilgisini bize verecek olan bilme vasıtasının sadece sezgi olabileceğini söyler. Ayrıca içgüdü ve zekâ arasında yapmış olduğu ayrım ve her iki yeteneğin sağlamış olduğu bilgiler dikkate alındığında, bir sempati olarak düşünülen ve her türlü akıl yürütme ile dilin kelimeleri ve kavramlarının ötesinde, hakikati doğrudan kavramamıza imkân veren sezginin ortaya çıkardığı bilgide, bilginin aynı zamanda tecrübe içinde kalarak derin bir refleksiyon edimi olarak ortaya çıktığını ifade eder. Sezginin bir bilme metodu olarak kabul edilmesi, onun felsefesini yani süre felsefesini, sezgici bir felsefe daha doğrusu bir sezgicilik olarak tanımlamaya imkân verir. Böyle bir felsefe, doğal olarak bir irrasyonalizm olarak da adlandırılabilir. Çünkü aklın, hakikat alanı karşısında bu hakikat alanını tam olarak anlama ve bilme konusundaki acizliği ile sezginin aklın ötesinde bir bilme vasıtası olarak kabul edilmesi, onu irrasyonalist olarak nitelemek için tek başına yeterlidir.
Sayfa 6 - Say Yayınları e-kitapKitabı okudu
Entüisyonizmin (sezgicilik) kurucusu olan Henri Bergson'a: '' Sen aklı yıktın hiç şüphesiz; fakat yine akılla yıktın! Metodun aklidir '' dediler. Yani aklın yıkılışındaki şerefi yine akla isnad ederek aklı yine tahta oturtmak istediler. O zaman Bergson şu cevabı verdi '' Eğer ben aklı akılla yıktımsa demek ki, aklın son durağı, nihai gayesi intihar ve aczini itiraf etmekmiş. ''
Sayfa 186 - GirdapKitabı okudu
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.