Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölüm: -Beyaz şüphesiz bir renktir ve kişisel olarak, bu konuda bana itiraz etmek isteyeceğinizi sanmam.
Nazar Gece, Leyla'yi ayin on dördü Koyda tenha yikanirken gördü. "Kiz vücudun ne güzel böyle açik! Kiz yakindan göreyim sahile çik!" Bakti etrafina ürkek, ürkek
Reklam
BİTMEZ BİR GARİP HİKAYE Otuz yaz otuz kış aynı durakta Bekle babam bekle can mı dayanır. Kara yalanları beyaz kundakta Sakla babam sakla can mı dayanır. Her yanımız gurbet...hani ya sıla Ömür bitmez çile ölüm fasıla Günleri aylara ayları yıla Ekle babam ekle can mı dayanır. Çare say,çanak tut çağ zilletine Sarmaz mı umutlar,sarpa çetine Katır tırnağını gül niyetine Kokla babam kokla can mı dayanır. Nimetler kurnaza ülkü mazluma Cehennem ettiler mülkü mazluma Aldatıp her çeşit mülkü mazluma Yükle babam yükle can mı dayanır. Bedavacı çomak soksun davana Arı çıksın sinek girsin kovana Giden kussun gelen kussun divana
http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=4138
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
O sahneyi çok iyi somutladım: İdam günü gelip çatınca, o sevdiğim, alıştığım giysilerimi giyeceğim: postallarımı parkamı. Beyaz ölüm gömleğini giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim. Kesin. Direneceğim ve giymeyeceğim. Öyle her zamanki eyleme gidiş tavrımla gideceğim. Yok, tıraş falan da olmayacağım. Gidip oturup önce bir sigara yakacağım orada. Sonra demli, sıcak, güzel bir çay içeceğim. Ha bak, Rodrigo'nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim orada. Bak, bunu çok isterim. Sanırım, asılacak bir insanın son isteğini geri çevirmezler. Bunu isteyeceğim.
‘’ Altı yüzlü yılların ilk yarısıydı. Türk budunu Çin ülkesinde tutsaktı. Yıllar süren tutsaklık Türklerin ağırına gidiyordu. Kürşad ve 40 ülküdaşı Türk budununun hürriyeti ve istiklâli için Çin Hükümdarının sarayı Siganfu’yu basıp, onu tutsak edecek, olmazsa öldürüp, budunu tutsaklıktan kurtaracaklardı. Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor,
Reklam
Dürüstçe başlayan dövüş, öyle sürmedi. Sürübaşı Tek Göz'ün yanında saf tutmasaydı, işin nasıl sonuçlanacağını kimse bilemezdi.Gözünü kan bürümüş genç kurda, ikisi birlikte saldırdılar.Genç kurt,eski arkadaşlarının dişleri karşısında bunalmaya başladı.Çünkü öldüresiye saldırıyordu bu dişler. Birlikte avlandıkları,açlığa karşı omuz omuza savaştıkları günler bitmiş,avlanmaktan daha ölümcül bir sorunun tutsağı olmuşlardı:Aşk ! Bu kavganın nedeni olan dişi kurt bir köşeye çekilmis, kılını bile kıpırdatmadan olan biteni izliyordu. Keyifliydi elbette: Gün onundu. Kırk yılda bir olurdu böyle şeyler. Aşıkları karşısına geçmiş,kendisini hak edebilmek için ölüm kalım savaşına girmişlerdi.
Beyaz bir sessizlik, adı ne olursa olsun kırmızı yazılır duvarlara. Bak sessizliğin sesimi bastırıyor, yapayalnızım. O gün ansızın gelecek... Geçmişimde sen olacaksın ama geleceğinde ben olmayacağım. Biraz daha diren sol yanım, sağını solunu toparlayıp gideceğim bu aşkın. Ölüm geldiğinde ölmüş olmayacağım, zaten ben senden giderken öleceğim evvela.
Ölüm aman verseydi Bursa da kalıp para biriktirecek, çocuklarıyla karısını bir pazar günü üstüne beyaz tente çekilen bu araba ile gezmeye götürecekti.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.