Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiç kuşkusuz, Bergson'un "sezgicilik"i de "rasyonalizm" kadar bireycidir ve metafizik düşmanıdır. Her ne kadar "rasyonalizm"i eleştirse de, tamamen akıl-altı (infra-rationnelle) bir melekeye ve az çok hayal, içgüdü ve duyguyla karışmış ve oldukça kötü tanımlanmış hassas bir sezgiye seslendiği için, ondan daha aşağıya düşmüştür.
Sayfa 115Kitabı okudu
sezgicilik
Akıl ve deneyim ekseni üzerinde gelişen söz konusu bilgi tarzlarının yegane alternatifi, bilginin kaynağında sezginin olduğunu öne süren görüş olarak sezgiciliktir. Bu görüşün ise ideal temsilcisi Fransız düşünürü Henri Bergson'dur
Sayfa 57
Reklam
Türk aydınına Bergson'u ve Freud'u tanıtan Mustafa Şekip Tunç, Paris'e gitmeden evvel Necip Fazıl'ın hocasıydı, dönüşte de ölümüne kadar şiirinin hayranı, yakın dostu ve Büyük Doğu'nun felsefe yazarı olarak kaldı. Bu sebeple Necip Fazıl'ın Bergson'a ve sezgicilik felsefesine ilgisiz kalmamış olduğu muhakkaktır.
Hayat, oluş, yaratma, hürriyet, evrim gibi kavramlarla hemen hemen aynı anlamlara gelen süre, bir hakikat alanı olarak belirlendikten sonra bu hakikat alanının bilgisinin elde edilme sorunu, önemli bir sorun olarak ortaya çıkar. Bu sorunun çözümünde, kendisine kadar bilgi konusunda yapılmış rasyonalist ve amprist açıklamaları, tahlilci ve kavramlara dayalı bilgi anlayışlarını eleştiren Bergson, böyle bir hakikat alanının bilgisini bize verecek olan bilme vasıtasının sadece sezgi olabileceğini söyler. Ayrıca içgüdü ve zekâ arasında yapmış olduğu ayrım ve her iki yeteneğin sağlamış olduğu bilgiler dikkate alındığında, bir sempati olarak düşünülen ve her türlü akıl yürütme ile dilin kelimeleri ve kavramlarının ötesinde, hakikati doğrudan kavramamıza imkân veren sezginin ortaya çıkardığı bilgide, bilginin aynı zamanda tecrübe içinde kalarak derin bir refleksiyon edimi olarak ortaya çıktığını ifade eder. Sezginin bir bilme metodu olarak kabul edilmesi, onun felsefesini yani süre felsefesini, sezgici bir felsefe daha doğrusu bir sezgicilik olarak tanımlamaya imkân verir. Böyle bir felsefe, doğal olarak bir irrasyonalizm olarak da adlandırılabilir. Çünkü aklın, hakikat alanı karşısında bu hakikat alanını tam olarak anlama ve bilme konusundaki acizliği ile sezginin aklın ötesinde bir bilme vasıtası olarak kabul edilmesi, onu irrasyonalist olarak nitelemek için tek başına yeterlidir.
Sayfa 6 - Say Yayınları e-kitapKitabı okudu
Entüisyonizmin (sezgicilik) kurucusu olan Henri Bergson'a: '' Sen aklı yıktın hiç şüphesiz; fakat yine akılla yıktın! Metodun aklidir '' dediler. Yani aklın yıkılışındaki şerefi yine akla isnad ederek aklı yine tahta oturtmak istediler. O zaman Bergson şu cevabı verdi '' Eğer ben aklı akılla yıktımsa demek ki, aklın son durağı, nihai gayesi intihar ve aczini itiraf etmekmiş. ''
Sayfa 186 - GirdapKitabı okudu
136 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bergson ve Sezgicilik
Bergson, fikirleri ve dinamik felsefesiyle, yaşadığı 19. Yüzyıldan itibaren birçok sanatçı ve düşünürü etkilemiş, beğenilmiş, tartışılmış ve hala konuşulmakta olan bir filozof. (Daha fazla detayı burada anlatmıştım: #40629364 ) Nurettin Topçu (1909-1975) ise, Avrupa’da eğitim görmek için girdiği sınavı kazanarak
Bergson
BergsonNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 200697 okunma
Reklam
140 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kayıp Bergson'un İzinde
Henri Bergson (1859-1941), felsefenin yanında matematik, biyoloji ve psikoloji yetkinliği de olan, yaşadığı çağdan, aktif olarak fikirlerini ifade etmeye başladığı andan itibaren düşünce dünyasını oldukça fazla etkilemiş, sarsıcı bir etki meydana getirmiş bir filozoftur. Hatta kitapta “felsefe tarihini kökten etkilemiş büyük bir filozof” olarak
Bergson
BergsonLevent Bayraktar · Aktif Düşünce Yayıncılık · 201612 okunma
sezgicilik
Ama sorun böyle bir bilginin var olup olmadığıdır.Sezgiciler bir bilginin varlığını kanıtlamak istediklerinde ister istemez, eleştirdikleri ve yetersiz olduklarını iddia ettikleri dilin kendisini kullanırlar... Bergson ve diğer sezgicilerin (Descartes Gazali Muhiddini Arabi) tasvir ettikleri anlamda bir sergi ve sezgiye dayanan bir bilgi varsa en büyük özelliği ifade edilemez ve başkasına iletilemez olması olacaktır.
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitap bir eleştiri, bir hitap türünde yazılmıştır. Peki kimi eleştirdiğini ya da kime seslendiğini düşünürsünüz? Ya da Küçük Adam kim, bir prototip mi bir karakter mi, ne? İlk sayfalarından son sayfalarına kadar şöyle bir algı ediniyoruz: Küçük Adam; genelde toplum, yönetim, toplumsal yaşam, komünel his ve algı; özelde birey, yönetici, bireysel
Dinle Küçük Adam
Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Avrupa Yakası Yayınları · 201213,1bin okunma
20 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.