Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
sadece bir aşk umudu…
Oyun bitti artık; aşk benim için bir hastalık oldu; kendimde bir tutkunluğun başladığını hissettim; sen daha düşünceli, daha ciddi oldun; bütün boş zamanlarını bana verdin; sinirlerin gerginleşti, huzurun kayboldu. Şimdi korkuyorum ve anlıyorum ki bu gidişi durdurmak, kendimizi toparlamak için harekete geçmek benim görevim. Evet, seni sevdiğimi söyledim. Sen de beni sevdiğini söyledin. Ancak aradaki ahenksizliği fark etmedin mi? Etmedin değil mi? O halde sonra edeceksin; ben uçuruma düştüğüm zaman. Bak benim halime, düşün benim kim olduğumu. Beni sevmen mümkün mü? Beni seviyor musun? Dün ‘Seviyorum, seviyorum, seviyorum’ dedin; ben de kesin olarak söylüyorum: Hayır, hayır, hayır. Beni sevmiyorsun, ama şunu hemen belirteyim ki yalan da söylemiyorsun. Beni aldatmıyorsun. Hayır denecek yerde evet diyecek insan değilsin. Benim sana anlatmak istediğim, duyduğun şeyin gerçek aşk değil, sadece bir aşk umudu olmasıdır.
Polis olmasaydım katil olurdum çünkü sahici bir sarstıntı sahte bir dengeden iyidir. Şimdi sadece geceleri yapayalnız ve yalınayak anlayabildiğim şeyler var. Şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var. Bütün çaresiz insanlar gibi... Dağılan bir okul gibi... Acılarımız da birbirine benziyor artık. Birbirine benzeyen parmaklar gibi ama her birinin eşsiz bir izi var. Cesetler de benzemez... Ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır her zaman. Koşan atlar düşen atları hatırlatır. Yağmur yağar.. durur.. tekrar başlar... Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir. Beşikten mezara kadar... Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan. Yalan mı söylüyorum? Bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı ki.
Reklam
160 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
Selam arkadaşlar uzun bir süredir aranızda yoktum yaşadığım bir takım sıkıntı ve problemlerden dolayı buralara pek bakamadım artık yavaştan okuduğum bir kaç kitabın yorumunu paylaşacağım. Onu görmek zorlaşıyor, bedeninin, birlikte diktiğimiz bedenin dışına çıkıyor, o bedenin düşüncelerini bırakıyor, düşünceler üzerinden dökülüyor, benden uzaklaşıyor, yeni bir giysi dikiyor içinde benim olmadığım. Kayboluyor. Hem o, hem de ben. Beni duyumsamakta zorlanıyor. Sözcükler belleğinden siliniyor. Kayboluyor. Düşüncelerimizin hepsi kayboluyor. Aramıza başka düşünceler siniyor. Benim değil bunlar, onun da değil. Onu görmek zorlaşıyor, o kadar uzaklaşıyor ki bundan sonrasını duyamıyor. (ARKA KAPAK) Kitabın arka kapağını yazdım çünkü kitabı tam olarak nasıl ifade edeceğimi bilemedim.İçerik olarak gerçeküstü olaylar anlatılıyor.Bazı olaylar gerçekken bazıları hayal tabi benim kafamı karıştıran tarafıda bu oldu tam olarak neyin gerçek veya hayal olduğunu anlayamadım.Çok nadir bu tarz kitap okuduğum için mi bilmiyorum ama açıkçası okurken biraz zorlandım.
Can
CanAslı Tirali · Öteki Yayınevi · 20221 okunma
"Dilek dilemeyi, ancak dünyanı hatırladığın sürece yapabilirsin. Buradakiler bütün anılarını tükettiler. Geçmişi olmayanın geleceği de yoktur. Onun için artık yaşlanmıyorlar da. Şunlara bir bak! İçlerinden bazılarının bin yıldır, hatta daha uzun zamandan beri burada olduğuna inanabiliyor musun? Ama onlar oldukları gibi kalıyorlar. Onlar için değişen bir şey olamaz artık, çünkü artık kendileri de değişemezler."
En güzeli de, şimdi tam olmak istediği kişi olmasıydı. Eğer birçok olasılık arasından bir tanesini seçebilse, başkasını seçmezdi. Çünkü artık biliyordu; dünyada sevincin binlerce, binlerce biçimi vardı, ama temelde hepsi bir tanesinde birleşiyordu, sevebilme sevincinde. Hepsi bir ve aynıydı.
" Benim de bir insan tarafım vardı Bakma böyle kötü olduğuma Benim de dileklerim vardı Benim de bir beklediğim vardı yaşamaktan Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi Her gün bir kadın ağlar benim yüzümde Büyük dertler için benim ellerim Anlamıyor musun Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar Ben sevilmediğimden böyle çirkinim " ~
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
🫀
Reklam
+Fazla mı kirliyiz sanki... - Biz fazla kirli değildik, biz fazla kirletildik sanki - İlk darbe değil ki bu, Küçük kız. Neden koydu bu kadar? + Bilmiyorum, Acımasız. Her darbe sanki ilkmiş gibi. Alışamadım, bir türlü bende bu duruma. - Alışmak zorundasın. Her darbe de yıkılırsan, hep yerde kalırsın. - Dikkat çekeceksin, böyle yaparak,
SAHİP OLMAK YADA OLMAK “Biliyorum ki ben, Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışına, Hiçbir şeye sahip değilim.” Goethe Eğer sevdiğim halde, karşımda bir sevgi doğuramıyorsam, yani sevgim bir karşı sevgi üretmiyorsa; yaşamımı seven bir insan olarak dışa vurmam beni sevilen biri haline getirmiyorsa, sevgim güçsüz
Sevip de sevilmemek büyük bahtsızlıktır. Fakat insanın kendisi artık sevmeyip de buna karşı ihtirasla sevilmek, daha büyük bir bahtsızlıktır.
Sayfa 85 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Bazı şeyler vardır ki insan uzun zaman onları söylemeden durur ; fakat bir kere de söyledi mi, bunları boyuna tekrarlar artık.
Sayfa 77 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
2.5/5 İlk 10 sayfasını okuyunca heh seveceğim bir metin demiştim ama sıkılmışlık o kadar belli ki ben de sıkıldım bunaldım. Böylelikle Fournier furyasının elimdeki son kitabını da okuyarak kendisi ile olan yolculuğumu sonlandırıyorum. Kendisiyle tanıştığıma memnunum ama bookstagram ve booktuberların çok abarttığı bir yazar olduğunu da eklemeliyim. Ben gibi tüm kitaplarını alıp da okuma zorunluluğu hissetmeden 1-2 kitap ile şans verebilirsiniz. Au revoir monsieur Fournier.
Bekleyecek Vaktim Kalmadı Artık
Bekleyecek Vaktim Kalmadı ArtıkJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20222,168 okunma
insanlığın zehri: duyarsızlaşmak
"Gregor'un o dönemde tek derdi, herkesi tamamen ümitsizliğe sürükleyen bu iflası ailesine mümkün olduğunca çabuk unutturmak için elinden geleni yapmaktı. Bu durum üzerine o zamanlar olağanüstü bir şevkle çalışmaya başlamıştı ve neredeyse bir gecede doğal olarak para kazanmak açısından çeşitli imkânları olan yardımcılık görevinden pazarlamacılığa terfi etmiş ve bu çalışmasının başarısı hemen evdeki şaşkın ve mutlu aile bireylerinin masasına, aldığı primlerin, nakit paraya çevrilmiş şekliyle konabiliyordu. Bu günler güzel günlerdi ve Gregor daha sonraları bu kadar çok para kazanıp ailenin tüm geçimini taşıyacak durumda olduğu ve taşıdığı halde bu günler daha sonra asla bir daha bu parlaklığıyla yaşanmadı. Bu duruma gerek ailesi gerekse de Gregor alışmıştı bir kere, para şükranla kabul ediliyor, Gregor severek veriyor; ancak gerçek anlamda bir sıcaklık artık oluşmuyordu."
Ama cenneti bir kez de olsa görmüş olan biri, herkesin yaşadığı yaşama nasıl katlanabilir, nasıl uyum sağlayabilir artık?
Sayfa 169
Trende söylediğim gibi , geçmişte ve gelecekte yaşananlar aynı zamanda bugün de cereyan etmektedir. Kim bilir, belki de ben bir cellattım, sen de benim kurbanım, ve belki de af dilememin vakti gelmiştir artık.
Sayfa 186Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.