Elə dayanırsan, elə baxırsan.
Elə dayanırsan, elə baxırsan,
Elə bil qarşında quru bir daşam.
İpək saçlarını bir vaxt oxşayan
Elə bil hardasa mən olmamışam.
Səni dostlarımla, tanışlarımla,
Mən tanış edərdim nə vaxtsa bir-bir.
İndi özgələri yad ehtiramla,
Deyirlər tanış ol...
Nə qəribədir?!
Yuxuda görərdin nə vaxtsa hər dəm,
Yolumu gözlərdin yollardan uzaq.
Mən sənin yuxundan çıxıb gəlmişəm,
Bu da bir yuxudur, gəl tanış olaq.
Qoluna girərdim... bu, yadındadır,
gedərdik... yolumuz , arzumuz şərik.
Qolum qollarının lap yanındadır,
toxunsa biz indi üzr istəyirik.
Hayanda oldumsa səhər, ya axşam,
Aradın sən məni, gördün sən məni.
İndi gözlərinin qabağındayam,
Hayanda durum ki,
Görəsən məni?
De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah katından, doğruya bu ikisinden (Tevrat ve Kur'an'dan) daha çok ulaştıran bir kitap getirin de, ben ona uyayım." ﴾49﴿
Eğer (bu konuda) sana cevap veremezlerse bil ki onlar sadece kendi nefislerinin arzularına uymaktadırlar. Kim, Allah'tan bir yol gösterme olmaksızın kendi nefsinin arzusuna uyandan daha sapıktır. Şüphesiz Allah zalimler toplumunu doğruya iletmez. ﴾50﴿
Kasas Süresi meali
Sayfa 390
Kul tarafından işlenen günah, kisinin kalbini karartır.
Günah, kalın siyah bir duman çıkaran ateşe benzer. O ateş ve o duman bir evde bu sekilde yetmiş sene yanıp tütse, evin içi kararıp karanlığa dönüşmez mi? Günahla kararan kalp de böyledir.
Öyle bir kalp ancak tövbeyle temizlenebilir.
Kisilikte zaaf, kalpte karalık ve Allah ile kul arasındaki kat kat perdelenmeler, günahın tabii sonuçlarıdır.
Bununla beraber, tövbe edip Allah'a yönelirsen, günahın izleri kaybolur ve Peygamberimiz aleyhisselâmin izince gitmekte gevşeklik göstermediğin sürece de artık gaflet seni alt edemez.
Senin Allah katında belli bir mertebeye yükselmen, ancak Allah Resulü sallallâhü aleyhi ve sellemin izinde gitmenle mümkün olur. Onun izince gitmekse, su iki sekilde olur.
a. Dışardan
b. İçerden
Dışarıdaki: Namaz, oruç, zekât, hac, cihad ve buna benzer ibadetleri yapmaktan ibarettir.
içerideki: Namazi huşu ile (Allah'in huzurunda oldugunu bilerek ve seylerden soyutlanarak) kalmak ve Kur'ân'ı da mânâsin iyice anlayip özümseyerek okumaktan ibarettir.
Namazda Allah'in huzurunda oldugunu bütün varlığınla hissedemiyor, Kur'ân okurken de ayetlerin anlamlandı üzerinde kafa yoramıyorsan, bil ki, sende kibir, benlik iddiast veya daha baska bir şeyler vardır!
Yüce Allah şöyle buyurur:
Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanlar âyetlerimden uzak tutacağım!
A'râf, 7/146
~^~
Sayfa 13Kitabı okuyor
Ve Sen Bilgiç, Şunu Öğren ki;
Kadın için bundan daha büyük bir zevk yoktur!
Bil ki, gerçek kadın, erkekten aldığından çok, ona verdiği hazdan zevk alır...
Ne kadar doğrusun... Sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler. İlk önce bunu yaparlar... Sana ruhumu açmadan önce bil ki incinebilirim demek için... Çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni. " Gözlerim yaşlarla dolmuştu."
Ey mal , mük ve makama sahibi !Şunu iyi bil ki her insan ya dinde kardeşin ya insanlıkta eşindir!
Yat Ve Uyu
Bu geceler dayanılır gibi değil ki...
Ey şimdi bu satırları okuyan bil ki:
Istıraplar yüz katlı kış gecelerinde...
YKYKitabı okudu
Bir sabah gün doğarken aç perdelerini, bak!
Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar;
Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak,
Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar,
Bil ki seni istiyorum.
Bil ki şu kalbimde birsin,özelsin
Gizleme gözyaşlarını kalbimden
Sen gülerken, ağlarken de güzelsin!
