Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Dua kadar insanları birbirine yaklaştıran, bir araya getiren çok az şey vardır hayatta. Bu, inanıyorum ki, bütün dinler için, özellikle de, Allah'la insan arasında herhangi bir aracının varlığını zorunlu görmeyen İslam dini için bütünüyle doğrudur. İslam inancında ruhbanlığa, papazlığa ve hatta örgütlü bir 'kilise' kurumuna yer verilmemesi, cemaatle namaz kılarken her müslümanın kendini, ortak bir ibadet eylemine sadece katılan biri olarak değil, onu bizzat gerçekleştiren, ikame eden etkin bir özne olarak hissetmesini sağlamıştır. İslam'da törensel tapınma formları olmadığı için, cemaat namazına imamet etmek olsun nikah akdetmek yada cenaze namazını yönetmek olsun, herhangi bir ibadetin icrasında yetişkin ve akıl sahibi bir müslüman önderlik yapabilir. Allah'a ibadet için özel olarak 'görevlendirimiş' kimselere ihtiyaç yoktur İslam'da. Ulemanın yada müslüman topluma liderlik yapan kimselerin, sıradan müslümanlara göre, akaid ve hukuk alanında bir uzmanlık bilgisine sahip olmaktan başka bir ayrıcalıkları yoktur.''
Müslüman kadın, nasıl bir kadın olması gerektiğinin ayrımındadır; tüketici/boş kadın ise, yönlendirilerek zihinsel işleyişi dumura uğratılmış başka kuklaları gibi bir kuklasıdır yaşamötesiz dünyanın.
Reklam
Amerika'da köktendinci kilise örgütleriyle, Hamas gibi köktenci müslüman örgütlerin dayanışma ağları arasındaki benzerlikler ne kadar fazla? * Sanki her ikisi de aynı merkez tarafından kurulmuşlar. Zaten de öyledir. * Halkın günlük hayatını organize etmeler, küçük iktisadi menfaatler, bizim partiye oy vermeyenler kafirdir söylemleri, fısıltı gazetesi ile iftira kampanyaları.... Size yabancı gelmedi değil mi? * Ya Türkiye'de seçimler öncesi din adına en radikal mesajları verenler iktidara gelince nasıl da başkaları istedi diye (ABD, AB) ılımlılaşıveriyorlar. * Nasıl bir duygu acaba? Evanjelikler, Iraklı direnişçilere "iblis" derken, Felluce'de oluk-oluk Müslüman kanı akarken, daha önce " başörtüsü zulmü" her cuma Beyazıt Camisi'nin önünde telin edilirken, " Genelkurmay eğitimden elini çek" gidi dehşetengiz pankartlarla yürüyüşler yapılırken... * Halbuki telin ettikleri Genelkurmay eğitimden ve ülkenden elini çekerse, bırak baş örtmeyi, " don" bile giymenin mümkün olmadığını...Irak anlatamıyorsa başka ne anlatır ki? Mısır, Tunus, Libya, Yemen ve Suriye'de olanlar... ve olacaklar?
Sayfa 211Kitabı okudu
İsmet Paşa'ya gece toplantısında haber gelir. "İzmir'den Afyon'a gelen Delibaş Mehmet çetesiyle birlikte dün Afyon'dan ayrılmış. Haberi yollayan arkadaşımız Konya'ya geçtiğini tahmin ediyor." İsmet Paşa hiç beklenmedik bir şey yaptı ve galiz bir asker küfürü savurdu, sonra da," Bu it yine dini alet edip bu cahilleri
Sayfa 331Kitabı okudu
Her Müslüman üstelendiği işi kendinden başka yüklenecek kimsenin bulunmadığını, İslam'ın yeryüzü hükümranlığı konusunda biricik amilin kendi hataları ve sevapları olduğunu/olacağını düşünsün. Burada, ben doğru yoldaysam bu iş gerçekleşir, bu iş gerçekleşmiyorsa bunun vebalı yalnız ve sadece benim yanlışlarım, benim eksikliklerimdir, diyebilecek bir bilinç düzeyine yükselmek gerekiyor.
"Müslüman olmayanları küçültücü bir kelimeyle ayrıştırmak, edepsizliktan başka bir şey değildir bence. "
Reklam
Taliban
(Bu kurallar Taliban tarafından Afganistan'a girildikten sonra açıklanmış.) Vatanımızın adı bundan böyle Afganistan İslam Emirliği’dir. Bunlar da bizim koyduğumuz, sizin uyacağınız yasalar: Bütün vatandaşlar, günde beş vakit namaz kılacaktır. Namaz vakti başka bir iş yaparken yakalanan, kırbaçlanacaktır. Bütün erkekler sakal bırakacaktır.
Taliban yasalarıKitabı okudu
Amma da acele davrandın be Sunguroğlu. Ben de düşünmüyor değilim hani. Papazlıkta hileden başka bir şey öğrenemedik. Millete cennet anahtarı dağıtmaktan bize yalnız cehennem kapıları kaldı. Hayırlısı bakalım Senin hareketlerin galiba sonunda beni de müslüman edecek.
Sayfa 133Kitabı okudu
‘’ İslamcı olmasını kusur diye öne sürüyorlar. İslamcılık dünün en kuvvetli seciyesi ve en yüksek ülküsü idi. Bugünkü Türkçülük ne ise dünkü İslamcılık da o idi. Esasen İslâmcılık Osmanlı Türklerinin mefkuresiydi, On dördüncü asırdan beri, Türklerden başka hiçbir Müslüman millet, ne Âraplar, ne Acemler, ne de Hintliler İslâmcılık mefkuresi görmüş değillerdi. Bir Osmanlı şairi olan Âkif'te milli mefkure kemaline ermiş, fakat yeni bir milli mefkurenin doğuş zamanına rastladığı için geri ve aykırı görünmüştür.’’
Şimdi, Tuna ile Deniz arasında olup da benim görmüş olduğum memleketleri dinleyeceksiniz. Evvela hepsine de Bulgaristan denilen üç memlekette bulundum. Birinci Bulgaristan’a, Macaristan’dan Demirkapı’ya geçilince varılır, başkenti Pudem (Vidin) ismini taşır, ikinci Bulgaristan, başkenti Ternau (Tırnova) olup, Eflâk’ın karşısındadır. Üçüncüsü,
Reklam
“Günün birinde bir kral, Müslüman bir mutasavvıfa harika bir armağan vermek istemiş. Bu, üzeri elmaslar ve başka değerli taşlarla işli altın bir makasmış. Sufi Kral'a nazikçe teşekkür etmiş, ama şunları eklemi ş: "Davranışınız beni çok etkiledi. Ama ne yazık ki armağanınızı geri çevireceğim. Makas aslında kesmeye, ayırmaya, bölmeye yarar. Oysa benim yaşantımın, aldığım eğitimin temeli “yaklaştırmaya ve barıştırmaya, toplamaya ve birleştirmeye dayalı. Beni gerçekten mutlu etmek istiyorsanız, bana bir dikiş i ğnesi, sıradan bir iğne armağan edin...”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.