Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

berra

berra
@berracaglin
yildizlar masum ve yalniz asklarsa gokyuzunde bildigin kac savas varsa bak hepsi de yeryuzunde
Üniversite Öğrencisi
TED University
Los Angeles
24 Aralık
7 okur puanı
Ekim 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Tesadüf seni karşıma çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat herşeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benimde bir ruhum bulunduğunu öğrettin."
Reklam
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu? Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendime bir yer edinemiyorum, kendime bir yer… Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben’im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir. Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarına kuş konmasına? “Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna” bir çocuk demiş.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...gönlü o anıların bardaklara doldurulup içildiği zamanların coşkusuyla titremeye başlar.
"Ben yaralıyım galiba, Yusuf!.." Genç adam dizginleri elinden attı. Hayvan büsbütün hızlandı. Yusuf'un gözlerine ve ağzına karlar doluyordu: "Ne diyorsun Muazzez!" diye haykırdı. "Nerenden yaralısın?.. Kim vurdu seni?" Genç kadın cevap vermedi, kocasına sarılan kolları onu sıkmaya çalıştı. Yusuf tekrar sordu: "Yaran nerede? Bir yerde durup bağlayalım!" "Bilmem Yusuf... Nasıl istersen... Yaramın nerede olduğunu bilmiyorum. Yalnız bir yerlerim acıyor. Çok acıyor... Sonra canım çekilir gibi oluyor... Ama durmayalım... Çabuk gidelim!" Yusuf şaşkın gibi: "Nereye gidelim?" dedi. Muazzez ancak duyulabilir bir sesle: "Nereye istersen götür Yusuf... Gidelim!" diye fısıldadı. Yusuf onu kollarıyla büsbütün sardı. Başıboş kalan at deli gibi koşuyordu. Gitgide artan kar, Yusuf'un kalpağına, saçlarına hatta kirpiklerine yapışıyor ve tatlı bir soğukluk veriyordu.
Reklam
Ah Milena, pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim. (İlk denk gelişimde etkilenip, yıllar sonra beni kitaba başlatan alıntıdır.)
Benim okumaktan kaçındığım her satırda sen varsın.
“Öldür beni, öldürmezsen katil sayılırsın.”
Bir gece Vafeya, "Hiç âşık oldun mu Firdevs?" diye sordu. "Hayır Vafeya, hiç âşık olmadım," yanıtını verdim. Bana şaşkınlıkla baktı ve "Ne tuhaf!" dedi. "Neden tuhaf buldun?" diye sordum. "Bakışlarında âşık olduğunu söyleyen bir şey var." "İnsanın bakışlarında aşkı ele veren ne olabilir ki?" Başını sallayıp, "Bilmiyorum," dedi. "Fakat özellikle senin, aşksız yaşayamayacak biri olduğunu hissediyorum." "Ama ben aşksız yaşıyorum." "O halde yaşamın bir yalan; ya da hiç yaşamıyorsun."
Ne zaman yürümeye çalışsam düşerdim. Sanki arkadan bir güç iterdi de beni, yüzüstü yere kapaklanırdım; ya da sanki önümden bir şey bana abanırdı da, arka üstü yere otururdum. Beni ezmek isteyen havanın baskısıydı bu, beni derinliklerine çekmek isteyen toprağın çekişi gibiydi. Hepsinin ortasında da ben vardım, ayağa kalkmak için, ellerimle kollarımla mücadele eden, debelenen ben. Ama düşer dururdum, uçsuz bucaksız bir denize atılmış, batmaya başladığında suyla, yüzmeye başladığında rüzgârla kamçılanan bir nesne gibi, oradan oraya sürüklenirdim. Bir çift göz dışında güvenecek hiçbir şeyim olmadan, denizle gök arasında sonsuza dek batıp çıkmak ve bir çift göz dışında, tüm gücümle yapıştığım o gözler dışında beni kaldıran hiçbir şey olmaksızın... Yalnız ve yalnız o bir çift göz kaldırırdı beni sanki. İri miydiler, ufak mıydılar bilmiyorum; kirpikleri uzun muydu, kısa mıydı, onu da bilmiyorum. Bütün anımsadığım kapkara iki yuvarlağın çevresinde apak iki halka. Akın daha ak, karanın daha kara olması için, bu gözlere bir bakmam yeterdi; sanki gizemli bir kaynaktan alıyorlardı ışıklarını, çünkü toprak katran karası, gökyüzüyse aysız güneşsiz, gece kadar karanlıktı.
Reklam
Balkondan baktım ve dalgaların kıyıya vuruşunu izledim. Kudretli ve güçlüydüler, hiç hafiflemeden tekrar tekrar kuma vuruyorlardı. Etkileyiciydi. Bizim kontrolümüzün ötesindeki güçlere hayran kalmıştım. Güneşin batışı ve ayın doğuşu. Gel-gitin oluşması. İnsanlara duyduğumuz çekimi düşündüm. Yıllar önce Cade'e nasıl çekildiğimi. Çekimimiz manyetikliydi, inkâr edilemez bir şeydi.
Çok empati kuruyorsunuz başkomserim, dedi samimi bir tavırla. Ne dünya bu kadar hassasiyeti kaldırır, ne de insanlar bu kadar inceliği...
Kader boğar yüreğimi bir olay olunca Belki de kaderde hayır vardır ara sıra Ve bir gün belki de kavuşuruz Nice nimetlere ve ferahlığa Ya kaderin sonunda ya da başında. Gücüm tükenmez bi musibet anında Bir çıkış yolu vardır benim için Ya gelmiştir biliyorum ya da yaklaşmakta.
Herkes ne diyecek? Bu ana kadar herkesten ne gördüm ki... Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız bir hale sokmaktan başka ne yaptı? – 5.10.23 bugünün anısına :)
34 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.