Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hakikaten bir İslam vatanı vardır ki, bütün Müslüman milletlerin sevgili yurdudur. Diğeri milli vatandır ki, Türkler kendilerine “Turan” veriyorlardiğer kısmı Arap yurdudur ki, büyük Arap vatanının bir parçasıdır. Türklerin Türk yurduna veyahut Turan’ı hususi bir aşkla benimsemeleri ne küçük İslam vatani olan Osmanlı ülkesini, ne de büyük İslam vatanını unutmalarnı gerektirmez. Çünkü millet ülküsü, devlet ülküsü, Ümmet ülküsü başka başka şeylerdir ve her üçü de Mukaddes’tir.
Zulme karşı mücadeleler yozlaşarak "kimlik siyaseti"ne ve/veya ayrılıkçılık"a dönüşebilir. Bunların ikisi de çıkmaz sokaktır. İkisi de başat durumdaki bölünme ideolojisinin tersine çevrilmesinden (beyaza karşı siyah, erkeğe karşı kadın, eşcinsel olmayana karşı LGBT, Hiristiyana karşı Müslüman, Türke karşı Kürt) başka bir şey değildir. Ezilenler, tarih boyunca en büyük zaferlerini, sistemin bölücü kategorilerini reddederek, herkesin ortak insanlığını vurgulayarak, başka grupları dayanışmaya çağırarak ve aşağıdan kitlesel birleşik mücadeleye girişerek kazanmışlardır.
Sayfa 379Kitabı okudu
Reklam
İslamdan başka bir din ve inanca yönelik olanlara karşı hoşgörüsüzlüğü o kerteyi bulmuştur ki, Kur'an'a, "Müslüman olmayanları dost edinmeyin...” şeklinde ayetler koymuş.
Günümüz özeti
Teknoloji, programlandığı niyete göre mahiyetini değiştirir, başka bir deyişle Müslüman'a ait teknoloji, Müslüman olmayanın teknolojisinden daha farklı niteliğe sahip olur. Veya aynı teknolojiden elde edilen aynı nitelikteki ürün farklı alanlarda farklı niyetlerle kullanılabilir.
Hafız Mahmut'un Vaazı Önce hafif hafif âyet ve hadisten bahsederek, ulu'l-emre itaat faslından başladı. Yani bununla demek istiyordu ki 'burada bir işgal devleti var, bunun emir ve yasalarına itaat etmek bizim şu kitabımızda yazar'. Elindeki kitap mıdır, defter midir, onu halka gösterdi. İkinci ana hatta şöyle başladı ve
"Sen Mustafa Kemal misin? Ölülerin intikamını alacak mısınız?"
O gün sabah erkenden artık bizim de şehri ve ecdadımızdan kalan evimizi terk etmemiz gerekiyordu. İki oğlum ile birer kat çamaşır biraz da yiyecek ekmek ne varsa kâğıt ve altın paralarımızı alıp komşunun terk etmiş olduğu at arabasına ait bir hayvan bulduk ve dolambaçlı yollardan ve Şakirpaşa'nın ilerisinden Tarsus şosesine çıktık. Fransız
Reklam
NUR RİSALELERİNDE HZ. ALİ İLE İLGİLİ RİVAYETLER
"BEN İLMİN ŞEHRİYİM, ALİ DE ONUN KAPISIDIR."(1) Nur Risaleleri'nde "Keramet-i Aleviye" diye sunulan bu büyük iddiaların temel dayanağı, işte bu hadistir. Bu hadisin Nur Risaleleri'ninde zikredilmesinin sebebi, müellifinin gizli ilimlerin Hz. Ali'ye verildiğine inanması ve bundan kendisi ve risaleleri lehine
Sayfa 223 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Farklılığı Göz Önünde Bulundurmamak
İnsanın bir şeyi yanlış anlaması başkadır, dinden çıkarılması başkadır. Her Müslüman'ın Şeriat'ı anladığı gibi uygulamaya hakkı vardır. Eğer on Müslümanın onunun da degişik yöntemleri varsa, Allah'ın kurallarına itaat etmeleri gerektiğine inandıkları sürece Müslümandırlar. Onlar tek bir ümmet'i oluştururlar, başka cemaatler oluşturmak için bir sebep yoktur. Bu noktayı anlamayan insanlar ümmet'i basit nedenlerle parçalıyorlar, cemaatlerini ve camilerini ayırıyorlar, kendi toplulukları dışından evlenmekten ve sosyal ilişkiler kurmaktan kaçınıyorlar ve gruplarını kuruyorlar.
Tekfirde hudut bilmeyenlere!
"Haksız yere bir Müslüman'a kâfir damgası vuran kişinin suçlaması kendine döner." (Buhari, Müslim) Allah kullarından, başka bir insanın Müslüman olup olmadığı hakkında fikir yürütmelerini istememiştir. Allah'ın hükümlerini önemsemeyerek, yorum yapmakta ve yargılamakta ısrar eden, bir insanı afaroz etme gücüne sahip olduğunu sanan bir kişi aslında Allah'ın yanında kendisinin de küçük bir tanrı olduğunu söylemektedir. Bir başkasının Müslüman mı yoksa gerçekten bir kâfir mi olduğunu düşünmeden böyle cüretkar iddialarda bulunan kişi kâfir olma tehlikesiyle karşı karşıya gelir.
İki Çeşit Müslüman
Yarı Müslümanlar: Bazı insanlar Allah'a ve elçisine inançları olduğunu ve İslam'ı din olarak seçtiklerini söylerler ama İslamı hayatlarının belirli bir bölümüyle sınırlarlar. Ve bu sınırlar çerçevesinde İslam'a büyuk bir bağlılık gösterir, toplu namaz törenleri düzenleyip tesbih çekerler, yiyecek ve giyeceklerine, diğer toplumsal
Reklam
MARKETLERDEN HELAL GIDA ÜRÜNLERİNİ NASIL SEÇECEĞİZ?
Bugün, ister ülkemizde, ister bir başka İslâm ülkesinde ve isterse herhangi bir gayr-i müslim ülkesinde yaşayan bir Müslüman için marketlerin raflarını dolduran gıda maddeleri önemli bir farklılık arz etmemektedir. Hemen hemen hepsinin etiketlerine bakıldığında "içindekiler" başlığı altında ekseriyetle manalarını bilmediği, kelimeler ve işaretler yer almaktadır...
Bir başka anlatımla, müslüman, kendini müslüman bilmek veya saymakla müslüman olamaz. Müslümanlığı bir varoluş haline getirmek borcundadır.
Sayfa 30 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Osmanlı başkentinde yapılan Esir Alayı sonunda Divan'da huzura çıkarılan esirlerle birlikte esirlerin ait oldukları memleketlerin elçileri de bulunurlardı. Kendilerine her zaman esaret hayatının getireceği belalardan kurtulmak için son bir şans verilirdi: Müslüman olmayı kabul etmek. Kuran'a el basıp şahadet getirenler serbest bırakılırdı. Serbest bırakılmaları için başka bir seçenek daha vardı. Eğer kendi işleri güçleriyle uğraşırken esir düşmüşlerse, hemen salınıverilir ya da Türk esirleriyle değiştirilirlerdi.
Abdünnasır, şahsî hasmından kurtulmak istemiş olsaydı onu ele geçirdikten hemen sonra idam ederdi. Nitekim SELLÂL (Yemen cumhuriyetinin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı) siyasî muarızlarını ele geçirdikten bir hafta sonra idam etmişti. Fakat BÎNBAŞI’nın maksadı başka idi. SAVUNMA’nın şehit Seyyid Kutub’u tahkîr eden ve onu yobazlıkla itham eden müdafaaları bu maksadı meydana koydu. Hepsi de: «ÎHVANCI GENÇLER ÎMAN VE AKİDELERİNİN SAİKASIYLA DİN NAMI ALTINDA ALDATILDILAR.» diyerek aynı nakaratı tekrarladılar. Bu tertibin ardında bir temel hakikat gizlenmiştir. O da Mısır idarecilerinin ve onların arkasından İslâm aleyhtarı bütün kuvvetlerin ilk hedefleri, mukaddes KİNANE topraklarından islâmın kökünü kazımaktır. Bunun içindir ki din namına hareket eden her şahsı, yeni nesle ve bütün halka şahsî nüfuz veya maddî menfaat temin etme gayesiyle hareket eden bir yobaz olarak tanıtmaya çalışmaktadırlar. Aynı zamanda yalnız Allah’a iman edenlere, dinlerinde sabit kaldıkları ve baştakilere boyun eğmemekte ısrar ettikleri takdirde Müslüman kardeşlerin akibetine uğrayacaklarını ihsas ettirmek istemektedirler.
Sayfa 52 - Cağaloğlu Yayınevi
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.