Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Batılıların Azınlık Anlayışı
Frenkler bizde ekalliyet diye üç nevi biliyorlar. Irkça ekalliyet, dilce ekalliyet, dince ekalliyet. Bu bizim için gayet vahim bir şey, büyük bir tehlike. Aleyhimize olunca şu adamlar ne derin ve ne iyi düşünüyorlar... Irk tabiri ile Çerkez, Abaza, Boşnak, Kürt, ilh... yi Rum ve Ermeni'nin yanına koyacaklar. Dil tabiri ile Müslüman olup başka
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Hem Afyon Mahkemesindeki eserler – tekrârât-ı Kur'âniye ve melekler hakkındaki iki parçacık müstesnâ olarak – bütün eserler iki sene ellerinde kalarak hem Denizli, hem Ankara Ağır Ceza Mahkemesi berâetine karar vererek içinde suç mevzûu bulamadıkları ve bize iâde etmeğe karar verdikleri ve aynı eserler Isparta Hükûmetinin bir vakit müsâdere
Sayfa 35 - Sözler Neşriyat
Müslüman tek boyutlu Yalınkat bir hayat ortamında yaşamıyor bugün : kendine silah çekmiş bir düşmanla karşı karşıya bulunsaydı , işi kolaydı. O taktirde, hedefini açıkça seçebilirdi. Oysa bugün yeryüzünde yaşayan müslümanların çoğu henüz nasıl bir konumda yaşadığının bile bilincinde görünmüyor. O genel olarak içinde yaşadığı istemdışı düzene uyum sağlama çabası içinde bulunuyor. Bir bakıma farkında olmaksızın İslam dışı hayat tarzıyla İslami olanı telif etme kaygısına düşmüş görünüyor. Bu kaygı bile aslında henüz Müslüman olduğunu unutmayanlar için söz konusudur. Diğerleri böyle bir kaygı taşımaktan da uzak duruyor. Bu tespiti kendine Müslümanım diyenlerin içinde yaşadığı dünya düzeninin farkında olmadığını, bunun farkında olmayınca başka şeylerin farkında olunamayacağını belirtmek için ileri sürüyoruz. Sözgelimi mevcut düzenin getirdiği konfor artık salt zihinsel olmanın boyutlarını aşmıştır konfor tümel bir yaşama düzeni haline gelmiştir .
Sayfa 24
Hafız Esad'ın Hama katliamı
Evet, görünüşte, İsrail'le savaşmakta olan, gerçekte ise müslüman kasaplığından başka bir şey yapmayan bu rejim yıllardır İsrail'in yapamadığını yaptı ve tüm müslümanların gözleri önünde İslâma âşık tam yetmiş bin kişiyi yirmiyedi günde katletti. Evlerini başlarına yıktı, camilerini ortadan kaldırdı.
Sayfa 111 - İslamoğluKitabı okudu
Müslümanlar "İslam" adı altında çirkin fiillerde bulunduklarında ümmet için utanç sebebi oluyorlar. Hatta bundan da fazlası oluyorlar. Olanlardan ötürü utanıyor ve aşağılanmış hissediyoruz; başka türlü hissetme şansımız da yok. Evet, ben bir cani değilim, hiçbir fiilde bulunmadım, ama onlarla ortak bir şeyi paylaşıyorum. Bu insanlar Müslüman -en azından öyle olduklarını iddia ediyorlar- ve açık ki yaptıklarını da "İslam" adı altında yapıyorlar. Müslüman olduklarına dair o iddia orada olduğu sürece benim onlarla ortak bir noktam var.
Reklam
Zira İslam'a göre din'i, siyasetten ayırma imkanı yoktur. Başka bir deyişle birey, aynı zamanda hem Müslüman, hem lâik olamaz!
Sayfa 115 - BEYAN YAYINLARIKitabı okudu
İslamiyette çok evlilik
Nisâ suresi 3. Ayet Eğer yetim olan (kız)lar hakkında (kendileriyle evlendiğiniz takdirde) ADALETLİ olamayacağınızdan korkarsanız, o hâlde size helâl olan (başka) kadınlardan iki(nci), üç(üncü) ve (en çok) dörd(üncü hanımınız) olmak üzere nikâhlayın! Buna rağmen (onların da aralarında) ADALETLİ olamayacağınızdan korkarsanız, artık BİR TEK (hanım)
Kanuni Süleyman halife-i müslimîn ve halîfe-i rûy-i zemin unvanlarını kullanmıştır. Bu bütün Müslümanların halifeliği iddiasında bulunduğuna dair bir kanıt olarak ileri sürülmüştür; fakat bunun o zaman bir tartışma konusu olduğu anlaşılmaktadır. Zira (Buhârî ve öteki hadîs mecmualarında yer alan) "İmâm Kureyş'tendir" yani, İslâm cemaatinin dinî başkanlığı Kureyş kabilesine aittir, hadîsi karşısında Osmanlı hükümdarının bütün Müslümanların halifesi olma iddiası, o zaman başka iki temel tarihî olguya dayandırılmak istenmiştir: Osmanlı hükümdarları, Fâtih'ten beri, tüm İslâmın gazâ kılıcını elinde tutma hakkının kendilerine ait olduğunu iddia etmişlerdir. Fâtih'e ve II. Bayezid'e Cezayir Müslümanları, İspanyol istilasına karşı heyetler gönderip himaye istemişlerdi. Dünya çapında gazâ görevini üstlenen Sultan Süleyman, dünyada Hıristiyan devletlerin saldırısına uğrayan bütün Müslüman devletlerine arka çıkmakla, bu iddiayı kanıtlama yolunda idi.
Sayfa 108Kitabı okudu
Bir gün Alman Helmut usta yanıma geldi. "Hey ahbap seni Almanlardan ayırt etmek mümkün değil, seni çok beğeniyorum aferin" dedi. "Ben Alman değilim, ben müslümanım" dedim. "hani nerden belli müslüman olduğun?" diye sordu birdenbire... Kekeledim. "Senin müslümanlığın buysa ben de yemiyorum domuz eti, müslüman olmama yettimi yani şimdi bu domuz eti yememek?" dedi. Ben ne diyeceğimi şaşırarak "ben kelimeyi şehadet getiriyorum" dedim. "Getir bakalım" dedi. Getirdim. Bu kadarcık mi senin müslümanlığın dudaklarını kımıldattın ve kurtuldun öyle mi? "Olur mu?" dedim. "Ben kalben tastik ediyorum. "Neyi tasdik ediyorsun?" dedi. Allahtan başka ilah olmadığını" dedim. "İnanmıyorsun ama, senin kalbin senin ilahından yana değil, şehvetinden yana bence.
Sayfa 204
Reklam
Benî Mustalık Gazvesi dönüşünde ve hiç olmadık yerde Âişe Validemiz'e iftira atanların, bunu dillerine dolayıp yedi düvele ilân etmemeleri düşünülemezdi. Daha açık bir ifade ile bu evlili- ği, ne Ebû Cehil, Ebû Leheb ve Ukbe İbn-i Ebî Muayt gibi şid- det yanlısı ve tavizsiz din düşmanları ne Abdullah İbn-i Übeyy İbn-i Selûl ve Abdullah İbn-i
Sayfa 437Kitabı okudu
Mustafa Kemal, milletinin gerçek düşmanının, sadece yabancılar olmadığını artık anlıyordu. Türklerin, bütün saldırganlıklarına rağmen, yabancılardan öğrenecekleri bir şeyler vardı. Gerçek düşman kendi aralarındaydı: Onları, başka milletlerin yürüdüğü ışıklı yoldan alıkoyan, gelişmeleri önleyen, baskı altında tutan softalık ve yobazlık, Mustafa Kemal'in görüşüne göre Osmanlı İmparatorluğu, Müslüman olmayanların cennetin bütün nimetlerinden yararlandıkları, Müslümanların ise cehennem azabı çekmeye zorlandıkları bir yerdi.
Sayfa 34 - Altın KitaplarKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.