Hadi itiraf edin!
Hepiniz en az bir defa ölmeyi düşünmüşsünüzdür hayatta.
Kim bilir, belki buna kalkışan, kıyısından dönenler de vardır aranızda!
Geçenlerde bir haber gördüm, "Dünyanın en mutlu ülkesinde intiharlar neden artıyor?" Farklı zaman diliminde ise ülkemize dair bir haber gördüm: "İntihar oranlarında artış %50'lere
Benim için şimdiye kadar yaptığım en özel inceleme olacak bu, umarım yazmak istediklerimin çeyreğini olsun ifade edebilirim.
Leyla ile Mecnun hayatımda en önemsediğim şeylerden biri. Bir diziye bu kadar anlam yüklemek ne kadar mantıklı tartışılabilir. Ama sitede son zamanlarda denk geliyorum benden yaşça büyük kişilerin yorumlarına;
*
“Cahilliğin dağlarında gezenler için; almasını bilene bilgece öğütler, yaşanmışlıkların getirdiği doğru tespit ve öneriler, samimi itiraflar; bir o kadar da topluma tenkit yağmuru. İlber Ortaylı’nın sakınmadan söylediği her söz, gençler için altın değerinde. Toplumun her kesimine ustaca entelektüel bir dokunuş, hazır olun; bu bir kültür
Kendini bilen Rabb'ini bilir.
Nefsini bilen Rabb'ini bilir, hayır hayır, Nefesini bilen Rabb'ini bilir.
Öz'ü bilen töz'e ulaşma gayreti içinde olan Öz'e varır.
Gece vakti ayak ucunda akıl yürütmeler yapalım biraz;
Özlemek nedir? Sözcüğün kökeni öz. Peki insan kimi özler? İnsan evvelden bildiğini özler, salt yakınlık duyduğunu özler. Özlemek,
Amerikalı yazar George Raymond Richard Martin'in bu aralar sıkça rastladığım, sosyal medya kullanan hemen hemen herkesin bir kere de olsa okuduğu çok güzelbir cümlesi var. Bu cümleyi okuduktan sonra, iyi ki kitaplar var hee, diyorsunuz kendinize. Kitap okuyor olmanın verdiği o eşsiz huzuru ve gururu yaşıyorsunuz. Aslında günde 1 saat de olsa
*** ‘FARKLI TÜRLERİ KEŞFET’ ETKİNLİĞİ***
YENİ GELENLERE NOT: Etkinliğimiz başladı sevgili okur dostlarım... Okuduğunuz kitaplarla ilgili her türlü yorum, alıntı ve incelemeyi #28549333 nolu ileti üzerinden paylaşabilirsiniz. Etkinliğe katılmak isteyenler ise bu iletinin altına yorum olarak yazabilirler... Hepinize
Ne yapsınlar söyler misin? Her kadın kendisini dinleyecek bir eşi, bir sevdiği olsun ister. Demek yokmuş ki onlar da bu şekilde zaman geçiriyorlar. Erkekler hemen yanı başlarında bulunan güzellikleri yaşayarak mutlu olmak yerine, bedenleri yakında ama benlikleri çok uzaklarda yaşadıkları sürece, bu kadınlar bu kaldırımlardan hiçbir zaman eksik olmayacaklar Çağlar. -Bundan öte söz olmaz ki artık, ne diyeceğimi bilemiyorum. Aşk varmış, gönül onun varlığı ile çağlarmış; aşk varmış, gönül onun verdiği acıyla ağlarmış; aşk varmış, kara kışlardan baharlar yaparmış; aşk varmış, ruhunu hüzün pazarında satarmış; aşk, bir varmış hiç yokmuş... Kısacası aşk her şeydir kıymetini bilene ama bilmeyenlere hiçbir şeydir, diyor, yazar
HASAN MURAT
Nicedir aşkı böylesine samimiyetle anlatan bir kitap okumamıştım. Aslında okumaktan öte kitabın içinde kaybolduğumu itiraf ediyorum.
Her kitabın bir mesajı, her insanın ise farklı dünyaları vardır ve hepimiz dünyalarımıza doldurduklarımız ölçüsünde algılarız yazarın mesajını. Ben, payıma düşen mesajı aldım, ruhuma yeni ve güçlü bir tuğla eklemenin mutluluğunu iliklerime kadar hissediyorum. Dilerim, en kısa zamanda okur ve sizler de payınıza düşen güzelliklere kavuşmanın hazzına varırsınız. Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum :))
İnsan masaya oturduğunda zeytin-ekmekle veya bir tas çorbayla da doyar doymasına... Lakin eğer çok sevdiğiniz bir yemek önünüze geldiyse, orada hissedilen şey doygunluktan bir tık öte, farklı bir histir. Masada geçirilen süre uzar, önce uzun uzun bakışlarla gözler doyurulur... Ağıza alınan her lokma fazladan bir tur daha döner damakta...
İşte o
Herkese merhaba,
Yeni bir kitap incelemesi ile birlikteyiz.
Kendini bu hayatta hem öğretmen hem de öğrenci hisseden herkesin okuyabileceği ve içerde bir yerlere dokunacak bir kitap diyerek başlamak isterim ilk önce..
Bir öğretmen olarak eğitim ile ilgili veya eğitime destek sağlayacak her türlü kaynak kıymetlidir, okunmaya değerdir diyip
Şöyle diyordu kitapta;
“İnsanoğlu dünyaya niçin gelir?
Herhalde bir bahçe kurmaya gelir.
Bu düşünceyle gülümsüyorum.
Dünya dediğimizde bir gurbet değil mi?” (sf.70)
Şöyle diyordu hadis-i şerifte;
“Nasıl yaşarsanız öyle ölür ve nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz.”
Şöyle diyordu Allah Teala “Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir.