"Mavi Huydur Bende....
Hayat hiç mavi yerinden vurmadı..çünkü ben maviyi beyazı koruyan masumiyet olarak tanırım,karanlığı görünür kılan bir renktir mavi,öyle bilirim..sürükleyendir,bitmeyendir... mavi olarak anlatmalıyım herşeyi...
kaldırın başınızı gökyüzüne,görmek istediğinizi değil gördüğünüzü söyleyin bana! yaşamın ta kendisidir mavi..belkide sadece bu yüzden ölmeye değil..yaşamaya mahkum
edilmiştir..
maviyi soruyordun, gözlerimden yüzüme yayılan maviyi mi
bir renk değildir mavi huydur bende
ve benim yetinmezliğimdir
ve herkesin yetinmezliğidir belki
denecektir ki bir süre
ve denenecektir
bir akşamüstünü düşünmek bir akşamüstünü düşünmekten başka nedir ki
gönül gözü görendedir,derinler mavidir..."
-Edip Cansever
Sanki asıl öldürmek istediğim şey o derinin altında ya da başparmağımın altında atan o ince mavi damarda değil, başka bir yerde, daha derinde, daha gizli ve ulaşması çok daha güç bir yerdeydi.
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı ve yüzüm
Derler ki insan hayatında bir kez aşık olurmuş
Kimileri böyle olduğuna kesinlikle inanıyor kimileri reddederek, olur mu öyle şey deyip, gülüp geçiyor. Ben bu söze sonuna kadar inanan taraftayım. Aşk tektir, aşk sonsuzdur , bir kere kaybettin mi sonrası yoktur. Belki zamanla unutursun belki yaraların kapanır belki kalp acın geçtiğinde de başka biri girer hayatına ama hiç kimse ilk aşkın yerini tutamaz asla sen aksini iddia etsen de hep yüreğinin derinliklerinde kabuk bağlamış küçük bir kesik gibi seninle yaşar daima.