Işığın Tacı. Evet, harika bir kitapla sizlerleyim. Son zamanlarda bu kadar güzel bir kitap okumamıştım. Epik Fantastik tarzında yazılan kitabın yazarının Türk olması da göğsümü ayrı bir gururla kabartmadı değil. Çok mutlu oldum, böyle bir kitabın yazılmış olmasına ayrı, yazarın Türk olmasına ayrı, bizden birisi olmasına ayrı mutlu oldum. Kim
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Kitabı incelemeye kesinlikle önce bir Aliya yı tanımakla başlamalıyız ki kitabın amacını daha iyi anlayalım.
Aliya İzzetbegoviç için Bosna Hersek in Atatürk ü dersek sanırım yanlış bir ifade kullanmış olmayız.Yaşam tarzları, akıl yapıları,savaşarak kazanmaları, dini görüşleri birbirine tamamen zıt bu iki kişiyi neden benzeterek başladım derseniz ; ikisi de
“Zaten biz acı çeken ölümlüler ayaklarımızı
mutluluğun üzerine hiç tamamen basamadık.
Her seferinde acı bir keder neşemizi kaçırır.”
-Rodoslu Apollonios
1. Giriş:
Bu yazı direkt olarak bir inceleme yazısı değildir. Antik Çağ’ın önemli yapıtlarından Argonautika hakkında bir akademik makale çalışmasıdır. Ve elbette yalnızca kitap hakkında
İlyada kelime anlamı olarak “İlyon’a Şiirler” manasını taşımaktadır. Dönemin İlyon’u ise günümüz Troya bölgesidir. Yani ismini tamamen bulunduğu bölgeden almıştır. Eser bize Troya Savaşı’nın sadece son 51 gününü 15600 dize ile anlatmaktadır. Tek bir ustanın eseri midir? Yoksa Homeros mu kaleme aldı? Homeros var mı? Yok mu? Gibi soruları bir kenara
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek istiyor (İntihar ve Depresyon)
8- İçimdeki Deniz (Ötenazi isteyen bir
Bütün umutları tükenmiş, bütün imkanları elinden alınmış birinin zindanda yazdığı, benim de sıcak evimde, rahat koltuğumda mahcubiyet duygusu içerisinde okuduğum kitabın ilk cümlesiydi ve bu cümlenin sırf daha edebî bir giriş olsun diye öylesine yazılmamış olduğuna yazarın hayatı şahitti. Beni bu kadar etkilemesinin nedeni de buydu galiba.
.
Öncelikle Ketebe yayınlarını tebrik ederim. Kitabı orjinal dili Boşnakçadan dilimize çevirerek mükemmel bir iş çıkarmışlar. Biliyorsunuz kitabın daha önce ingilizceden çevirilmiş bir baskısı vardı. Çevirinin çevirisi olduğu için dili çok kötüydü. Bu kitap ise harika olmuş, tekrardan tebrik ederim.
Izzetbegoviç bana göre 20. yy.'ın en büyük
“İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah`ın önünde hesap verecektir.”
🥀
Ey huzur!
Neredesin?
Ivan’ın aklında mı ,
Dimitri’nin hazzında mı,
Yoksa Alyoşa’nın kalbinde mi?
Rus ve dünya edebiyatının önde gelen yazarlarından olan Dostoyevski’nin başyapıtı Karamazov Kardeşler, 1879-1880 yılları arasında çıkan bir dergide bölümler halinde yayınlanmıştır. Eser 1881 yılında kitap haline
Bosna'da katliam yapılırken Merhum Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç " Bize ekmek değil silah gönderin, ölüler ekmek yiyemez '' demişti.
Şimdi bakıyorum da Gazze'ye ekmek bile göndermek imkansız hale geliyor.
Her geçen gün ezilen Müslüman halklara karşı daha pasif hale getiriliyoruz.