Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı şeyler yaşadıklarımızı aşmadıkça bilinmiyor.
Bu kapkara sayfa yaşadığımız kötü günleri unutma­yalım diye . Kuşlar gidiyor, her biri aklımdan bir nefes almış, her biri benden bir parça taşıyarak uzaklaşıyor. Yıldız kuşları benek benek dağılıyor. Hiçbir gök haritasında işaretlen­meyecekler. Sayılmayacaklar, adlandınlmayacaklar , ha­tırlanmayacaklar. Ağaçların gölgeleri koyulaşıyor günden güne, hiç bitmeyecek bir kış geliyor , güzel günler çok uzaktaa. Göl­gelerin içinde mayalanan zehir sızıyor kaldırımların ke­narlarından, mazgallardan, pencere pervazlarından, so­kaklardan ev içlerine doğru. Ölülerin suretleri her yerde. Siyah bir maddeyle stensil grafiti olarak labirentin duvarlarına nakşedilmek­te. Kırgın, güleç, umutlu, şaşkın , öfkeli bakıyorlar. Yarım kalmış sözleri. Bu ülke kanlı bir labirent artık, nerede . başladığı nerede bittiği bilinmiyor.
Reklam
Zeki Yılmaz: Laz olmasına rağmen, 1975’lerde Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi saflarına katıldı. Ailesini, ögretmenliğini, ülkesini terk etti. Birçok silahlı eylemde yer aldı. 1980'de tutuklandı. Diyarbakır Cezaevinde ön saflarda direnenlerle birlikte oldu. İdam cezasına çarptırıldı. Tahliye olana kadar devlete boyun eğmedi. Akademiye geldiğinde geri plana atılarak susturuldu. Daha sonra Apo'nun talimatı üzerine dağda tutuklanarak idamdan yargılandı, akıbeti bilinmiyor.
Siz yağmurun sesine kulak tıkadığınızla Ben yağmurun altında durduğumla kalırız...
Öylece duruyorum dimdik ayakta Derinleşsem bir uçurum olurdum şimdiye kadar
Milyonlarca insanın düşündüğünün aksine, saçı kesmek veya uçlarından almak, vücudunuzun herhangi bir yerindeki tüyleri ağdayla almak saç veya tüylerin büyüme hızını artırıp onları gürleştirmez ya da niteliğini değiştirmez. Bu mitin ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak bilinmiyor ama bilimsel yazında yarım yüzyılı aşkın süredir yer alıyor.
Sayfa 16 - Maya Kitap
Reklam
Benim için bi anlam ifade etmeyenler nasıl beni düşman görüyor.
Avrupa'da, Latin dünyasında 18.yüzyıla kadar kaynak verme mefhumu yok. Müslümanlardan tercüme ettikleri birçok kitabın üzerlerine çoğu zaman kendi isimlerini koyuyorlar. Bütün bunlar bilinmiyor malesef. Müslümanlar da bu haklarını müdafaadan aciz vaziyetteler. Onlarda bu gerçeği bilmiyorlar çünkü. ... Başkalarının malını bir başkasına mal etmek Latinlerde normal çalışma tarzı bir şey.Ama Müslüman dünyasında öyle değildi. İslam dünyasında başka bir alma verme vardı. Müslümanlarda bir " adil tenkit" vardı.
“Benzer anlayışlar çeşitli kisveler altında gizleniyorlar; aynı zalimlik, aynı hainlik, aynı hırsızlıklar; en beteri, yasaların himayesi altında daha güvendeler ve kim oldukları da bilinmiyor.”
Geçen gün aşık oldum, ölü ve yaralı sayısı bilinmiyor.
Sayfa 24 - şiirlideğnek / lobideki adam, kitaplarıKitabı okudu
Reklam
tüm sömürgeci ve emperyalist güçler tahakkümlerine aldıkları halkları köksüzleştirmek ve kendi içinde eritmek için onların tarihine, toplumsal değerlerine, kültür miraslarına saldırırlar. Geçmişlerini bütünüyle yabancılaştırarak anlaşılmaz hale getirirler. Devlet politikasına hizmet eden kalemşorler soykırımın başarısı için sayısız kitap ve makale
mavileri alıp götürdüler artık ne yeşil ortalıkta ne de sarı kırmızılar hanidir kayıp bilinmiyor nerede bulundukları pembelik ayıp kahverengiler sürüldüler lacivert kararıyor ümit az eflatunun tadı tuzu kalmadı hayatımız renksiz hayatımız siyah beyaz....
Sayfa 52
Yıl 1897. Babasının ölümünün ardından, önce Naciye evlenerek konaktan ayrıldı. Naciye evlendiğinde 14 yaşındaydı. Kocası uzaktan akrabaları Yemişçizadelerin oğlu İzzet'ti. Naciye kocasının evine giderken yanında ablası Makbule'yi de götürdü. Yemişçizade İzzet Efendi'nin yaşı Naciye'ye göre epey büyüktü. O halde neden 14 yaşındaki Naciye yerine 21 yaşındaki Makbule ile evlenmemişti? Bilinmiyor..
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.